U17 Dünya Şampiyonası’nda artık son düzlüğe gelindi. İkinci tur karşılaşmalarının da sona ermesi ile birlikte sıra çeyrek finallerde. U17 Milliler de iki gün önce Mali engelini geçerek adını çeyrek finale yazdırmıştı. Bugün de rakibimiz Kanada.
U17 Milliler iki galibiyet ile çıktığı A Grubu’nun ardından ikinci turda Afrika temsilcisi olan Mali ile kozlarını paylaştı. Karşılaşmaya çok iyi başlasak da ikinci çeyrekte biraz bocaladık ve Mali maça ortak oldu. Ancak üçüncü periyot ile birlikte Ahmet Can Duran-Berke Atar ikilisi ile oyunu çok iyi yönettik ve sahadan 77-58 galip ayrılmayı başardık. Çeyrek finaldeki rakibimiz ise Dominik Cumhuriyeti‘ni geçen Kanada oldu.Doğrusunu söylemek gerekirse bugün turnuvadaki en kritik karşılaşmamızı oynayacağız. Grubumuzda yer alan Mısır ve Tayvan gibi iki ekip kalite olarak bizim çok çok altımızdaydı. İkinci turda karşılaştığımız Mali takımı da aynı şekilde. A Grubu’nda tek mağlubiyetimizi aldığımız ABD, bu turnuvanın favorisi ve kağıt üzerinde her takımdan en az bir gömlek üstteler. Kanada ise tam bizim ayarımızda bir takım ve turnuvadaki asıl sınavımızı bugün vereceğiz. Kanada maçı kendi gücümüzü sahaya yansıtmamız için müthiş bir fırsat. Aslında kağıt üzerinde baktığınız zaman rakibimiz bizim bir adım önümüzde.
Zaragoza’ya gelmeden önce hedefimiz madalyaydı. İlk kez katıldığımız U17 Dünya Şampiyonası’nda da eğer madalya ile ayrılmak istiyorsak; Kanada’yı mutlaka ama mutlaka geçmeliyiz. Dediğim gibi kağıt üzerinde bizden bir adım öndeler. Rakibimize oranla da sahada aksadığımız yönler olduğu aşikar. İşte bu aksayan yönleri de maç boyunca saklamamız gerekecek. Eğer başarabilirsek; büyük bir zafer elde edebiliriz. Olmazsa olmaz şartımız ise TEMPO. Dün Avustralya-Kanada karşılaşmasını izledim. Neden Avustralya maçı diye soracak olursanız da Kanada takımı şampiyonada en zorlu karşılaşmasını onlara karşı oynadı. Sahadan sadece 3 sayı fark ile galip ayrıldılar. Diğer karşılaşmalarda ise çok rahat galibiyetlere imza attılar ve turnuvanın en çok sayı atan ekiplerinin başında geliyorlar. İşte 90’lı-100’lü sayılara çıkmalarının asıl nedeni de yakaladıkları tempo. Çok enerjik bir takımlar. Oyun tarzları Amerika Birleşik Devletleri’ne benziyor diyebiliriz. Bu temponun en büyük sebebi de sahip oldukları oyun kurucular. 11 numaralı Nambhand takımını iyi bir şekilde yönlendiriyor. Ayrıca 5 numaralı Daniel Sockey‘i de dikkatle izlemenizi öneririm. Evet, istatistiklerde pek göze batmıyor ve bir oyun kurucu için boyu yeterli değil fakat çok hızlı. 100 metre yarışmalarına katılsa derece yapabilir. O kadar süratli bir isim. 🙂 O eğer bugünkü karşılaşmada istediği tempoyu yakalarsa işte o zaman bana göre başımız çok ağrır. Ayrıca rakibimiz Kanada’ya oranla maç başına 18 sayı daha az atıyoruz. Karşılaşmanın içerisinde kısa vadeli tempo artışları işimize gelebilir ama uzun vadede işler Kanada’nın lehine dönecektir. Kısaca kesmek gerekirse maç içerisinde oyunun temposunu mutlaka ve mutlaka biz ayarlamalıyız.
Bir diğer önemli nokta ise eşleşmeler. 6 numaralı oyuncuları olan Rawon Barnett ve 15 numaralı Oluwasimisola Shittu Kanada’nın bana göre en potansiyelli iki ismi. Barnett şütör guard pozisyonunda oynuyor ve takımının bu turnuvadaki en önemli skoreri. Kendi pozisyonunu yaratabiliyor ve ritmini bulursa dışarıdan da iyi bir şütör. Ayrıca ismini henüz yazamasam da Shittu, bana göre Kanada’nın olmazsa olmaz oyuncularından biri 🙂 Uzun forvet mevkiinde oynuyor ve pozisyonuna göre muazzam bir fiziğe sahip. Ayrıca top hakimiyeti de çok iyi durumda. Maç başına da yaklaşık 4.8 hücum ribaundu alıyor. Ribaundlarda mutlaka ona konsantre olmalıyız. Çok hızlı ve enerjik bir oyuncu olduğunu düşünürsek; Ahmet Can Duran ve Çağatay Afşar ikilisi bu oyuncuyu durdurmakta çok zorlanır. Bu nedenden dolayı da Kanada karşısında Berke Atar‘a önemli görevler düşüyor. Mutlaka Berke’nin faul problemine girmeden Shittu’yu iyi savunması lazım. Ayrıca Shittu başta olmak üzere Kanada takımı da aynı bizim gibi faul çizgisinden çok kötü bir yüzdeyle oynuyor. Atacağımız her sayının çok önemli olduğunu düşünürsek; mutlaka faul çizgisinden en az hasarla ayrılmalıyız.
Gelelim bizim oyuncularımıza. Artık Onuralp Bitim için ‘‘Ben buradayım!!!” deme zamanı. Oynadığımız dört karşılaşmada da Onuralp eleştirilirdi fakat o dört maçta da ona hiç bu kadar ihtiyaç duymadık. Eleştirilere cevap vermesi için de elinde çok iyi bir fırsat var. Kanada karşısında alacağı sorumluluklar ve bulacağı sayılar bizim adımıza altın değerinde ki bana göre o da bu karşılaşmaya farklı bir motivasyon ile çıkacaktır. Onuralp, oynadığı dört karşılaşmada üç sayı çizgisinin gerisinden sadece %9 gibi bir isabet oranı tutturdu. Mutlaka yarın iyi bir ritim yakalaması gerekiyor. Gelelim diğer dış oyuncularımıza. Güzel bir istatistik ile şuan karşınızdayım. Muhaymin Mustafa, Erkin Şenel ve Mert Konuk üçlüsü takımımızın diğer önemli kısaları bildiğiniz gibi. Bu üçlü turnuva genelinde maç başına 9 üçlük kullandı ve %53.3‘lük bir oran yakaladılar. Yarın da eğer bu ritimlerini devam ettirirlerse; Kanada takımını sıkıştırabiliriz. Ayrıca Mert Konuk’un her topa atlayıp, savaşması da bizim adımıza oldukça önemli. Sırada uzun oyuncularımız var. Yarın bana göre takımımızın en kilit oyuncularından biri Ragıp Berke Atar olacak. Berke’nin Shittu ile eşleceğini düşünürsek; oradan sağlayacağımız avantaj bizi bir adım öne taşıyabilir. Ayrıca rakibimizin tempo yakalamasını önlemek için de alan savunması iyi bir alternatif. ABD karşısında maçın başında Ahmet Can Duran’ı sağ dipte saklayarak iyi bir sonuç elde etmiştik. Bugünkü Kanada karşılaşmasında da rakibimizin tempo yakalamasını engellemek için zone savunma düşünülebilir. Ayrıca turnuva genelinde maç başına yaklaşık 22 top kaybı yapıyoruz. Yarın bu rakamı 13-14’lere indirmemiz gerekiyor. Aksi takdirde ritmi kaybedip Kanada’ya o istediği tempoyu verebiliriz.
Bugün karşılaşma maalesef saat 14:30’da başlayacak. Ben de çalışıyor olacağımdan ötürü karşılaşmayı canlı olarak takip edemeyeceğim. Fakat tüm kalbim U17 Milliler ile olacak. Sadece ben değil tabii ki, tüm basketbolseverlerimizin duaları U17 Milliler ile birlikte. İlk kez katıldığımız U17 Dünya Şampiyonası’ndan neden madalya ile dönmeyelim? Elimizde böyle bir şans var. Yarın da bu şansı en iyi şekilde kullanmalıyız. Karşılaşmaya iyi başlamamız gerekiyor. Şimdiden Fatih Elbaş ve ekibine başarılar dileyelim. Hee kaybedersek de sonunda tabii ki ölüm yok. Sonuna kadar mücadele edelim, oyuncularımız son saniyeye kadar savaşsın, bu da bize yeter. Daha fazla sözü uzatmayalım o halde. Haydi yolumuz açık olsun!