7DAYS EuroCup’ta Lokomotiv Kuban ile final serisin oynayacak temsilcimiz Darüşşafaka’da Koç David Blatt, sezonun en önemli bölümü öncesinde dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
beIN Sports‘tan İsmail Şenol ile bir röportaj gerçekleştiren deneyimli çalıştırıcı, Darüşşafaka’daki felsefeden tarihi bir başarıyla kazanılan Bayern Münih serisine, Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nden koçluk yapmanın püf noktalarına birçok önemli konuya değindi.
Röportajda yer alan bazı önemli demeçler şu şekilde:
“Dürüst olacağım. Merdivenleri çıktığımda kartları nasıl yeniden dağıtabileceğimizi düşünüyordum. O sıralarda kimseye düşüncemi dile getirmedim. Devre arasında daha antrenör ekibi ile bir araya gelip ne yapacağımızı konuşmamıştım. Yardımcılarımdan Ümit Temoçin, yanıma gelip ‘Koç Doğuş?’ diye fikir belirtti. Aklımda böyle bir düşünce vardı ama ‘Tamam, kesin bunu yapıyoruz’ diye sabit bir fikir belirlememiştim. Yarı bilinçli böyle bir düşünce vardı diyebilirim. Ümit’in söylediğinden sonra ‘Bam! Bunu denemeliyiz!’ dedim. İkinci yarı için sahaya çıktığımızda Doğuş’u çağırdım. Onun hakkını vermeliyim. Bayern’e karşı ilk yarıda hiç sahada olmamış, sezonun birçok maçında süre dahi bulmamış bir oyuncuydu Doğuş. Ama her gün antrenman yaptı. Çalışmaya devam etti. En İyi yaptıklarına yöneldi. Oyuna girmek için numarası okunduğunda hazırdı. Hazırdan da öteydi. Maçı baştan aşağı değiştirdi. Eğer Doğuş o gün o katkıyı vermeseydi bugün seninle bu konuyu konuşuyor olmazdık. O çocuk oyuna girdi ve seriyi değiştirdi.”
“Burada üçüncü sezonu. Tartışmaya mahal bırakmadan Scottie takımımızın lideri. EuroLeague geçen yıllarda üst seviye maçlarda tecrübe edindi. Takımda bireysel açıdan sivrilme potansiyeli bir oyuncu. Bir muhtemel performans seçecek olursanız bu zaten Scottie olurdu. Ama çıkıp 41 sayı atması, 10 üçlük isabeti bulması; bunlar beklentinin de ötesindeydi. Scottie neler yapabileceğini gösterdi. Takım hüviveti kuvvetli bir ekibimiz fakat Scottie, bazı açılardan sivriliyor. Benzer performansları birçok kez daha yaparak bize maçlar kazandırmıştı.”
“Her gün çalışmak ve mükemmele ulaşma gayretinde olmak, bizim buradaki felsefemiz. Darüşşafaka’da son iki yılda düşünce yapımız bu şekildeydi. Oyuncular, zamanı geldiğinde etki yaratabileceklerinin bilinciyle kendilerini hazır tuttu. İşinizi yapın, zamanı bekleyin… Başarılı olma şansınız çok yüksek. Çalışmazsanız, kendinizi hazır tutmazsanız şans geldiğinde bunu avantaja çeviremezsiniz. Hep duyarsınız, insanlar genellikle bahane sunar. ‘Şans bulamıyorum, oynayamıyorum, süre bulamıyorum’ gibi. Bu bakış açısı size o şansı kaçırttırır. İşinize bağlı olup mükemmel olmayı planladığınızda ise o fırsatı yakalarsanız.”
“Antrenörlük tek bir meslek değil. Aynı anda psikolog, sosyolog ve bazen kriminolog olmalısınız. Öğretmen olmalısınız. Ebeveynlik yapmalısınız. Her şeyden önce antrenörlük yapmak için insan olmalısınız. İletişim kurmak bu işin parçası. Oyuncuları değerlendirirken şu parametlere bakmak önemlidir: Neler yaşamışlar? Farklı ortamlarda başarılı olmuşlar mı? Birlikte çalıştıkları kişilerle nasıllar? Bütün bunları bir araya getirdiğinizde o insanın içinde ne olduğunu, hislerini görebilirsiniz. Koşullar her daim başarılı olup olmayacağını belirlemez ve koşulların ideal olduğu denklemde karakterlerin tespiti zordur.”
“Bunu birçok yerde söyledim. Bir kez daha söyleyeceğim. Tepeden dibe bu ligin kalitesinde bir lig daha yok. Bunu hissederek söylüyorum. Takımların seviyesi, antrenörlerin seviyesi ve Avrupa’nın en iyi oyuncularından bazıları burada oynuyor. Lig harika bir rekabete sahip oluyor. Tabii ki Fenerbahçe’nin üst seviye bir takım olduğu kanıtlandı. Muhtemelen Avrupa’da yeniden en iyi takım olacaklar. Çok kaliteli bir takım, antrenör ve oyuncular var. Taraftar için de harika. Hem kendi takımlarını destekliyorlar, hem de kaliteli basketbol izliyorlar.”