Aralık ayının başları ve Boston’da soğuk, gri bir gün. Celtics’in antrenman tesisinde, bençte oturdukları sırada Kyrie, Waltham’a Cleveland’dan ayrılma kararını nasıl aldığını anlatıyor:
“Takımdan ayrılmam kaçınılmazdı.” diyor. Takastan beri ilk defa bu kadar uzun konuşuyordu. “Hissediyordum.”
Çoğu kişi için Cleveland’dan Celtics’e takas olması oldukça rahatsız edici bir durumdu. Irving, şampiyonluk adayı bir takımda LeBron James gibi büyük bir yıldızla oynuyordu. Kim buradan ayrılmak isterdi ki?
Böyle düşünenlerin bilmediği şey ise Cleveland’ın Kyrie’yi takas etmeyi ilk olarak Haziran ayında düşündüğüydü. Yani Kyrie takas istediğini söylemeden çok önce. Irving ise bu takas isteği medya tarafından onun düşüncesine göre “çarpıtılırken” sessiz kalmayı tercih etti:
“Hiçbir açıklama yapma gereği duymadım çünkü ben de Cleveland yönetimi de gerçeği biliyordu. Geri kalanların ne söylediği çok da önemli değildi.”
Ancak yine de çok kısa bir saniye için, Kyrie sanki biri onu dürtmüş gibi irkildi ve ekledi:
“Beni takımda istemediler.”
Bu açıklamadan bir hafta sonra Cleveland’da LeBron James, Atlanta’ya karşı oynadıkları maçta takımına son 16 maçtaki 15. galibiyeti kazandıran hamleleri yapmıştı. Cleveland, halkla ilişkiler departmanı aracılığıyla Kyrie’nin takımdan ayrılışı ve aralarındaki ilişki hakkında soruları kabul etmeyeceğini zaten duyurmuştu ancak yine de basın mensupları, Cavs’in Kyrie’yi istemediği hakkındaki iddiaları sordu ve “Bu oldukça saçma.” diye cevap verdi James. Biraz detaya inmesi istendiğinde ise kibarca çantasını omzuna attı ve salondan ayrıldı.