1966 yazında Türkiye Basketbol Federasyonu nihayet Avrupa’daki örnekleri gibi bir ulusal lig kurma kararı aldı. Ancak basketbol Türkiye sathına yeterince yayılmış değildi o dönemde. Bu sebeple ilk sezonda yalnız üç büyük şehirden 12 takım vardı: İstanbul’dan altı, Ankara’dan dört ve İzmir’den iki. Bu takımlar artık mahalli ligde mücadele edip Türkiye şampiyonasına katılmak yerine doğrudan Türkiye Liginde yer alacaktı.
TBF ilk yıllarda deneme yanılma yoluyla yürüttü işleri. İlk sezonun başlaması bile 1 Ocak 1967 gününü buldu. Doğru okudunuz, Türkiye Ligi tarihinin ilk maçları 1 Ocak’ta yani yılın ilk günü oynandı. Lig tarihindeki ilk hava atışı İstanbul’da, Harbiye semtindeki Spor ve Sergi Sarayında Galatasaray-PTT maçında yapıldı. Bu ilk maçı Galatasaray 69-54 kazandı. İlk hafta maçlarına İstanbul ve Ankara’da seyirci öyle büyük ilgi gösterdi ki, TBF, ilk altı maçtaki 15.000 TL’lik hasılattan sonra öğrencilere ve kadınlara indirim uygulamaya karar verdi.
Türkiye Liginin ilk yıllarında formül basitti: “Uzun adamı alan ligi domine eder.” İlk sezonun şampiyonu İzmir takımı Altınordu’ydu. Sonraki altı sezonun beşinde ise kürsünün en tepesine İTÜ çıktı. Bu takımların ortak noktası kadrolarında, devrin açık ara en uzun oyuncusu 2.15 metrelik Hüseyin Alp’in bulunmasıydı. Ligde bu cüssede başka oyuncu olmayınca Alp’in pota dibinde sağladığı üstünlük büyüktü. Ona eşlik eden bir diğer uzun Zeki Tosun’du. İTÜ’yle üç şampiyonluk yaşayan Tosun 1974’te Beşiktaş’a geçti ve siyah beyazlıların şampiyonluğunda pay sahibi oldu.
Türkiye Ligi o dönemde neredeyse tamamen yerel bir ligdi. Yabancı koçlar parmakla sayılırdı. Yabancı oyuncuya örnek bir vermek gerekirse: Robert Kolej İngilizce öğretmeni Tom Davis ayağına Converse’leri geçirince Beşiktaş’ın ilk beş oyuncusu olmuştu. Sayı kralı da elbette Türk oyuncular arasından çıkardı.
sampiyon olamasada Ankara Kolejinin ikincilikleri ve yetistirdikleri oyuncularla olusturdugu ekolden bahsedilmemesi uzucu