Her ne kadar son zamanlarda maç sonu istatistikleri kriket istatistiklerine benzese de hiçbir taraftar daha fazla skor üretilmesinden şikayetçi olmayacaktır. Fakat NBA’de hücumda gerçekleşen patlamaya bardağın öbür tarafından bakarsanız ulaşılması imkânsız bir görevle karşılaşacaksınız. Üçlük sayısının artması ve beraberinde getirdiği fazladan boş alan hesaplanması gerekecek daha fazla olasılık ve savunma yapılması gereken daha çok alan demek. Şimdi buna bir de oyuncu gelişimindeki ilerlemeleri, matematiksel analizdeki yükselişi ve lig yöneticilerinin uzun süredir var olan aşırı fiziksel temasın önüne geçilmesi arzusunu da eklersek neredeyse NBA’deki herkes katılacaktır ki savunma yapmak artık her zamankinden daha da zor.
“Çok zor tabii ki.” diyor LeBron James ve devam ediyor: “Birçok güçlü hücum takımı var ve onlara karşı oynadığınızda hiçbir pozisyonda geride kalamazsınız çünkü birçoğu bunun cezasını keser.”
NBA’de bir savunma oyuncusu olmaya hoş geldiniz! Yaptığınız iş berbat ve Jabari Parker’a göre ücreti de iyi değil.
“Yedi saniye ya da daha az” felsefesine sahip Phoenix Suns bu hücum devriminin çıkış noktası olarak adlandırılıyor ancak NBA’in “güzel oyuna” geçişi teknik olarak bir belgede yazılı birkaç satırla (NBA’deki kural değişiklikleri ile) ortaya çıktı. 2000’lerin başında skor üretmek giderek belirleyiciliğini kaybediyordu. Başarı kıstası kadronuzda kaç tane 2.10 üstü ve 150 kilo civarı dev gibi oyuncu olduğuna göre belirleniyordu. 2001-2002 sezonundan önce lig bu durumun önüne geçmek amacıyla yeteneği gücün önüne çıkaracak bazı yeni kurallar belirledi: İllegal savunma kuralı kaldırıldı, yerine savunmada üç saniye kuralı getirildi. Topu yarı sahanın öbür tarafına taşımak için tanınan süre de on saniyeden sekiz saniyeye düşürüldü. Üç sene sonra,saha içindeki hareket özgürlüğünü desteklemek için elle kontrol ederek savunma ve vücutla kontrolle savunma kararları yeniden şekillendirildi.
“Kuralları belirleyen özel komite bu yeni kuralları uygulamaya koyduğumuz ilk sene, 2001’de, bunun basketbolu temelden değiştireceğini tahmin etmişti.” diyor NBA Basketbol Operasyonları Başkan Vekili Stu Jackson. Şöyle devam ediyor: “Hepsi bir araya geldiğinde bütün bu kuralların oyunun nefes almasını sağladığını görebiliriz.”
Herkes bu kadar umutlu değilmiş tabii. Pat Riley o zamanlar bu değişikliklerin basketbolu adeta öldüreceğini düşündüğünü söylüyor. Ancak Suns bu yaşananların içindeki fırsatı görmüş. 2004 yazında Suns o zamanlar serbest bir oyuncu olan Steve Nash ile anlaşmaya vardı. Jerry Colangelo kural değişikliklerinin ardındaki özel komitenin başındaki isimdi ve şimdi de takımı içine zorla atıldıkları kurtlar sofrasından kurtarabilmek için en doğru araca sahipti.
“Kendi içimizde bir avantajımız vardı çünkü Jerry Colangelo komitenin başkanıydı. Daha olayların başındayken yaklaşmakta olan şeyden haberdardık. Bu yüzden, gelecek planı yapabilmek için herkesten çok vaktimiz vardı.” diye açıklıyor durumu önceden Suns’ın basketbol operasyonları başkanı olan ve yaklaşık yirmi senedir kulüpte çalışan David Griffin ve ekliyor: “Eğer Daryl Morey’e üç sene sonra maaş sınırının ne olacağını söylerseniz ve bunu sadece o bilirse Houston diğer takımlara göre çok daha avantajlı olacaktır. Biz de o dönem yaklaşan dalgadan önce takımımızı kurduk.”
Hemen ardından da üç sayılık atışlar, top paylaşımı ve daha hızlı oyun temposu geldi. Griffin’in dediğine göre Suns top çalmaya ve blok yapmaya oldukça öncelik veriyordu çünkü geçiş oyunlarında daha fazla fırsat yakalamak istiyorlardı. Bu yaratıcı çözüm, oyunun sadece hücum bitişi için değildi. Adam değişme -örneğin oyuncuların perdeleme esnasında sorumlu oldukları oyuncuları değiştirmeleri- yine 2000’lerin başında çok yeni bir konsept değildi ancak o kadar sık da tercih edilmezdi. Savunmada üç saniye kuralından önce Alonzo Mourning gibi iyi bir blokçu boyalı alanda kamp kurup, Nash gibi bir oyuncuyu kolaylıkla avlayabilirdi. Ama sonradan Suns’ın koçluğunu yapan Mike D’Antoni’nin dediğine göre takımı ligdeki savunmaları kolaylıkla geçmeyi başardıkça daha çok savunma kendilerine karşı adam değiştirmeye başlamış.
Bunu Suns da yaptı. Sonradan Miami Heat’in asistan koçluğunu yapan Erik Spoelstra, Spurs’ün ve Suns’ın adam değiştirmelerinin, takımını paramparça ettiğini çok iyi hatırlıyor. Öyle ki Spurs’ün, Tony Parker’ı (1.88) Dirk Nowitzki’nin (2.13) karşısında bıraktığı bile olmuş. Heat teknik ekibi, finallerde karşılaştıklarında her iki takımın da 1 numaradan 4 numaraya kadar adam değiştireceğini öngörmüşler. Fakat D’Antoni, Miami’nin devleri Shaq ve Mourning’in karşısında pivot olmayan bir oyuncuyu bırakacağından korktukları tek isimmiş.