Yazı: James Harden, The Players Tribune
Çeviri: Murat Akcan, TrendBasket
Daha önce hiç bir yazı kaleme almamıştım. Ama aslında…
Bu sezona kadar daha önce hiç point guard olarak da oynamamıştım. O yüzden hadi deneyelim bakalım.
Önceki gün Trevor yazdığı yazıyı gösterdiğinde takımım, geride bıraktığımız sezon ve takım arkadaşlarımın benim için yaptıkları şeyleri düşünmeye başladım.
Sadece takım arkadaşlarım da değil, koçum da öyle.
Tüm bu macera, geçtiğimiz yaz Koç D’Antoni’nin ortaya attığı çılgınca bir fikirle başladı.
D’Antoni’nin Rockets koçu olmasının hemen ardından onunla telefonda görüştük. Geçtiğimiz sezon nelerin yanlış gittiğini, kadromuzu ve ne gibi değişiklikler yapabileceğimizi konuştuk. Sıradan bir işe başlangıç konuşması. Basketbol konusunda inanılmaz bir bilgiye sahip olduğu hemen anlaşılıyordu ancak aynı zamanda işleri aceleye de getirmiyordu. Zaten her şeyi biliyormuş gibi davranmaktansa sorular sorup cevaplarını dinliyordu. Bu tavrını beğenmiştim.
Sonrasında ise, telefonu kapatmadan hemen önce durdu ve direkt olarak: “Aslında senin point guard olarak oynamana ihtiyacımız var.” dedi.
Onu duymuştum… Yani hangi kelimeleri kullandığını duydum ama kelimeler gerçek anlamda algılanmadı.
Bir süre sonra konuşmadan aklıma takılan, bunu söyleyiş şekliydi. Söyledikleri değil.
“Point guard olarak oynamana ihtiyacımız var.”
İhtiyacımız.
Oynamanı istiyorum ya da oynamalısın değil.
İhtiyacımız var.
Bu, sıradan seçilmiş bir kelime değildi. Onu bir dinlememe gerektiğini biliyordum.
Yine de bu konuda beni rahatsız eden bir şey vardı ama bunu ona direkt olarak söylemedim.
Yaz boyunca birkaç kez görüştük. Koç videolar konusunda oldukça iyi ve çok fazla maç kaydı izledik. Bunların bazıları Rockets maçlarıydı ama genellikle daha eski şeyleri izliyorduk – şu ünlü ‘run&gun’ Suns’ı. Genellikle izlediklerimiz 1 numarada topu yönlendiren Steve Nash’ti. Koç, gelmiş geçmiş en iyi skorer point guard’lardan biri üzerinde çalışmamı istiyordu.
Video odasından en keyif aldığım anlardı diyebilirim. Koçun televizyonu işaret edip Nash’in yaptıklarıyla nasıl heyecanlandığı hala gözümün önüne geliyor. Videoyu durdururdu ve Nash’in nasıl oyunun akışını değiştirdiğini, savunmayı nasıl okuduğunu veya birkaç pozisyondur hücumda topa değmemiş oyuncuları topla buluşturduğunu konuşurduk. Koç Nash’in, saha içinde konuşkan bir lider olduğundan da bahsediyordu – geliştirmek için her yıl üstünde daha fazla çalıştığım bir konu bu. Ayrıca Nash’in her yıl bir oyuncu olarak nasıl geliştiğini de sürekli hatırlatıyordu.