Bilinmezlik ve ölüme sürüklenen Bison Dele’nin tuhaf hikayesi | ÇEVİRİ

Dele kendini bulurken hala gölgesi onu takip ediyordu. Tüm hayatı boyunca onunla birlikte olan gölgesi. Dele’nin NBA’e adım attığı günden beri onu takip eden ve ondan para isteyen gölgesi. Bu gölge Miles Dabord’du. Dele başarıyı bulmuştu fakat Dabord bu konuda zorlanmıştı. Bir sürü iş değiştirmiş, birçok kez başka şehirlere taşınmış ve her zaman kardeşinin gölgesi altında ona bağımlı bir hayat sürdürmüştü. Dabord her zaman için ”Brian’ın ağabeyi” olmuştu. Dele NBA kariyeri sonrasında mutluluğu bulmuş gibi gözükse de Dabord hala daha Dele’nin beline bağlı bir sorundu.

6 Temmuz 2002’de Dele, Karlan, Bertrand Saldo (tekne kaptanı) ve Dabord Tahiti’den ayrılırken Dele’nin teknesindeydi. Sonrasında ise 8 Temmuz’da teknenin uydu telefonları kapandı. 20 Temmuz’da Hakuna Matata Tahiti’deki limana yanaştı ve dört kişi yola çıkan tekne sadece bir kişiyle geri dönmüştü. Dönen kişi de Miles Dabord’du. Aylarca Dabord şüpheli durumunda kaldı ve polis tarafından sorgulandı. Sonrasında ise Bison Dele’nin 152,000 dolar değerinde altın aldığı öğrenildi. Dele yaşıyor muydu, peki ya diğer iki kişi? İki kardeş Karlan ve Saldo’yu öldürmüş müydü yoksa bir kaza mıydı? Ve Dele tam olarak neredeydi? Her şey anlamsız gözüküyordu, şiddete karşı kimliğiyle tanınan biri neden birini öldürsün? Dele’nin düzensiz olduğu biliniyordu fakat kimse böyle bir şeye kalkışabileceğini düşünmüyordu. Cevaplar gelecekti.

Eylül 2002’de, Hakuna Matata’nın tanımına uyan bir gemi isim plakası olmayan bir şekilde Tahiti limanına yanaştı. Ve bu botun üzerinde mermi delikleri vardı. Ayrıca Dele ve Dabord’un annesinin telefonunda garip sesli mesajlar bulundu. Bu sesli mesajda Dabord kardeşine zarar verecek hiçbir şey yapmadığını ve kardeşini çok sevdiğini söylüyordu. Bunlar şaşırtıcı gözüküyordu. Ve bu arada küçük bir detay olarak da Dabord ülkeyi terk etmişti. İki gün sonra ise gerçek yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlayacaktı. Bir polis operasyonu sonucunda Dabord Phoenix’de yakalanacaktı. Yakalandıktan sonra Dabord, kardeşinin imzasını taklit ederek banka dökümanları imzaladığını ve Bison Dele’nin pasaportunu Meksika’ya gitmek için kullandığını kabul edecekti. Ve buna ek olarak Karli, Saldo ve Dele’nin ölmüş olduklarını da söyleyecekti.

Bu hikayenin sonu olmalı değil mi? Dabord kardeşini ve diğer teknedeki diğer kişileri bir kıskançlık kriziyle öldürüyor. Günümüzün Cain ve Able’ı. Trajik bir sona sahip trajik bir hikaye. Burada da bir aksaklık olacaktı. 27 Eylül 2002’de Miles Dabord aşırı insülin alımından dolayı hayatını kaybedecekti. Olaylarla ilgili bilgisi olan tek kişi hayatını kaybetmişti. O gün teknede neler yaşandığı hakkında bilgisi olan tek kişi. Hiçbir zaman o gün ne olduğuna dair kesin bir bilgimiz olamayacak. Elbette olayı speküle edebiliriz fakat hiçbir zaman gerçeği bilemeyeceğiz. Karlan, Saldo ve Dele’nin bedenlerine hiçbir zaman ulaşılamadı.

İkinci bölüm: Bison Dele’nin ölümü

2 YORUMLAR

  1. Adamsın, biyografi tadında olmuş.
    Gecenin bir vakti bu adamın hayatı ile ilgili detayları nerden bulurum diyordum ki seni buldum.
    Emeğin için teşekkürler…
    Bu arada adamın bir belgeselinin bile çekilmemiş olması ve yok sayılması gerçekten enteresan…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler