-Biraz genel anlamda basketbol konuşalım istiyorum. Sizin oynadığınız dönemle bugünün basketbolunu karşılaştırdığınızda, arada kısa süre olmasına rağmen, ne gibi farklar görüyorsunuz? Sizce hem kadın hem de erkeklerde oyun büyük oranda değişti mi?
“Aslında hem değişti hem değişmedi. Temel dinamikler hala aynı, oyun hala aynı şekilde oynanıyor. Fakat oyuncu profillerinde belli başlı farklılıklar elbette söz konusu. Örneğin bireysel sorumluluk daha çok ön planda. Oyuncu kalitesi daha fazla sorun çözüyor. Benim oynadığım dönemde bunun biraz daha savunma ve oyun planları içindeki oyuncu dokunuşlarıyla gerçekleştiğini söyleyebilirim. Bugün oyuncu tercihleri biraz daha öne geçmiş durumda.”
-Kadın basketbolunda milli oyuncu havuzunun daraldığını düşünüyor musunuz? Altın çağın en temel yapı taşlarından biri olarak oyuncu yetiştirme sorunumuzla ilgili fikriniz nedir? Sizce neyi, nerede yanlış yapıyoruz?
“Evet, düşünüyorum. Oyuncu havuzunun daraldığı bir gerçek ama bu sadece bize özgü bir durum değil. İspanya’dan bile eskisi kadar oyuncu çıkmıyor ki bir zamanlar toprağından oyuncu fışkıran bir ülkeden bahsediyoruz. Kadın basketbolu özelinde Avrupa’da kısır bir döneme girmişiz gibi görünüyor. Yetiştirmenin çözümü ise hem oyuncuların süre ve rol alabilecekleri takımlara gitmelerinden hem de antrenör gelişiminden geçiyor. Tabii ki büyük takımlarda şampiyonluk yarışını tecrübe etmek de önemli ama oynamıyorsanız o tecrübeyi dört beş sezon yaşamanın gereği yok. Basketbol antrenör eğitimi konusunda TBF’nin çalışmalar yaptığını biliyorum. Onların mesleki şartlarını iyileştirmeliyiz ki oyuncularımız da bir adım öteye geçebilsin.”