Öncelikle takasın ayyuka çıktığı saatlerde online ve haber beklerken sayfa yenileme tuşunu eskiten bir basketbol tutkunu olarak bu takastan ötürü keyfimin kaçtığını söylemem gerek. Bu keyifsizliğe sebep olan etmenleri, kontrat ve salary cap bilgisi vererek yazıyı sıkıcı hale getirdikten sonra sıralayacağım.
Clippers’a giden oyunculardan başlamak gerekirse; bu sezon 8.8 milyon dolar kazanan Avery Bradley’nin kontratı bu yaz, her yıl için yedi7 milyon dolar alan Boban Marjanovic’in kontratı 2019’da, bu sezon 16 ve gelecek sezon 14.8 milyon dolar kazanacak olan Tobias Harris ise 2019’da serbest oyuncu olacak. Clippers bu hamlelerle birlikte 119.2 milyon dolarlık lüks vergisi sınırının sadece 600 bin dolar altında kaldı.
Detroit cephesinde ise Brice Johnson ile Willie Reed, yıllık 1.5 milyon doları aşmayan ve bu yaz sona erecek kontratlara sahip. Takasın ana parçası Blake Griffin ise geçtiğimiz Temmuz ayında beş yıl için 171.2 milyon dolarlık kontrat imzalamıştı. Bu devasa kontrat takası değerlendirirken göz önünde bulundurulması gereken en önemli faktörlerin başında geliyor.
117.2 milyon dolarlık maaş toplamı, salary cap’in üzerinde harcama yapabilmeyi sağlayan istisnaların bu sezonun kadrosunu kurarken kullanılması, son takasla birlikte takımda takas değeri olan oyuncu kalmaması, büyük kontratlı oyuncuların kontratlarının uzun süre devam etmesi Motor Şehri’nin en azından bu yaz önemli bir hamle daha yapmasını olanaksızlaştırıyor. 2000’lerin sonunda otomotiv sektöründe patlayan krizin akabinde iflas eden ve finansal olarak toparlanmayı başaramayan Detroit şehrinin çekicilikten uzak olması da takımın serbest oyuncu piyasasında agresifleşme ihtimalini oldukça azaltıyor. Hamle alanının sınırlanması, Griffin’in en azından kısa ve belki orta vadede yeni takımındaki tek süper yıldız olması anlamına gelebilir.
Mali açıdan kendisini gösteren bu tehlike, artık birden fazla süper yıldızla belirli hedeflere yürüyen NBA takımlarının yöneticilerinin en büyük korkusunun, orta sıra takımı olmanın, Detroit’in geleceğini tanımlaması ihtimalini de beraberinde getiriyor. Joe Johnson’ın sürüklediği ve Mehter yürüyüşünü andıran yolculukları nihayetinde mazide kalan Atlanta Hawks takımları olağan bir karşılaştırma bu anlamda. Takımınızın o dönemin Atlanta’sı ile karşılaştırılmasından mümkün olduğunca kaçınmaya çalışırsınız. An itibarıyla (23-26) play-off potasının bir buçuk maç arkasında bulunan Detroit’in sezon başındaki hedefinden kopmamak, önümüzdeki Nisan ayının ötesini görebilmek adına aldığı risk, şehir merkezindeki yeni salonuna halihazırda seyirci çekmekte sorun yaşayan kulübün gelecekte sitayişle anmayacağı bir risk olabilir. Sonuç olarak efsane oyuncu ve antrenör Jerry West’in “Taraftar o akşamki maçı düşünür. Onun için endişelenir. Koç o sezonu düşünür, o sezon için endişelenir. Ben beş sezon sonrasını düşünüyorum. Onun için endişeliyim.” sözündeki “genel menajer” Stan Van Gundy, Koç Van Gundy’nin ihtiyaçlarına yönelik bir takas hamlesi yaptı. Gelelim saha içine…
Andre Drummond’ın bu sezon geçirdiği dönüşümden sonra yüksek posttan pas dağıtan, çembere kat eden kısalara hand-off’lar ile alan açan bir oyuncuya dönüşmesi, Griffin gibi yüksek posttan oyun kurabilmeye ek olarak o bölgelerden ve bu sezon maç başına 5.7 üçlük deneyip %34.2 isabetle oynamasından da anlaşılabileceği üzere yay gerisinden şut atabilip, topu yere vurabilen bir oyuncu için sevindirici bir gelişme. İki oyuncunun da tarzları gereği şuta yönelmekten çok, atletizmlerini kullanarak çember etrafında bitirmeyi sevmeleri, saha geometrisini doğru kurmak için bu ikilinin dış şut uzmanı oyuncularla süslenmesini zorunlu kılıyor. Bu bağlamda Luke Kennard, son dönemde iyi şut atan Reggie Bullock, Stanley Johnson gibi kanat oyuncularının rotasyondaki değerlerinin artması olası. Bir numara pozisyonunda Reggie Jackson’ın sakatlığıyla birlikte Ish Smith-Dwight Buycks ikilisiyle yola devam eden Detroit’in oyun kurucu görevini bu sezonun genelinde Clippers’da üstlendiği üzere Griffin’e verip, son bir ayda süreleri iyiden iyiye azalan Langston Galloway’in Smith ve Buycks’a oranla çok daha skorer bir isim olmasının etkisiyle rotasyonda öne çıkması hücumda sorunlar yaşamakta olan takımı rahatlatma adına müspet bir hamle olabilir. Griffin’in gelişi NBA’in son dönemde konuşulan hücum varyetelerinden olan dört beş pick-and-roll’unu da Drummondlı Detroit’e taşıyabilir. Ne var ki Detroit hücumunun dertleri bu ayarlamalarla çözülecek gibi değil.