Bir Garip Adam: Henrik Dettmann

Geçtiğimiz günlerde Beşiktaş İntegral Forex; Finlandiya’nın basketbolda bugün sahip olduğu konumu elde etmesinde çok büyük emeği olan Henrik Dettmann’ı, Ahmet Kandemir’den boşalan baş antrenörlük görevine getirdi. Eldeki malzeme doğrultusunda hem başarılı olup hem de spor dünyasının ruh kavramına dayandırdığı sempati olgusunu kazanabilmek günümüz spor dünyasında kabul edersiniz ki hayli zor bir iş. Bu zorlu görev kıstasını modern spor kavramı içerisinde gerçekleştirmeyi başarabilen ender insanlardan biri olan Henrik Dettmann’ın Beşiktaş İntegral Forex’te basketbol sahnesine sunabileceği olası senaryolara ‘’Vikipedi’’ tabanlı bilgilerden fazlasıyla uzaklaşmaya çalışarak pozitif eksenli bir yaklaşım sergileme niyetindeyim.

Agresif ve Tempolu

Dettmann’ın temel basketbol yaklaşımlarından biri, belki de en önemlisi, agresiflik. Hiçbir zaman düzen kavramının tamamını doldurabilecek bir basketbol felsefesine sahip olmamasına rağmen takımlarına empoze etmeye çalıştığı agresif ve paylaşımcı değerler, klasik basketbol mottolarına dayanan düzenlere fazla bel bağlamadan kendi tatlı kaosu içinde farklı bir düzen yaratabilmesinin en büyük nedenlerindendir. Agresifliğe dayanan basketbol mantığına ek olarak takımlarındaki özellikle kısa oyuncuların performansının belirli dönemlerde zirve noktasına ulaşmasının en büyük sebeplerinden biri de hiç kuşku yok ki asla vazgeçemediği tempo tutkusu. Yarı sahayı mümkün olduğunca tempolu geçme prensibine dayanan ve rakip alana erken yerleşilen hücumlarda tempolu top dolaşımının kısa oyuncuların kişisel gelişimini olumlu yönde etkilememsi zaten düşünülemez ancak temponun ve agresifliğin zirve yaptığı dönemlerde, çift oyun kuruculu oyun anlayışını tercih etmesi, Dettmann’ın bu noktadaki en dikkat çekici özelliklerinden. Rakip, dış atışa bağımlı ve tempolu hücum setlerine dayalı basketbol anlayışına doğru çözüm üretmek adına alan savunması tercihini uygulamaya karar verdiği anda, çift oyun kurucuya dönerek pas kalitesini artırıp merkeze de yerleştirdiği parmak hassasiyeti/oyun vizyonu vasat üstü olan bir uzun ile rakibin bu çözüm arayışına nasıl antitez ürettiğini sıklıkla görebileceğimizi düşünüyorum.

Dettmann’ın temelde, ön alanın çabuk geçilmesine dayanan ve hücumda akıcılığın maksimum olması için forvet katlarının devamlı surette hareket alanı içerisinde değerlendirileceği bir hücum sistemi oturtmaya çalışacağının aşikar olduğu kanısındayım. İşin savunma tarafında ise tıpkı hücum tarafında olduğu gibi agresif bir Beşiktaş İntegral Forex izleyeceğimiz kesin olsa da parkenin öteki bölümünde fazlasıyla enerji sarf eden bir takımın savunmada da aynı nitelikte pozisyon kaymalarını sağlayabileceğine inanmıyorum. Agresiflikten – Beşiktaş’ın mevcut oyuncu kadrosunun özellikle de forvet rotasyonunun uygunluğu sebebiyle- çok fazla ödün verilmeyeceğini düşünmesem de Dettmann’ın basketbol mantığı içerisinde özellikle boyalı bölgede sert ve yıldırıcı bir anlayışın yatmadığını da notlarım arasına almalıyım. Özetle; parkede hem ön alanda hem de kendi sahasının ilk bölümünde agresif ve tempolu aynı zamanda da forvet oyuncularının enerji ve skor katkısının hayli yüksek olacağı bir Beşiktaş İntegral Forex izleyeceğimizi düşünüyorum, keyif vereceklerinde ise hiç şüphem yok.

Bireysel Çıkışlar ve Teknik Ekip

Henrik Dettmann yönetiminde Beşiktaş forması altında sezonun kalan bölümünde performansının ciddi biçimde ivmelenebileceğini düşündüğüm üç isim var, biraz da bunlardan bahsetme niyetindeyim. John Holland, Ryan Broekhoff, JJ Johnson.

Gerek savunma düzenleri içerisinde gerekse de büyük oranda sadık kalınacağını düşündüğüm hücum stratejileri içerisinde oyun kuruculardan sonra katkı derecesi en yüksek olan isimlerin bu üç kişi arasından çıkmasını bekliyorum. Ahmet Kandemir döneminde de oldukça başarılı bir performans ortaya koyan ve kişisel performansını ivmelendirmeyi sürekli kılan Ryan Broekhoff, Henrik Dettmann tedrisatına girdikten seviye atlamayı başaracak ilk isim olacaktır.

Değinme gereksinimi duyduğum bir diğer husus ise takdir edersiniz ki teknik ekip konusu. Oyuncu gelişimi, keyif veren basketbol oynama ve ana planları uygulama konusunda oldukça başarılı bir antrenör olan Henrik Dettmann’ın en büyük dezavantajı ise kenar yönetimi ve oyun içi hamleleri. Bu açığını kapatabilmek adına bu yaz İspanya Dünya Şampiyonası’nda da gördüğümüz üzere ego olgusu altında ezilmeden yardımcı antrenörlerine dönemsel olarak seti çizebilme yetkisine varana kadar sorumluluk misyonu yükleyebildiği en az onun heyecanlı basketbol felsefesi kadar gerçek. Finlandiya Milli Takımı’nda birlikte çalıştığı teknik ekipten en az bir yardımcı antrenörü yanında Beşiktaş’a getirebilmesi durumunda dile getirilen eksiğin de minimize edilebileceğini düşünüyorum.

Basketbol felsefesinin paralelinde kişisel yaşamında da ciddi prensipleri olan bir insan olan Henrik Dettmann’ın beklenilen düzeyde başarılı olabilmesi için sabredilmesi gereken kısa bir süreç olduğunu ifade etme hususunda sakınca görmüyorum. Son olarak, basın toplantılarında basketbol dışı, ülke spor mantığıyla örtüşen saçma sorular sorulmazsa kendisine her şey daha güzel olabilir. Bu topraklarda Finlandiya ülke kültüründen gelen bir insanın başarılı olup kök salabilmesi ise en büyük dileğim. Esen kalın…