Test 3: 2019 yılının ilk üç ayında oynadığı toplam 26 maçtan (EuroLeague, Türkiye ligi ve kupa) 21 galibiyet çıkaran Efes, artık rüzgârı arkasına almış, play-off biletini cebine koymuştu. Ama asıl hedef EuroLeague’i dördüncü bitirip beş maçın üçünü İstanbul’da oynayabilmekti. Buducnost deplasmanında kazanmak “bir galibiyetten daha fazlası” olacaktı. Öyle de oldu. İddiadan uzak ama evindeki maçlarda her zaman tehlikeli rakibi karşısında Efes ilk dakikadan itibaren üstünlüğünü kabul ettirdi. Rakip skorerlerin coşmasına izin vermeyen savunması ve çember altını iyi kullanan uzunlarıyla (Dunston ve Pleiss toplam 30 sayı) dördüncü sırayı garantileyen sonucu Karadağ’dan kaptı. O gece Münih’te kaybeden Barcelona beşinciliğe razı olmuştu.
Yazın takımın hücumdaki bir numaralı opsiyonu olarak transfer edilen ve bazı günleri tek başına kurtarması beklenen Shane Larkin, İstanbul’daki Barcelona maçında 37 sayı attıktan sonra tekrar düşüş grafiği çizmeye başlamıştI. Sıradan bir guard gibi oynuyordu. Final Four için mutlaka Larkin’in patlama yapmasına ihtiyaç duyacağını bilen Koç Ataman, oyuncusuna ritm kazandırmak adına Türkiye Ligi’ndeki bazı maçları tehlikeye atmaktan çekinmiyor, hatta bu uğurda Beaubois’yı da biraz küstürüyordu. Larkin, 29 Martta Baskonia deplasmanında 22 dakikada 19 sayı (4/8 üçlük isabeti) ve 5 asist üretti. O gece Efes play-off’a hazır olduğunu gösterirken Larkin de başka bir seviyenin oyuncusu olduğunu haykırıyordu.