Bir gülümsemeden, tevazudan, asaletten, zariflikten ve ölümsüzlükten oluşmuş sade bir buket düşünün. Tam olarak böyleydi.
Bir delikanlı, tarihi bir etkinliğin başrolü olmuştu. Amerikan sporunu derinlemesine ve geri alınamaz bir şekilde değiştiren bir basketbol maçının en büyük parçasıydı.
Bu gencin adı Bobby Joe Hill’di ve takımının NCAA şampiyonluğuna ulaştığı maçta 20 sayı kaydetmişti. Texas Western oyuncusuydu.
Ve o Texas Western Kentucky’i NCAA şampiyonluk maçında yenmeyi başarmıştı. Küçük bir okulun köklü bir devi alt etmeyi başardığı tarihi bir yenilgiydi bu.
Ama daha fazlası da vardı. Yenilgiler olabilir, Tom Izzo bunun farkındaydı.
Texas Western forması giyen beş siyahi genç, takımına siyahi oyuncu almayı reddeden bir basketbol aristokratı olan Adolph Rupp’un koçluğunu yaptığı ve tamamı beyaz oyunculardan oluşan Kentucky’i mağlup etmişti.
Texas Western maçı 72-65 kazandığında sahada adeta izlemeye değer bir tiyatro oyunu vardı. Sporucuların oluşturduğu bir kutlama ve bir gösteri.
Soyunma odalarına doğru ilerleyen tünelde güçlükle yürüyebiliyorduk.
Bir anda kendimi Bobby Joe Hill’in yanında yürürken buldum. Kafamı kaldırıp ona baktım ve Detroit’ten geldiğimi, The News’ın muhabiri olarak orada bulunduğumu söyledim.
Söylediklerime büyüleyici bir gülümsemeyle karşılık verdi. Gurur dolu bir gülümseme. Bir çocuğun utangaç gülümsemesi. Aynı memleketin iki çocuğu.
O gülümseme ve o anın büyüklüğü kişisel kariyerimdeki en büyük başarılarımdan biri olarak yerini koruyor hala.