U20 Avrupa Şampiyonası’nda yarı final gününde Milliler, Litvanya ile karşı karşıya geldi. İlk tur grup karşılaşmalarında çok rahat geçtiğimiz Litvanya ile bu kez yarı finalde kozlarımızı paylaştık. Ancak sonuç beklediğimiz gibi olmadı. Sahadan 68-64 mağlup ayrılan Milliler, finale çıkma şansını kaybetti.
Yarı final mücadelesine Berk Uğurlu, Tolga Geçim, Yiğit Arslan, Ege Arar ve Ömer Faruk Yurtseven beşi ile başladık. İlk sayılar ise rakibimizden geldi. Takımının önemli isimlerinden olan Martynas Echodas, içeriden etkili olmaya çalıştı. Ancak biz üç sayı çizgisinin gerisinden çok etkiliydik. Berk Uğurlu‘nun üst üste iki üçlüğünden sonra bir zehiri de uzaklardan Tolga Geçim saldı. Ardından hızlı hücumu da smaç ile tamamlayan Tolga ile birlikte skoru 11-4‘e kadar getirdik. Dakikalar ilerledikçe ise Litvanya boyalı bölgeden sayılar bulmayı başardı. Biz de rakibimize içeriden cevap verdik. Özellikle de Yiğit Arslan‘ın asistiyle gelen basket faul, gerçekten mükemmeldi. Ancak periyodun son anında yaşadığımız konsantrasyon kayıplığı tam anlamıyla talihsizlikti. Yine de çeyreği 24-16 önde kapatan taraf biz olduk.
İkinci çeyrek itibariyle Litvanya oyunu dengeledi. Martynas Sajus ile içeriden sayılar üreten Litvanya, sayı farkını kapatmayı başardı. Sajus, bu maçta başımıza bela oldu. Litvanya’nın bu agresif oyununu gören Ömer Uğurata da hemen ilk molasını aldı. Ancak mola da çare olmadı ve Litvanya uzun bir aradan sonra skoru eşitledi. (24-24) Tolga Geçim ile ayakta kalmaya çalıştık ve başardık da. Soyunma odasına 33-30 önde giden taraf Millilerimiz oldu.
Karşılaşmanın ikinci yarısına içeriden Egemen Güven‘in basketleriyle başladık. Egemen, üst üste üç basket buldu ve takımımızı hücumda rahatlattı. Ancak çok geçmeden Litvanya yine geri döndü. Fiodorovas ile etkili olan Litvanya, yine oyunu dengelemeyi başardı. Biz ise bu sefer Yiğit Arslan ile kaçmaya çalıştık. Yiğit, dışarıdan bulduğu iki üçlük ile takımımıza nefes aldırmıştı.Bu şekilde de maçın son 10 dakikasına 51-47 önde girdik.
Son çeyrekte ise işler tamamen terse döndü. Kabus gibi bir 10 dakika bizleri bekliyordu. Paliukenas ile dışarıdan etkili olan Litvanya, uzun bir aradan sonra tekrar öne geçti. Biz Ege Arar ile sayılar bulduk bulmasına fakat hücumda hiç organize olamadık. Pas istasyonunu iyi kuramadığımız gibi rakip eksiltme konusunda da büyük sıkıntılar yaşadık. Litvanya da bu sorunlarımızı iyi değerlendirdi ve özellikle de maçın son bölümünde farkı giderek açtı. Fiodorovas‘ın üçlüğü ile de farkı çift hanelere kadar çıkardılar. Biz ise taktik fauller ile rakibimize yaklaşmaya çalıştık ancak olmadı. Sahadan 68-64 mağlup ayrılan Milliler, finale yükselme şansını kaybetti. Son şampiyonasında finale çıkma başarısı gösteremeyen Milliler, yarın saat 18.30’da üçüncülük mücadelesinde Almanya ile kozlarını paylaşacak.
İSTATİSTİKLER |
Maalesef yenildik. Böyle bir şeyin ihtimalini veriyordum açıkçası. Israrla yaptığımız hatalar vardı çünkü. En önemlisi şut savunması yapmıyoruz. Ve bu takıma karşı fast break oynamak gerekiyor Çünkü ekol olarak hücum reboundu kovalayan bir ülke. Gücümüzü ön alanda yapılan baskıda harcadık bunu hata olarak görüyorum. Daha önce kötü savunma görüntüsü veren bir takımdı bana göre Litvanya ama son çeyrek hayran olduğum bir savunma yaptılar. Bu bir koçing olayıdır. Kendilerini gizlediler diye düşünüyorum.
Sipikerimiz de sağ olsun nazar değdirici kibirli laflar etti.:)
Neyse sorunumuz yeter ki koçing olsun, oyunculara dair olmasın. Güzel günler bekliyorum. AmA şunu ifade etmeliyim ki görüyorsunuz 3lük,2lik, serbest atışlar ne kadar kıymetli. Oyuncularımıza sesleniyorum; şut çalışın aksi halde sıradan olursunuz. Özellikle jam-shot ve 3 lük.
eeeeeeee…………beklenen son. bu takimin yildizi tolga gecim olursa ve ege arar, yigit arslan ilk bes cikarsa bu takimda bir yanlislik var demektir. okben saclarina verdigi önemi biraz basketbola verse yerinde saymazdi. okbeni 16 yasindan beri altyapilarda takip ediyorum. gelisimesi bir kelime ile felaket. aynisi ne yaziki gecen sene daha mvp secilen egemen icin gecerli. kendisinden 2 yas kücük ömer ondan cok daha verimli oynarken, yetenek fukarasi ege ilk besdeki yerini kapivermis. eeeee….takimin asil yildizlari okben ve egemen basketbolu hobby olarak görür, meslek olarak görmezse bu cocuklarda yakinda yok olup gider. bu arada ömer ugurataya sormak lazim, neden egehan arna veya enes taskiran yok bu takimda.
zaten bazi arkadaslarin anlamadigi birsey var…….turnuvalarda madalya kazanmak asil hedef degil, asil hedef a takima yetenek, oyuncu yetistirmek. madalya bu olayin kekligi. biz 12 tane vasat oyuncu yetistiriken baskalari pivot takimlarina pismis oyuncular yetistiriyor. biz madalya pesindeyken baskalari oyuncu kazanmak pesinde. simdi soruyorum……a milli takimin en önemli sorunu skor üretememek ve yaratici oyuncularin olmamasi degilmi. a milli takimin en önemli sorunu serbest atislar ve üc sayi cizgisinin arkasindaki felaket yüzde degilmi. peki ümit milli takim altin madalyayi kazansaydi bu oyunculardan hangisi mevcut probleme cözüm olacakti. altyapilar artik 12 vasat savunmaci yerini elli saglam skorer ve yaratici oyunculari yetistirmesi lazim, gerisi hikaye. zaten dememislermi basketbolcu olacak cocuk serbest atislarindan belli olur. fiba sayfasin girinde bir göz atin serbest atis yüzdesi siralamasinda türk takimi acaba kacinci, saygilar
tolga dahane yapsın asist var oyun kurma onda sen daha çoktolgayı seyredeceksin bu çocuklar bizim geleceğimiz yorum yaparken iyi yap
Şut konusundaki eleştirilerini anlarım ama oyunculara bireysel anlamda bu kadar yüklenmek çok yanlış. Tolga dediğin adam bu jenerasyonu avrupada en önemli liderlerinden. Hem daha ne yapmasını bekliyorsun anlamadım. Bir de Ege ye gelelim. Bu çocuk yıllardır ilk beş oynuyor bu takımda. Şampiyon olurken iyiydi de maç kaybedince mi ilk beşi haketmemiş oldu? Ve Yiğit. Eğer turnuvayı iyi takip etseydin Yiğitin bu turnuvada en iyi rol oyuncularından biri olduğunu görürsün. Şimdi diyeceksin ki bu kadar iyiler de maçı niye kazanamadılar o zaman? Bunun bana göre suçlusu koçtur,kulüplerdir. Kulüpler ne alaka dersen biz bu takımla iki sene önce Bender li Hırvatları yendik. Şimdi bu turnuvada çok rahat şampiyon olmamız gerekiyordu. He bu arada beğenmediğin Egenin 2 yıl önce Hırvatları nasıl malamat ettiğine bir bak istersen:)
ha birde unutmadan bir cift söz de takimin kocuna edelim. yahu arkadas nedir bu durmadan dakka basi oyunculara bagrip cagirmak………tolga topu al, ege block yap, sut at kose geri gel, egemen zipla, ziplama. yahu adam birakda bir cocuklar oyun oynasin. 10 saniye susda bu gencler birazda oyunun tadini cikarsin, böyle yapa yapa oyuncularda basketbol sevkini ve hevesini öldürüyorsun. böyle oyuncu yetistirilmez. birazcik meslekdaslarindan örnek al. ayrica turnuva boyu tek bir oyuncimuz 30 dakkika üstü süre almamis. u16 ve u18 de anarim kardesimde, burasi artik ümit milli takimi. bu oyuncular 18 yasinda profesyonel olup liglerde önemli süreler aliyor. insanin ilk besi belli olur, bu rotasyon cilginligi nedir. ücüncü periyotda bu macin en sicak ellini tam 8 dakkika kenarda kurutdun, denge degisti. olmaz böyle.
litvanya 2 maçta bizi analiz etmiş ve çözmüş, üzgünüm koç ama litvanyayı hafife almak hele hele pota altı savunmasına bir taktik üretememek affedilir bir şey değil, kenardan deli danalar gibi ileri-geri gitmek değil dir koçluk,kısaca yazık oldu emeklere , takım bu yenilgiyi haketmiyordu..
Bazı cahiller beni fanatiklikle suçlamıştı. Bugün müthiş yıldız adayımız Ömer Efendiyi gördük. 2 sayı 2 top kaybı ! Bu arkadaş sivrilsin diye oynatılmayan Egemen 12 dakikada 10 sayı 5 ribaund yapmış. Ömer Efendinin geçen sene finalde Papagiannis tarafından nasıl rezil edildiğini hatırlayalım. Büyük oyuncu büyük maçlarda oynar. Tolga bugün büyük oynadı. 97’li almayacağım diye kasan koçumuz bugün Oğulcan, Okben, Mert ve Doğuş kaç sayı atmış bir baksın ? Toplam 4 sayı !!!
Tolga Geçim’i Hidayet Türkoğlu’na benzetiyorum. En büyük ve tek farkı şut yüzdesi ve istikrarı. Bir üst yazımda belirttiğim üzere yeniden belirtmek istiyorum. Bu oyuncu kardeşlerim mutlaka ve mutlaka şutlarını geliştirmek zorundalar. 3lük atış, Jam-shot ve serbest atışlar. Şu hallerinde zerre ilerleme olmasın ama şutlarını yüzdesini hatırlı bir şekilde yükseltseler ligde alamadıkları süreleri hiç zorlanmadan alacaklardır. Çünkü fizik, savunma, topla yürüme, top hakimiyeti, pozisyon bilgisi, sırtı dönük oyun, açık alan oyunu ve takım birlikteliği çabuk geliştirilebilir faktörler. Şut ise bir gün bile bırakılmadan antrenmandan sonra bile tek başına bir kariyer boyu çalışılması gereken basketbol gerekliliği. Harun Erdenay, İbrahim Kutluay gibi ağbeyleri kendilerini nasıl yetiştirmişler lütfen bir araştırsınlar, sorsunlar.
2 yas kucuk olarak bu turnuvaya gelen Omer Faruk Yurtseven en iyi beste. Bravo genc adam! #FIBAU20Europe
İşte tam bir basketbol cahili olduğun ortada. Egemen 12 dakika oynadı da Ömer 30 dakika mı oynadı? Üstelik sadece bir top kullanmış. Bu da tamamen koçla alakalı birşey. Rotasyonun fantezi boyutuna gelmesiyle alakalı bir durum. Beğenmediğin adam turnuvanın en iyi beşine seçildi. Bu daha başlangıç 3 sene sonra görecem sizi. İşiniz gücünüz en ufak hatalarından oyuncuları silmek. Bu yüzden gidiyorlar ya zaten…
En iyisi hepsini falakaya yatıralım. Ömer zaten başı çekmeli. Sakat sakat oynadı ama olsun. 2 sayı nedir be? Hem muhterem hz obradovic beyefendinin sözünü dinlemedi o.
Canınız sağolsun aslan parçaları. Sizi çok seviyoruz. Her şey için teşekkürler.
Bu maçı bariz koç hatasiyla kaybettik ve bunu herkes gordu bence, konuşulamıyor o başka!
Koçing gerçek anlamda çok kötüydü bu turnuvada. Bende u16 dan beri kendini en az geliştiren hatta geliştiremeyen koçtur. Okben ve egemen’i de ekleyebiliriz ama benec bu çocuklar yanlış basketbol eğitimi aldı. Koç belki çok iyi insandır oyuncularla arası iyidir ya da oyunculara iyi abilik yapıyordur ama kesin olan bir şey var oyun teknik ve taktik bilgisi kötü. Birde artık çok bariz bir şey var ki oyunun pivotsuz oynanabilirliği. Ege Arar 4 numara oynarken olmaz bu iş. Koskoca tüm jenerasyonlarımızda Berkan durmaz dışında bir profil aklıma gelmiyor benim maalesef.
Bu kadroyla , bu turnuvada altın madalya alamamak büyük başarıydı , koçu ve staffı tebrik ederim öncelikle. Tamam gruplarda filan herkese süre verdinde , yarı final oynuyorsun , o rotasyon fantezileri nedir arkadaş ? İllaki 12 adamıda rotasyona sokmak zorunda mısın ? Maçın en kritik anlarında saçma sapan beşler , benchin dibindeki 3 oyuncu en kritik anlarda birde beraber sahada. Kenar yönetiminin savsaklaması , ben bu maçı nasılsa kazanırım havalarıyla , gerçekten asap bozucu bir yenilgi aldık. Ben ve benim gibi birçok kişi ; sonuna kadar keyifle gerine gerine bir turnuva izlemeyi bekliyorduk , staffımız sağolsun onunda içine ettiler.
Bu maçı bariz coach hatasiyla kaybettik ve bunu herkes gördu bence.
Maçı Litvanya’ya getiren ,Millilerimizin dış şut zaafından yararlanılarak yapılan gömülü savunması ve 5’e 5 hücumda,Millilerimizin çok düşük set temposunda kalmasıydı bence…
bazı arkadaşlara katılıyorum iyi giden 5 i neden bozuyosun ? 2 sebebi olabilir 1, istanbuldan bizim çocujklarıda oynat 2 . basketbol bilmiyor… sizce hangisi ? berk , ve egemen çıktı maç ı kaybettik. derdin ne koç ?. oyuncuların suçu yok. koç kaybetti
Ne salak bir topluluk var ülkemizde yahu. Hataya sıfır toleranslı her fırsatta çocukları yeren cahil aptal bir topluluk. Bu çocuklar galibiyet alırken neredeydiniz? Bir maç ile her şey bitti mi yani? Her turnuvada madalya şampiyonluk gelince fazla şımardınız siz. Yorumlarınız sporun gerçekliğinden uzak. En iyi takımlar bile hata yapar ki bu çocuklar bize her katıldığı turnuvada madalya getirdi. Haddinizi bilin yorumlarınıza dikkat edin. Şu yaşıma geldim Türk basketbol seyircisi kadar sabırsız bir topluluk görmedim 50 senede.
Burada yerilen oyuncular değil, koçtur. Yaptığı oyuncu seçimleridir. Bu 12 kişilik kadro asla en iyi 12 oyuncumuz değildi. Süre dağılımı da son derece yanlış yapıldı. Bir salak arıyorsak, o da sensin, hem de salakların şahı’sın…
O yorumum sana mı özeldi git bak bakalım. O yorum sana özel olmasa bile senin de bir gerizekalı olduğu gerçeğini değiştirmiyor tabi.
Sen neyin kafasını yaşıyosun ben onu anlamadım. Şuradaki yorum yazanların herkesin birleştiği tek bir nokta var , koçun saçmalaması. 1 kişi 2 oyuncuyu gelişmiyorlar diye eleştirmiş , biride kronik Ömer Faruk düşmanlığını sergilemiş. Sen bu ikisine demediysen kime hadsizce “salak” diye hitap ediyosun, Klavyeden yazdıklarını gözün görmüyor mu ? Haddini bil , seviyeyi düşürüp durmayın burada. 50 sene gördüysende yaşına göre davran.
Değerli arkadaşlar maalesef üzgünüz ve çok kızgın da olabiliriz ancak ne olursa olsun şu yorum köşelerinde suçlanıp eleştirilecek en son kişilerin sahaya oyuncu olarak çıkan çocuklar olduğunu aklımızdan çıkarmayalım… Kendi adıma 96 jenerasyonuna teşekkür ederim… Bir oyuncu eğer kendini geliştiremedi ise öncelikle bakılması gereken yer sistem, kulüpler ve koçlardır…. Bunlarda sorun yok ise o zaman sporcuda sorun ararsınız! Bizde durum ne? Bunu hesaba katıyor musunuz? Çocuklar ellerinden geleni yaptılar, bu uzun yolculuklarında nasıl yönlendirildiler ise öyle yaptılar anlayacağınız….
Kızgınız çünkü beklentimiz yüksekti… Tek hedefimiz altın madalya olunca doğal olarak kendimizi başarısız bulup başlıyoruz en son eleştirilmesi gerekenler olan çocuklara saydırmaya…! Teknik ekip kadro seçimini tümüyle 96’lardan yaptı… Bir tek 98’limiz vardı, o da 96 jenerasyonundaki muadilinin yeterli gelişimi gösterememesinin sonucu olarak bu kemik kadroda yer buldu… Diğerleri gibi hakkını verdiğini düşünüyorum… Bu turnuvaya tamamen 96 jenerasyonu ile katılmak alt yapı milli takımlar teknik kadrosunun tercihiydi… Altın madalya alınmış olsa bile bana göre yanlış bir karardı… A Milli Takım seviyesinin potansiyelini taşıdığı değerlendirilen sporcular U20 seviyesinde kadrolarda yer bulur. 6-7 yıllık milli takım altyapılarında eleme-seçilme uygulaması ile ve genellikle iki bazen de üç jenerasyon harmanlanarak devamlılık sağlanır… Biz başarılı bir jenerasyonu çeşitli sebeplerle diğer jenerasyonlarla harmanlamadan altın jenerasyon etiketini yapıştırarak maalesef dokunulmaz kıldık… Ve maalesef bu çocuklardan bazıları da gelişim yönünden bundan olumsuz etkilendi… Şimdi hatayı öncelikle çocuklarda aramak ne kadar doğru? Bu turnuvaya hiç 97’li getirmeyen tek takım biziz! Her takımda en az 3-4 tane 97’li var! Hatta bazı takımlar 6-7 tane 97’li ile gelmişler. Açın bakın turnuva resmi sitesinde bu bilgiler mevcut…. Demek ki bu işlerde devamlılık önemli… Seneye ne olacak? Alt yapı milli takımların bu konudaki prensibi ne? Evet 96’lılarımız başarılı bir jenerasyon ama kaç kişi A milli düzeye çıkacak potansiyelde? 97 jenerasyonumuz o kadar kötü mü ki bu kadroda yer almadı? Onlar da U18 Avrupa 2.si bir jenerasyon! Bu satırları yazarken önceliğim kesinlikle madalya konusu değildir. Söylemek istediğim şu eğer altyapılar A milli takımlar seviyesinde oyuncu yetiştirmek için yapılıyorsa o zaman öncelik her zaman bu prensip olmalıdır… Ne madalya ne de vefa düşünceleri bu önceliğin önüne geçmemelidir… Sonra sonuç böyle olunca kızmak sinirlenmek boşuna. Günün sonunda altın jenerasyon deyip dokunulmaz yaptığımız jenerasyonumuzdaki oyuncularımızın gelişimlerinden memnun olmadığımız gibi altın madalya da alamıyoruz. Bunun yanında koçumuzun turnuva boyunca bu baskıyı üzerinde hissetmesi ve ayrıca burada belirtemeyeceğim ayrı bir baskı unsurunun koçun maç yönetimini olumsuz etkilediğini düşünüyorum.
Ümit ederim başta biz basketbol severler daha sonra alt yapı milli takımlar teknik ekibi ve koçlar en son da oyuncularımız bunlardan kendi paylarına düşen gerekli dersleri alırlar…. Basketbol sevgimiz her daim olsun….
turgut atakol turnuvası sonunda yazdım buraya ve birkaç haberede aynı yorumumu yapmıştım…yine tekrarlıyorum ÖMER UĞURATA 96 JENERASYONUNA VEFA BORCUNU ÖDEDİ…..bunun içinde burayı sonuna kadar hak eden .özellikle geçen sene u18 de yarı finalde bosnayı bire bir hucumlarıyla nerdeyse tek başına deviren enes berkay ve bazı 97 li oyuncular kadro dışı kaldı.kimse oyuncuları suçlamasın altın jenerasyon diye diye daha oyuncu olmadan hepsini inandırdık büyük oyuncu olduklarına…12 tane tek tip oyuncu yetiştirdik kimse bunu dile getiremedi.12 oyuncunun hiç biri kendi şutunu yaratamıyor,hiç biri diripling üstü şut atamıyor,savunma yapan hucum yapamıyor hucum yapan savunma yapamıyor…madalya aldıkça hepsinin üstünü örttük… eleştirilmesi gereken oyuncu yerine madalya odaklı olmamız, basketbol sistemimiz ve tbf olmalı…
Boş yorumlardan vazgeçin bir gerçek var oda türk sporcular büyüdükçe lackalasiyorlar simariyorlar işlerine internete verdikleri önemi vermiyorlar bugün kac tane sporcumuz ligler bittikten sonra idman yapıyor eksiklerini gidermek için ve bunların kac tanesi şut çalışıyor mesela bir örnek vermek gerekirse barış hersek ligler bittikten sonra verdiği röportajda fb de kalmak istediğini hiç süre alamasada bunun sorun teşkil etmediğini ve mutlu olduğunu söylüyor bir oyuncu oynayamamaktan mutlu olurmu ışte türk oyuncusunun zihniyeti bu sadece para gerisi hikaye…
* cok fazla rotasyon yapiliyor
* Litvanja rakip olarak ciddi alinmadi
* Sampiyonalari domine eden türk oyuncu yok
* Tekmnik kadro Taktik acisindan kötüydü