2000’li yılların ortasında Doğu Konferansı’nın güç odaklarından biri olan Bad Boys 2.0 takımının 2004’teki şampiyonluğu ve 2005’teki finalinden (Robert Horry’nin coştuğu altıncı maçı düşünürken halen rahatsızlık duyuyorum) bu yana sempati duyduğum Detroit Pistons’ın son on yıldaki en iyi sezon başlangıcını bu sezon geçirmesinin üzerine, uzun süredir ıstırap ile ve biraz da küskünlükle takip ettiğim takım hakkında yazı yazmaya dair iştahım kabarmıştı. Ne var ki, Aralık sonundan bu yana planladığım değerlendirme yazısını gerek günlük yoğunluk gerek kendi tembelliğim yüzünden erteledikçe erteliyordum. Hal böyleyken Türkiye saati ile 30 Ocak sabahı gerçekleşen şok edici takastan daha iyi bir motivasyon olamazdı.
LA Clippers’ın “çılgın projesi” Lob City‘nin sacayaklarından biri, Blake Griffin, Willie Reed ve Brice Johnson ile birlikte Detroit yolunu tuttular. Detroit ise karşılığında Avery Bradley, Tobias Harris, Boban Marjanovic ile birinci ve ikinci tur draft haklarını verdi. Birinci tur hakkı üzerinde NBA Draft 2018, 2019 ve 2020 için bir dört arası koruma bulunuyor. Söz konusu hak 2021’de korumasız hale geliyor. İkinci tur draft hakkı ise NBA Draft 2019 için ve korumasız.
Bu takasa ağırlıklı olarak Detroit, eser miktarda da Clippers cephesinden bakıp, takım adına sezonun önceki kısmını, bugününü ve geleceğini bu yazıda değerlendirmeye çalışacağım.
Not: Yazıda kullandığım istatistiki veriler 1 Şubat tarihi baz alınarak hesaplanmıştır.