Dönüm noktası 19 Mart 1966’da, bir Cumartesi akşamında gerçekleşti. Bundan tam 50 sene önce. University of Maryland’in Washington’ın banliyösü College Park’taki kampüsünde, Cole Field House’da yaşandı.
Jackie Robinson’ın Major League Baseball’u birleştirmesinden 19 sene sonra Muhammed Ali ağır sikletlerle, yobazlıkla ve Amerikan hükümetiyle aynı anda dövüşürken yaşandı.
Ve bundan elli yıl önceki bu unutulmaz gecede Bobby Joe Hill Amerikan sporunda ve Amerikan toplumunda kendisine ait bir iz bıraktı.
Boyu yalnızca 1.80’di ama yine de oyunu domine etmeyi başarmıştı.
A sınıfı ve köklü bir Michigan hazırlık okulu olan Highland Park High School’dan mezun olmuştu. Rotası ise Texas Western oldu. Ben bunun sebebinin o dönem kadrosunda Cazzie Russel ve Bill Buntin’i bulunduran Michigan’ın onu almaması olduğunu düşünüyorum. Tabii bu benim varsayımım. Ve yine bana göre bunun sebebi hem Michigan State’in hem University of Detroit’in onu istememiş olması.
O anı düşündüğümde aklıma kelimeler gelmiyor, sadece o gülümsemeyi hatırlıyorum.
Birkaç kelime söyleyen ilk kişi bundan 50 yıl önce, yani NCAA bir sıradanlık turnuvasına dönüşmeden çok çok önce, bu dominant takımı oluşturan koç Don Haskins’ti.
Haskins Bobby’i bir spor kampında keşfetmiş.
Ve ikisi birlikte bir efsanenin parçası olmuşlar.
Bu efsane, Mickey Mouse’dan uzaklaşmaya çalışan Disney tarafından “Zafere Doğru” isimli bir sinema filmiyle beyaz perdeye aktarıldı sonradan. Aynı zamanda Frank Fitzgerald, “Duvarlar Yıkıldığında” adlı kitabında bu hikayeyi anlattı.
“Kentucky’e karşı oynadığımızda ben bir öncü olmak için orada değildim.” demişti Haskins 2008’deki vefatından önce verdiği bir röportajda.
“Takımdaki en iyi oyuncuları oynatıyordum ve hepsi siyahiydi.”
Sports Illustrated’a yazdığı oldukça etkileyici bir yazıda Frank Deford Rupp’un Texas Western’i görmezden geldiğini öne sürmüştü. SI’e göre Rupp yarı finalde karşılaşacakları Duke üzerine daha çok kafa yoruyordu.
SI Haskins’in 1966 şampiyonluk maçından önce verdiği röportajda söylediği bir cümleyi şöyle alıntılıyor:
“Kim olduğumu bilip bilmediğini çok merak ediyorum ama fark etmez yarın geceye kadar öğrenir muhtemelen.”
1966’ya kadar –NCAA’in en prestijli etkinliğinde son dönemdeki 68 takımdan oluşan kalabalık ve hiç de iç açıcı olmayan sıradanlıktan çok daha önce- Final Four ve turnuva finali Amerikan sporunda kendine vazgeçilmez bir yer edinmişti.
Amerika’nın her yerinde televizyonda yayınlandı bu yüzden.
O zamanlar sadece beyazlardan oluşan bir Güneydoğu Konferansı takımı olan Kentucky bahis dünyasında favori olarak gösteriliyordu.
Kronolojik kayıtlara göre yayın spikerin izleyiciyi şu şekilde bilgilendirmesiyle başladı:
“Savunması olmayan ve sürekli bire bir oynamak isteyen bir takım. Washington basını çoktan Texas Western’in Kentucky’e karşı ayakta kalamayacağını kabullendi.”