Strasbourg ve Riga bir adım önde
Maç öncesi içeriğimde Strasbourg’un gruptaki tek galibiyeti için ikna edicilikten uzak tabirini kullanmıştım. O yazının Fransızcaya çevrilip bütün takıma okutulduğunu düşünmüyorum ama Strasbourg ilk iki maçtaki görüntüsünü telafi eden bir performansla Peristeri’yi süpürdü.
Başa baş geçen ilk yarıda Steven Gray ve Jaromir Bohacik’in üçlük düellosu dışında yay gerisinden anlamlı aksiyon izleyemedik. Strasbourg ikinci yarıya ise bombalayarak girdi. Bohacik’in önderliğinde ikinci yarının ilk altı dakikasını 15-4 önde geçen Fransız ekibi, 26. dakikada yine Bohacik’in üçlüğüyle skoru 51-38’e taşıdı ve bir daha arkasına bakmadı. Neredeyse bir aydır resmi maça çıkmayan Strasbourg, Peristeri’yi bir aydır maça çıkmayan taraf gibi göstermeyi başardı, bu etkileyici galibiyetle grubun üst katmanına tırmandı.
Öte yandan Vilnius’taki çekişme daha büyüktü. Andrew Goudelock, Ryan Boatright, Arnas Butkevicius gibi yıldızlarından yoksun Rytas, VEF Riga karşısında saygı duyulası bir akşam çıkardı. Riga’nın deli fişekleri altıncı dakikanın başında skoru 19-2’ye çekti ancak Donaldas Kairys cebinden yarı sahada baskılı savunmayı çıkartarak Letonya ekibinin hızını kesti. Rytas, Riga’yı yakalamakla da kalmadı; 27. Dakikada 61-50 öne geçti. Şu noktada söyleyeyim; eğer şu ana kadar yapmadıysanız sezonun devamında kendinize bir iyilik yapın ve VEF Riga’nın maçlarını izleyin. Kyle Allman – Michale Kyser ikilisi Letonya’da Steve Nash – Amare Stoudemire cosplay’i yapmakla meşgul ve ortaya çıkan tablo bir hayli eğlenceli. İkili son çeyrekteki üstün oyunlarıyla Riga’ya çok değerli bir deplasman galibiyeti verdi. Grubun gidişatı da bir akşamda dramatik ölçüde değişti.
⚠️⚡ We warned you about @kyleallmanjr and Kyser. We’ll keep warning you.#BasketballCL I @VEFRiga pic.twitter.com/O6bsZTcgp1
— Basketball Champions League (@BasketballCL) December 8, 2020
10 saniyede harcanan üç şans
Brose Bamberg – Pınar Karşıyaka mücadelesi maç öncesi hype’ın hakkını verdi. Son topa kadar yaşanan gerilim iki takımın denkliğini bir kez daha göz önüne serdi ve tarafsız basketbolseverlere büyük keyif yaşattı.
Bamberg maça, “Harekette bereket vardır” sözünün hakkını verircesine, Karşıyaka savunmasını topsuz hareketlerle afallatarak başladı. Kısa sürede skor avantajını kaybeden Karşıyaka, hücumda Sek Henry ve Raymar Morgan’ın fiziksel üstünlükleriyle potaya giderek bulduğu sayılarla skoru dengeledi. Savunmada perimetreye daha çok çıkan İzmir ekibi bire bir savunmadaki konsantrasyonuyla ikinci çeyrekte karşıdan esen rüzgârı durdurdu. Maçın kalan bölümünde takımların büyük bir eşitliği söz konusuydu ve savunmaların kümülatif enerjisi 77 bin nüfuslu Bamberg şehrini aydınlatmaya yeterdi. Karşıyaka adına Morgan ve Henry; Bamberg adına Vitali, Fieler, Kravish gibi olağan şüphelilerin yanında, Tyler Larson’ın yokluğunda oyun kuruculuk görevlerini tek başına sırtlayan Bennet Hundt takdir edilmesi gereken bireyler olarak öne çıktılar.
Maçın akıbeti eninde sonunda son on saniyede belli oldu. Mola sonrası 9.8 saniye kala topu yarı sahadan oyuna sokan Karşıyaka, maçın yıldızı Raymar Morgan’ı tercih etti. Vitali’nin Tony Taylor’ı kovalarken topa sahip Morgan’la pota arasına sırtı dönük şekilde girmesi çembere atak şansını doğurdu. Aynı Vitali Morgan’a yaptığı faul kokan müdahaleyle şutu zorlaştırdı ancak Chase Fieler blok için oradaydı.
🖐⛔ @fieler20 comes up big with the clutch block! 🚨#BasketballCL I @Brosebamberg pic.twitter.com/0o99WyrMKo
— Basketball Champions League (@BasketballCL) December 8, 2020
İkinci hakta top son çizgiden oyuna girdi. Kennedy’nin faul çizgisindeki perdesini alıp sağ köşeye açılan Amath M’Baye’nin koşusunu iyi süzen Vitali, topu oyuna sokan Henry’ye baskıyı bırakıp pas kanalını kapattı. Bamberg’in başarılı savunması bu hakkı püskürttü ancak Kravish’in ayağı Karşıyaka’nın üçüncü hakkı için topu kenardan oyuna sokmasını sağladı.
Skor 83-82, bitime iki saniye var. Karşıyaka yine M’Baye’yi seçti; set ise Bahçeşehir Koleji maçının aynısıydı. Bu sefer o şut girmedi. On saniyede harcanan üç şans yenilgiyi getirdi. Bamberg üçte üçle grubun ağası pozisyonuna gelirken, Karşıyaka için can yakıcı olmayan ancak kaçınılabilir bir mağlubiyet oldu.
Dördüncü çeyrekte yaşanan kırılmalar
Türk Telekom‘un Ankara’da Limoges’u ağırladığı maçın karar çeyreği çok büyük bir heyecanı sahip oldu ve maçın kazananı son saniyelerde belli oldu.
Son dönemde oldukça sıkıntılı bir dönemden geçen Türk Telekom, yaklaşık 20 gün sonra ilk maçını oynayan Limoges CSP karşısında maça hücumda istekli bir görüntüde başladı. Özellikle Dekker, Wiltjer ve Eric’in çember etrafında bulduğu sayılarla skor üreten Telekom, savunma kısmında ise iyi bir görüntü çizemedi. Konuk ekip maçın başında takımın en önemli yıldızlarından Jerry Boutsiele’den katkı alırken, hücum ribaundlarında mutlak bir üstünlük kurmayı başardılar. Maçın da kilit noktası Limoges’un hücum ribaundlarındaki üstünlüğü ve elde ettikleri ikinci şans basketleri oldu.
İlk periyot sonrası takımların gittiği rotasyonlar oyuna etki ederken Türk Telekom’da oyuna giren Can Korkmaz tam anlamıyla “x-faktör” olmayı başardı. Can, rakibin ikili oyunlardaki agresif savunmasını çok iyi okuyup oyunu iyi organize etti ve bulduğu dış atışlar ile skorda da katkı verdi. Limoges CSP, maç sonunda bench oyuncularından 8 sayı bulmuşken, Can Korkmaz tek başına 16 sayılık bir katkı verdi. Türk Telekom, yakaladığı ivme ile karar çeyreğine 10 sayı ile önde girmeyi başarmıştı ancak dördüncü periyot işler tersine döndü. Bu bölümde takımın beyni Philip Scrubb önderliğinde 22-7’lik seri yakalayan konuk ekip, öne geçerek farkı beş sayıya kadar çıkardı. Bitime 1.10 dakika kala Boutsiele’nin Kamar Baldwin’e yaptığı sportmenlik dışı faul sonrası farkı ikiye indirmeyi başaran Türk Telekom’da sahneye Sam Dekker çıktı. Bitime on saniye kala attığı üçlük ile Türk Telekom’u yeniden öne geçiren Dekker, galibiyeti de getirmiş oldu.
So cold, @Dekker will give you chills 🥶❄️#BasketballCL I @TurkTelekom_SK pic.twitter.com/22msbf628d
— Basketball Champions League (@BasketballCL) December 9, 2020
Brindisi doludizgin
İtalya Serie A’da yakaladığı müthiş ivme ile yoluna devam eden Francesco Vitucci’nin öğrencileri, Belçika’da da galibiyete ulaşmayı başardı.
Henüz ilk çeyrekten çok uyumlu beşi ile oyuna ağırlığını koyan Happy Casa Brindisi, Nick Perkins ve Derek Willis’in oyuna kattığı atletizmle fark yarattı ve ilk çeyrekten farkı çift hanelere çıkarmayı başardı. Öyle ki koç Dario Gjergia, bu ikilinin atletizm ve güç anlamında yarattığı etkiyi azaltmak için oyuna normalde süre vermediği 19 yaşındaki 2.16’lık Haris Bratanovic’i almak durumunda kaldı. Rakibinin ilk çeyrekte yaptığı 7 top kaybını tam 13 sayıya dönüştüren Brindisi, farkı da açmaya başladı.
Bu hafta haftanın panoraması köşesinde yer verdiğimiz en iyi takım performansını sergileyen Brindisi, topu da çok iyi paylaştı ve maçtaki ilk top kaybını devreye üç dakika kala yaptı. Bu sürede rakibinin 11 top kaybını 18 sayıya çevirmeyi başardılar. İlk yarı sonunda Oostende ekibine iki üçlük izni veren Brindisi, farkı henüz devrede 20’lere çekmeyi başardı ve gruptaki ikinci galibiyetini elde etti.
Burgos, formunu buluyor
Geçtiğimiz aylarda yaşadığı coronavirüs vakaları nedeniyle kanadı kırılan ancak son bir ayda İspanya ACB Ligi’nde de eski formuna dönen San Pablo Burgos, temsilcimiz Darüşşafaka Tekfen karşısında 30 sayı farkla kazandı.
İspanya ekibinde Kübalı pivot Jasiel Riverio ve Dejan Kravic’in boyalı alandaki etkinliği ile maçın henüz başında fark yaratmaya başladı ve bu ikilinin çember altındaki etkinliği maçın belirleyicisi oldu. San Pablo Burgos’un maçın başından sonuna kadar özellikle boyalı alandaki üstünlüğü maç sonu yüzdelerine de çok rahat şekilde yansıdı.
Darüşşafaka Tekfen, maçın genelinde rakibin hücumlarda yüksek tempo ile işlediği iç dış dengesine bir türlü yanıt veremedi. İlk çeyrekte Berk Demir’in kenardan gelerek getirdiği enerji ile skor bir bölümde yakın geçse de benchten gelen Vitor Benite’nin ikinci periyottaki kısa süreli skor patlaması, oyunun gidişatını değiştiren önemli faktörlerden biri oldu.
Devreye girerken farkı çift hanelere çıkaran ev sahibinde hücum ribaundları birçok ikinci atış imkanına sebep olurken, İspanya temsilcisi ilk yarıda %40 gibi iyi bir yüzdeyle üçlük attı. Darüşşafaka Tekfen, ikinci yarıya soyunma odasından çok konsantre şekilde döndü. Hatta yakalanan 8-0’lık seri ile farkı bire kadar indi. Ancak o bölümde Berk Demir’in Riverio’ya yaptığı sportmenlik dışı faul momentumu Burgos lehine çevirirken Jasiel Riverio da takımını uyandırmayı başardı. Darüşşafaka’nın erken dolan faul hakkını çok iyi değerlendiren ev sahibi ekip, devamlı çizgiye geldi ve farkı tekrar açmayı başardı. Son periyotta Thad McFadden’ın üst üste dört üçlük ile alev aldığı sekansla beraber farka yürüyen son şampiyon, gruptaki ikinci galibiyetini elde etti. San Pablo Burgos, maçta iki sayılık atışlarda tam %70 oranında isabet bulurken topu da çok iyi paylaşarak 25 asist üretti.