Hayattaki her şeyde, örneğin romanlarda ve filmlerde olduğu gibi basketbolda da her oyuncunun bir girişi, gelişmesi, doruk noktası ve sonucu vardır ve her oyuncu her ne kadar mükemmel dönemler geçirmiş olsa da eninde sonunda tarihin tozlu sayfaları arasında yerini alır. Tanıdık isimler, ”Prime time” denilen en iyi dönemlerinin ardından, birkaç yıl sonra ismi ve hangi takımda olduğu duyulunca, şaşılacak hale gelir. Biz de bu galerimizde fikrimizce zamanında Avrupa basketbolunda iz bırakmış fakat şu an başarının çok uzağında hala bir yerlerde basketbol oynayan sönmüş yıldızları derledik.
Bir zamanların efsaneleriydiler, unutulup gittiler, peki şimdi neredeler? – GALERİ
Öncelikle elinize saglik.. Fakat belirtmeden gecemeyecegim; baslikla birlikte aciklama kısmı niteligindeki giris yazısı ve icerikteki isimler arasindaki tutarsizliklar bir yana listedeki isimlerin büyük bir kismi kariyerlerinin en iyi zamanlarinda dahi birakin efsane olmayi vasatin ustune bile cikamamis oyuncular. Listede yer alan Vasatin üstündeki oyuncular ise zaten kariyerlerinin son demlerini geciriyorlar..
1- zZten yıldız olmayanlar:
Keselj, Grimau, Sada, Blums…
Bu gruptaki oyuncular her ne kadar büyük takimlarin kadrosunda kendilerine yer bulmuslarsa da rolleri hep sınırliydi.. asla yıldız oyuncu seviyesine cikamadilar.. O yuzden Bu listede olmalari abes olmus..
2- Kariyerinin birkac yılını değil neredeyse tamamini yildiz oyuncu olarak geciren ve son demlerini biraz daha gozden ırak gecirenler:
Kaukenas, popovic, Michael, Nachbar Bu gruba giren oyuncular.. Bu oyuncularin neden Bu listede olmamalari gerektigini şöyle aciklayayim; Harun Erdenay uzuuun basketbol kariyerinin son üç yilinda Mersin ve İtu’de oynamisti keza Ibrahim Kutluay da ikinci ligde oynadi. E simdi Bu onlari sönmüs yıldız mi yapiyor ki bu dört oyuncunun hicbiri ne Harun ne de Ibrahim kadar yıldız seviyesinde degillerdi.. Nachbar gecen sene Barcelona’daydi, hala Ispanyada, Popovic De Ispanya’da ve hala üst duzey katki veriyor, Kaukenas italya da ve hala ust seviye basketbol oynuyor, Michael ise malum kalp rahatsizligi nedeniyle 3 yillik aradan sonra ne kadar benzini kaldigini test ediyor..
Geriye; Lofton, Kinsey, Tucker, Fischer ve Mccalebb kaliyor.. Eger basligi referans alacaksak; basligin hakkini vermeye yakin iki oyuncu öne cikiyor yalnizca; Tucker ve Fischer.. En nihayetinde Mccalebb Gran Canaria da, Kinsey Jerusalem’De, Lofton da Le mans’ta üst seviye basketbol oynuyor..
Sonuc olarak ilgi uyandiran bir baslik olsa da liste basligin hakkini vermekten uzak. Yazarin basligi ve giris yazisini degistirmesini onermekten baska bir cikis yolu goremiyorum. Yok eger yazar basligin degismesi gerektigine dair bir kanaate yine de varamiyorsa listeye bir ayar cekmesi konusunda birkac isim vererek yardimci olmayi deneyeyim: yazacagim isimler de her ne kadar basligin hakkini vermiyorsa da yildiz statusune yükselmis olup su an gözlerden uzakta olduklarini soyleyebilirim:
– cenk akyol:)))), ukic, planinic, welsch, lakovic, delfino, David andersen, Alex maric, schorsanitis, Solomon, chuck eidson, tepic,… ilk aklima gelenler bu isimlerdi. Iyi calismalar diliyorum..
Öncelikle teşekkürler. Son yazdıklarınızdan başlayayım: ben de listeyi yeni oyuncular aklıma geldikçe ve değişik tavsiyeler geldikçe güncellemeyi planlıyordum. Hatta bu konuyu genel yayın yönetmenimize de açtım ve ona da verebileceği önerileri danıştım. Bu yüzden basketbolu bırakan Planinic ve Chuck Eidson dışında bu isimleri listeye dahil edeceğim. Başlığa gelecek olursak, giriş yazısında da belirttiğim gibi: ”fikrimce”, yani bana göre Avrupa’nın efsaneleri. Genç yaşımdan dolayı hala aktif olarak basketbol oynadığım için şunu rahatça söyleyebilirim ki, basketbolcu olmak için geçilen yol ve aşılan engeller oldukça fazla. Euroleague seviyesinde, kendini kanıtlayabilmiş her oyuncu bana göre bir efsanedir. Bir çocuğun babasına karşı hissettikleri gibi düşünebiliriz bunu. Bir de şu açıdan düşünelim, Marko Keselj: Sırp basketbolunun değerli forvet ve şutörlerinden biri olarak gösteriliyordu, Blums: Letonyalı’lar için kesinlikle bir efsane ve mükemmel bir şutör. Sada ise İspanyol basketbolunun en sıkı savunmacılarındandı, yani savunma yönünde efsaneleşmişti, Grimau’yu ise efsaneleştiren, değişik oyun stiliyle gene de başarılı atışlar yapabilmesiydi. Bu yönlerden bu oyuncuların hepsi, basketbolun farklı kulvarlarında efsaneleşmişti. Öbür tarafta ise, yazının bu bağlamda öznel olacağını giriş yazısında daha ayrıntılı belirtmem gerekebilirdi. Sonraki eleştirinizde ise haklı olduğunuzu düşünüyorum, ‘sönmüş yıldız’ ifadesi uygun değildi ve bu ifadeyi kaldıracağım, çünkü bazı oyuncular kariyerlerindeki yaşadıkları psikolojik yoğunluktan dolayı gözlerden uzaklaşmayı tercih edebiliyor. Buradaki gözlerden uzaklaşma kriterimi ise, adından söz ettirme, Avrupa’nın en iyi takımlarından uzaklaşma şeklinde koymuştum. Evet, bir oyuncu ikinci ligde veya gene de üst düzey basketbol oynanan başka bir ligde iyi performansını devam ettirebilir, ama bu popülaritesinin düşmeyeceği anlamına gelmiyor. Bu yazı Türkiye odaklı olduğu için, oyuncuların diğer liglerde ön planda olması da benim kriterime uymuyordu. Sonuç olarak, bu seviyeye ulaşıp, düzenli basketbol oynayabilen ama ‘vasat’ olarak tabir edilebilecek bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum bu listede. Yorumunuzda yer verdiğiniz isimlerden ise Schortsanitis, David Andersen, Willie Solomon, Jiri Welsch, Lakovic, Ukic ve Tepic’i ekleyeceğimden emin olabilirsiniz. Tekrar yorumunuz için teşekkürler sayın reggie31..