Hayatta Kyrie Irving’i zorluk seviyesini yükseltmek kadar memnun eden çok az şey var.
Cavs’te oynadığı dönem Shumpert’ı, kendisini zorlayıp, tuzağa düşürmesi için karşısına çağırdığı maç öncesi ısınmalarını hatırlayın. Shumpert nazikçe Kyrie için ribaund almak yerine, aniden dönüp, Irving’in atışını agresif bir biçimde bloklamaya çalışıyordu. Shumpert bunun nedenini anlattı:
“Bu şekilde Kyrie, aniden üzerindeki savunma değişirse hazırlıklı olabiliyordu.”
Cleveland’daki çaylak sezonunda Kyrie’nin Ramon Sessions’ı, Ramon topu getirmeye çalışırken ne kadar azimle kışkırttığını ve Sessions’ın sonunda, sürekli olarak Kyrie ile uğraşmak yerine, bu işi başkasına yaptırdığını hatırlayın.
Biz de size Kyrie’nin yeni takım arkadaşı Marcus Smart’ın onun hakkında söylediklerini hatırlatalım:
“Bazen potaya gittiğinde atışı olduğundan daha zorlaştırarak kullanıyor. Kendini ne derecede zorladığını buradan görebilirsiniz.”
Irving’in ikinci sezonundaki Toronto maçını hatırlayalım. Toronto 98-96 önde, maçın bitmesine 12 saniye var, hücum sırası Cleveland’da. Koç Byron Scott molada takımı etrafına topladı ve şunları söyledi: “Kyrie’ye alan açın.” İkilik eşitliği, üçlük galibiyeti getirecekti. Irving topu rakip tarafa getirdi, bütün seçeneklerini gözünün önünden geçiriyormuş gibi davrandı, geri çekildi ve dokuz metreden, Alan Anderson’ın üzerinden galibiyeti getiren şutu attı.
Scott’a göre Kyrie böyle anlar için yaşıyor.
Şimdi ise Kyrie’nin rolünün, LeBron 2014’te Cleveland’a döndüğünde bir gecede nasıl değiştiğini düşünelim. James Cavs’e geri dönmeyi seçti çünkü genç ve yetenekli oyun kurucu onda heyecan uyandırmıştı ancak LeBron’un varlığı Kyrie için öngörülememiş bir sorun yaratmıştı:
“Zaten üç sezondur ona (LeBron James) karşı oynuyordum. O takıma geldiğinde ise sadece ona değil, tüm takıma en üst seviyede basketbol oynayabileceğimi kanıtlamak zorundaydım.”
Ve bir de 2010 yılı var. Irving’in Dünya Kupası’nda Avustralya için mi yoksa Amerika Birleşik Devletleri için mi oynayacağı tartışılıyordu. Kyrie, babasının Avustralya’da basketbol oynadığı dönemde doğmuştu. Kyrie hangi takımı seçerse o takımın uluslararası konumu yukarı çıkacaktı. Kolay seçim Avustralya için oynamaktı çünkü Avustralya’nın olimpiyat kadrosundaki en kuvvetli isim olacaktı. O zamanlar Kyrie, uluslararası konumunu kanıtlaması gereken yüzlerce Amerikalı umut vaat eden isimden sadece biriydi. Amerika Birleşik Devletleri’nin olimpiyat koçu ve Kyrie’nin üniversiteden koçu olan Mike Krzyzewski’yle fikir alışverişi yaptıktan sonra Kyrie Amerika’nın U18 Milli Takımı’na katılmaya karar verdi. 2014 yılında Kyrie çoktan FIBA Dünya Kupası’nın en değerli oyuncusu olmuştu ve Kryzewski ile birlikte, 2016 Rio Yaz Olimpiyat Oyunları’nda takımın birinci oyun kurucusu olarak bir altın madalya kazanmıştı.
Irving anlatıyor:
“Bu meydan okumalar bizi insan yapan şeyler. Başarısızlık korkusuyla savaşmak, insanlara en iyisi olduğunu göstermek, senelerdir bu an için hazırlandığını kanıtlamak… Benim ilgimi çekenler bunlar.”