Atlanta Hawks | Bıraktığı yerden devam edenlerden mi?

NBA’de büyük özlemle beklediğimiz sezonun ilk on günü geride kaldı. İzleme fırsatı bulduğum takımlar hakkında da bir şeyler yazmaya başladım. İlk olarak Atlanta Hawks ile başlıyoruz.

Sezon başlamadan önce tüm basketbol kamuoyu, Cleveland Cavaliers ve Chicago Bulls’un domine edeceği bir Doğu Konferansı bekliyordu. Takımların sadece altı-sekiz arası maç oynadığını düşünürsek genel bir kanıya varmak için henüz erken, yalnız sezona en iyi giren takımlar Cavs ve Bulls değil. Geçtiğimiz yıl normal sezonu birinci bitiren Atlanta Hawks, sezonun ilk maçında Detroit Pistons’a mağlup olduktan sonra üst üste yedi maçını kazanarak zirveye oturdu. Bildiğimiz Hawks gibi iyi spacing yaparak, topu paylaşarak oynuyorlar. Kadrolarına baktığımızda geçtiğimiz sezonun ilk beşinden DeMarre Carroll’ı kaybettiklerini ve yerini doldurmak için bir ekleme yapmadıklarını görüyoruz. Kent Bazemore ilk beşe yerleşirken, yazın polisle yaşadığı olay sonrası sakatlanan Thabo Sefolosha da kenardan geliyor. Al Horford’ı yedeklemek konusunda sorun yaşadıkları bir sezonun ardından bu yaz Tiago Splitter ve -Fenerbahçe’nin de peşinden koştuğu- Walter Tavares’i oraya eklediler. Bu oyunculardan beklenen, Horford dinlenirken çember savunması yapmaları, sertlik getirmeleri ve takımın en büyük problemlerinden biri olan savunma ribaunduna katkı yapmaları. Hücum tarafında kendilerinden perde yapmak dışında pek bir şey beklenmese de Splitter’ın Spurs tezgahından çıkarak gelmesi, bu hücumun neleri gerektirdiğini çok iyi bilmesi Budenholzer açısından bir avantaj.

PI-NBA-Hawks-Mike-Budenholzer-4112014.vresize.1200.675.high.84

Atlanta ile ilgili kafamdaki en büyük soru işareti, kanat oyuncuları dediğimiz, iki ve üç numara pozisyonunda oynayan oyuncuların topla bir şey yaratma, topa yön verme konusundaki eksiklikleri. Bu sezon kadroya katılan Tim Hardaway Jr’ı -en azından şimdilik- rotasyona dahil etmeyen Mike Budenholzer, bu pozisyonlarda Kyle Korver, Kent Bazemore, Thabo Sefolosha ve Justin Holiday’i kullanıyor. Hal böyle olunca Jeff Teague veya Dennis Schröder’ın üzerindeki baskı arttığında oyunu yönlendirme konusunda Paul Millsap ve Al Horford yardımcı olmak durumunda kalıyor. Golden State Warriors örneğin Draymond Green ve hatta Andrew Bogut üzerinden bunu ana planın bir parçası olarak kullanıyor ancak sıkıştıklarında Klay Thompson ve belli ölçüde Harrison Barnes da işin içine girebiliyor. Hawks’ın böyle bir alternatifi yok ve bu durum ileride rakiplerin size özel önlemler aldığı dönemde başınıza büyük bir iş açabilir. Şimdilik Millsap bu konuda hayli başarılı görünüyor, bunu söylemeden de geçmemek lazım. Sekiz maç sonunda tecrübeli oyuncu tam 31 asist yaptı.

En önemli sorunlarından bir tanesi de savunma ribaundu almak. Al Horford da Paul Millsap de işin teknik kısmı diyebileceğimiz box-out yapmayı iyi beceren oyuncular olsalar da pozisyonlarına göre boyları kısa. Muhteşem atletler de olmadıkları için bu alanda sorun yaşayabiliyorlar. Pozisyonunun en iyi ribaundçularından DeMarre Carroll’ı kaybetmeleri de bu konuda bir tık geriye gitmelerine sebep olabilir. Geçtiğimiz yıl playofflarda Tristan Thompson’ın kendilerine neler yaptığını hatırlarsınız, bu sezon kaybettikleri maçta da Andre Drummond tam sekiz tane hücum ribaundu almayı başardı. Atletik ve güçlü uzunlara sahip takımlar, Hawks’ı bu sezon da bozabilirler. En azından bu yıl Splitter, Tavares gibi daha uzun, fizikli pivotları içeri atma opsiyonları var.

Dennis Schröder’a ayrı bir parantez açmak istiyorum. Bu yaz Almanya ile Eurobasket’te boy gösteren genç oyuncu, resmen ayaklarını yere vura vura, bağıra bağıra geliyor. Jeff Teague’in arkasında bulduğu kısıtlı sürede atletizmini, çabukluğunu, enerjisinin tamamını sahaya yansıtarak çok önemli katkılarda bulunuyor. Şutu riske edilmesine rağmen boyalı alana girmesine engel olmak imkansıza yakın. Çember çevresindeki bitiriciliğini elit düzeye taşırsa, gelecekte All Star mertebesine yükselen bir oyuncu olmaması için hiçbir sebep yok. Atlanta’nın gelecekte onunla ilgili bir karar vermesi gerekecek. İlk beş oynamayı talep eden Schröder’ın önünü açıp ona büyük bir kontrat mı verecekler yoksa Teague’e güvenip -tıpkı Oklahoma City Thunder’ın Reggie Jackson’a yaptığı gibi- gitmesine izin mi verecekler. Ben onların bir sonraki yıl Teague’i bir şekilde takas edip, Schröder’a yatırım yapmalarını bekliyorum. Genç oyuncu şu ana kadar 23 dakika ortalama sahada kalarak 12.3 sayı, 2.1 ribaund, 3.8 asist, 1.1 top çalma rakamları tutturmuş durumda.

Dennis-Schröder

Bireysel performanslara inceden geçmişken, Al Horford ve Paul Millsap hakkında da bir iki şey söylemek gerek. Al Horford, çember savunmak konusunda kendini biraz geliştirmiş gibi gözüküyor. Oynadığı sekiz maçın yedisinde en az bir blok yapmayı başardı ve 1,9 ortalaması var. İstatistik kağıdına yansımayan ancak rakiplerin şutunu değiştirdiği pozisyonlar da dikkatimi çekti. Ayrıca daha güvenle üç sayılık atış denediği de net bir şekilde ortada. Kendisinden asıl talep edilen şey üçlük atması olmasa da pozisyon geldiğinde tereddüt etmeden kullanması önemli bir gelişme. Sekiz maçta altı üçlük isabeti var. Paul Millsap’in de iyiden iyiye bir üç sayı tehdidi olduğu düşünüldüğünde, Teague’e daha da fazla penetre alanı açabiliyor olmaları sürpriz değil. Paul Millsap de ligin en çok yönlü oyuncuları arasına girmeye hızlı adımlarla gidiyor. Hem istatistik kağıdının hem de oyunun birçok alanına direk etki edebilmesiyle değerini yükseltmeyi sürdürüyor. Şut yüzdesi geçmişe göre daha düşük görünse de daha fazla uzak mesafeli atışlar kullandığını göz ardı etmemek gerek. Sezona iyi girenlerden biri Millsap.

Schröder için övgü dolu sözler söylenebilir ancak Hawks yedeklerinin kalanı için aynı şey pek geçerli değil. Kenardan aldıkları katkı sınırlı ve zamanla öne çıkabilecek biri de görünmüyor. İkinci beş sahadayken maçın ritminin değiştiği, oyunun kontrolünün rakibe geçtiği dönemler göze çarpıyor. Mike Budenholzer elinden geldiğince Horford, Millsap, Teague üçlüsünden en az birini sahada tutarak o dönemleri fazla hasar almadan atlatmayı amaçlıyor. Bu konuda kendi içlerinden bir çözüm üretemezlerse mutlaka bir iki ekleme yapmaları gerekir diye düşünüyorum. O takviye(ler) yapılmasa bile oynadıkları organize basketbol onları NBA Doğu Konferansı’nın üst sıralarında tutacaktır ancak playofflardan sağ çıkıp NBA Finali’ne yürümeleri zor görünüyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler