Spor Toto Basketbol Ligi 17. Haftasında ligin alt sıralarında bulunan Akın Çorap Yeşilgiresun Belediye, beklentilerin altında bir sezon geçirmesinin yanında FIAT Türkiye Kupası’na katılmaya da hak kazanamayan Beşiktaş Sompo Japan’a konuk oldu. Sinan Erdem Spor Salonu’nda oynanan mücadelede gülen taraf, 87-68’lik skorla Beşiktaş Sompo Japan oldu.
İki takımda maçın başında saha içinden isabet kaydetmekte zorlandı. Hücum ribaundlarındaki etkinliğine karşı, Akın Çorap Yeşilgiresun Belediye bulduğu uygun pozisyonlardan yararlanamadı ve mücadelenin üçüncü dakikası 6-6 geçildi. Deyan Ivanov’un ilk çeyreğin bitimine 04:32 kala bulduğu iki sayılık basketle skoru 13-9’a getiren ve zorunlu televizyon molasına da bu skorla önde giren Yeşilgiresun, kalan bölümü iki takımın karşılıklı basketlerine sahne olan ilk çeyreği 17-13 önde geçti.
İkinci çeyreğe Nate Wolters’ın üç sayılık basketiyle başlayan Beşiktaş Sompo Japan, maçın on ikinci dakikası içinde skoru dengelemeyi başardı. Çeyreğin orta bölümünde Deividas Dulkys’in etkili oyunuyla 7-0’lık seri yakalayıp 30-24 öne geçen Giresun temsilcisi, Beşiktaş’ta Maciej Lampe’nin devreye girmesine ve farkı azaltmasına engel olamadı. Yine de, ilk devrenin son dakikasında Tony Crocker’ın bulduğu basketler ve Dulkys’in son saniyede kaydettiği turnikesi, deplasman ekibinin ilk devreyi 39-33 önde tamamlamasını sağladı.
İlk devresi çekişmeli geçen maçın üçüncü çeyreğinde Beşiktaş, çeyreğin ilk iki dakikasını 6-0 önde geçerek skoru 39-39’a getirdi. Ancak, üçüncü çeyrekte inişli çıkışlı bir performans sergileyen Beşiktaş, zorunlu televizyon molasına kadarki bölümde hücumda istediği etkinliği sağlayamadı ve maçın yirmi altıncı dakikasını 45-42 geride geçti. Moladan sonra performansının çıkış tarafına şahit olduğumuz Beşiktaş, periyodun bitimine 02:09 kala Lampe’nin iki sayılık basketiyle serisini 10-2’ye taşıdı ve maçta o ana kadar yakaladığı en büyük farka ulaştı. Siyah beyazlılar, kalan bölümünün karşılıklı basketlerle geçildiği üçüncü çeyreği 1 sayılık avantajla, 56-55, önde geçti.
Karşılaşmanın son çeyreğinde sahada bambaşka bir Beşiktaş vardı. Randy Culpepper ve Wolters’ın yıldızlaştığı final periyodunun ilk yarısında 16-2’lik seri yakalayıp 72-57 öne geçen ev sahibi ekip, bir daha arkasına bakmadı. Siyah beyazlıların yaptığı bu hamleyle dağılan Yeşilgiresun, Darnell Jackson’un son bölümdeki gayretlerine rağmen rakibini yakalamayı başaramadı. Ev sahibi ekip karşılaşmayı 87-68 kazanarak on yedinci maçındaki sekizinci galibiyetini aldı. Diğer yandan, ligden düşmeme mücadelesi veren ve on yedi maçta 5 galibiyet-12 mağlubiyetlik derecesi bulunan Yeşilgiresun, Spor Toto Basketbol Ligi’nde topladığı 23 puanla birlikte maç fazlasıyla on üçüncü sıraya çıktı.
Beşiktaş Sompo Japan, gelecek hafta evinde ligden düşme korkusunu yaşayan bir başka ekip Türk Telekom’u ağırlarken, Akın Çorap Yeşilgiresun Belediye’nin gelecek haftaki rakibi kendi sahasında Rönesans Ted Ankara Kolejliler olacak.
Bireysel İstatistikler:
Beşiktaş Sompo Japan
Akın Çorap Yeşilgiresun Belediye
6 YABANCI kuralının yanlış olduğunu düşünmemin belirgin kanıtı Giresun takımı. Rotasyon tamamen atletik 6 siyahi oyuncu üzerine kurulu ve yerli oyuncular bu rotasyonun dışında.
NCAA gibi devasa bir yapıya karşı basketbolumuz korunmalı. Yoksa biz zarar görürüz. Oyuncular için daha rekabetçi, daha düzgün bir yapı kurulmalı.
Doğrusu; 5 YABANCI (Kıta dışı 2 oyuncu) kuralı olacağını düşünüyorum.
Daha rekabete açık bir lig olacaktır. 5 Yabancı iyi ise onlar sahada kalır, yerli kadro iyi ise onlar sahada kalır. TBL’den gelen bir genç oyuncu bir duvara çarpmak yerine, biraz daha rekabete girebileceği, savaşırsa rol alabileceği bir yer bulacaktır. Bu adımı geçen oyuncular zaten EL veya NBA de yollarına devam edecektir.
Üst düzey basketbol koçları ve yorumcuları bile 3+2 den 6+1 e geçilmesini çok sert buldular. İstatistikler zaten ortada. ABD’de 18 yaşını bitiren sporcular için NCAA ve yine Balkanlarda 18 yaşını bitiren çocuklar için ABA ligi varken, bizimkilerin bu yarışta kalmaları mümkün değil.
Rekabet her yerde olduğu gibi basketbolda da yararlı. Haksız rekabet de aynı şekilde her sektörde olduğu gibi basketbola da zarar verir. Başarının ölçüsü olarak neyi alacağız? Kulüp başarılarını alırsak Rusya’yı nereye koyacağız? İspanya örneği hep veriliyor ama kurallar ya bilinmiyor ya da görmezden geliniyor. Özetle İspanya’da kıta dışından 2 oyuncu oynatılabiliyor.
http://basketfaul.com/makale/30162/avrupa-liglerindeki-yabanci-sayilari.html
Türk oyuncuların önü açılması için kesinlikle 18 yaşından sonra ciddi süreler alabilecekleri bir lig oluşturulmalı veya mevcut TB2L’ye genç takımlarda olduğu gibi 1-2 kontenjan oyuncusu dışında yaş sınırı -örneğin 22 yaş- getirilebilir. İkinci olarak da alt yapılarda oynayan oyuncular için menajerlik sisteminin önüne geçilmeli ve kesinlikle federasyon bu konuda ciddi yaptırımları içeren düzenlemelere gitmeli. Elbette son olarak da Türk oyuncuların pasaport sorunu halledilmeli ve Türk pasaportundan dolayı transfer olmayan oyuncuların önü açılmalı.
Sonuçta rekabet de kurallar çerçevesinde olmalı. Yukarıdaki 3 şart gerçekleşmediği sürece, haksız rekabet devam edecek, kulüpler bazında alınan başarılarla yetinmek durumunda kalacağız.
Bir cümle de alt yapılardan oyuncuların paylaşılması ile ilgili belirtmem gerekirse, alt yapılara hiç yatırım yapmayan kulüplerin, alt yapılara yıllardır emek ve para harcayan kulüplerin oyuncularını, tabirimi mazur görsünler, bedavaya getirmek gibi bir lüksleri de olmamalı diye düşünüyorum. Bu konuda alt yapıya emek veren kulüplere de bu konuda ciddi haksızlık yapılıyor.
Rekabete evet ama kurallı ve adil olanına …
İmza.
Sağolun Ozan bey
Aynen katılıyorum. Gelişim ligi(U19 olabilir) kurulması ve TB2L için genç oyuncu zorunluluğu getirilmesi aynı anda uygulanabilirse, genç oyuncular içinde yol haritası çok daha net olacaktır.
U19 -> TB2L -> TBL -> BSL
Böylece genç oyuncu adım adım yukarıya doğru eksiklerini kapatarak gelebilecektir. BSL’de bench de beklemeyecektir.
Ayrıca yerli oyuncuların rekabeti için en büyük koz genç oyuncudur. Sürekli olarak, alttan yetişip gelen ve daha enerjisi yüksek genç oyuncu, tecrübeli oyuncuyu rekabet içinde tutacaktır. Yukarıdaki gibi bir yapıda çok fazla alternatif genç oyuncu yetişecek, takımlar havuzdan ihtiyacı olan oyuncuyu bulabilecektir. Tecrübeli oyuncunun karşısına rakip koyabilecektir.
Sırp koçların çok güzel uyguladığı bir yöntem de, genç oyuncuyu rotasyonun as oyuncusu gibi sahaya sürüp, sorumluluk veriyorlar. Tepki iyiyse kadroda, değilse yeni gençleri yetiştirmeye başlıyorlar. Bu sayede de bir çok yeni yeteneği basketbola kazandırıyorlar.
Artık bu konuda bir çalıştay mı düzenlenir veya yabancıların deyimiyle brain storming mi yapılır bilemem ama adım atma zamanı gelip geçmeden bir strateji belirlenmeli ve hemen uygulamaya konulmalıdır. Yoksa buralarda yıllarca konuşulur durur.