Not: Yazı, EuroLeague’in ilk on haftası baz alınarak 5 Aralık 2017 tarihinde kaleme alınmıştır.
Türk Hava Yolları EuroLeague’de oynadığı 10 maçta üç galibiyet, yedi mağlubiyet, Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nde oynadığı dokuz maçta altı galibiyet, üç mağlubiyet alan Anadolu Efes özellikle Türk Hava Yolları EuroLeague’de gösterdiği performansla basketbol tutkunlarını memnun etmedi. Türk Hava Yolları EuroLeague’de oynadığı ilk beş maçtan mağlubiyetle ayrılan Anadolu Efes, sonraki beş maçta aldığı üç galibiyet ile 10 maç sonunda üç galibiyete ulaşmış oldu ve 13. sırada yer aldı. Anadolu Efes bu 10 maçta maç başına 78.7 sayı atarken 82.2 sayı yedi. Maç başına yediği 82.2 sayıyla Anadolu Efes Türk Hava Yolları EuroLeague’de ilk 10 maç sonunda en çok sayı yiyen takım oldu.
Anadolu Efes ile ilgili olarak dikkat çeken başka istatistiklere bakılacak olursa Türk Hava Yolları Euroleague’de maç başına attığı 78.7 sayıyla en çok sayı atan 9. takım olan lacivert beyazlılar maç başına yaptığı 14.4 asist ile ise ilk 10 maçta en az asist yapan takım. Bununla birlikte Anadolu Efes ilk 10 maç sonunda Türk Hava Yolları Euroleague’de en kötü saha içi yüzdesine sahip olan üçüncü takımken en kötü üç sayı yüzdesine sahip olan dördüncü takım. Hücum tarafında böyle istatistikler söz konusuyken savunma tarafında da en çok sayı yiyen takım olunca Anadolu Efes adına Türk Hava Yolları Euroleague’de böyle bir tablo ortaya çıktı.
Anadolu Efes ile ilgili en büyük problem bence bir ve numara pozisyonlarındaki durum. Yazın transfer döneminde bu iki pozisyona transferler yapıldıktan sonra kafalarda soru işaretleri oluşmuştu ki şu ana kadar da bu pozisyonlarda belli bir istikrarın yakalandığından pek bahsedemeyiz. Oyun kurucu rotasyonunda Doğuş Balbay ile birlikte yer alan Errick Mccollum-Josh Adams ikilisi bu pozisyon için dengeli bir ikili değil. Errick Mccollum zaten skorer olarak öne çıkan, sayı attırmayı değil sayı atmayı düşünen, işin asist ve takımı oynatma kısmını pek düşünmeyen bir oyuncu. Josh Adams da asist, takımı yönetme, tempoyu ayarlama yani kısacası oyun kuruculuk yönü şimdilik yeterli olmayan ve daha çok skor konusunda öne çıkmaya çalışan bir oyuncu.
Dolayısıyla Anadolu Efes’in bu ikilinin varlığında oyun kurucu pozisyonundan oyun kurma konusunda pek katkı aldığını göremiyoruz. Zaten baktığımız zaman Anadolu Efes THY EuroLeague’de ilk 10 hafta itibariyle oyun kurucu pozisyonundan en az asist katkısı alan iki takımdan biri. Aslında bu istatistik istisnasız her takım için çok olumsuz olarak nitelendirilebilecek bir istatistik olmaz çünkü kimi zaman bazı takımların oyun kurma ve pozisyon yaratma görevini iki ve üç numaralarına verip, oyun kurucu pozisyonundan direkt skor katkısı beklediğini görüyoruz.
Anadolu Efes’te de böyle bir durumun olduğundan bahsedilebilecek olsa bile ne kadar yeterli olduğu tartışılır. Ricky Ledo da Errick Mccollum gibi skorer olarak öne çıkan, çoğunlukla aklında top eline geldiği zaman kendi skorunu yaratmak olan bir oyuncu. Orada Krunoslav Simon’un iki ve üç numaradan topu yönlendirmeye ve pozisyon yaratmaya çalışan bir görüntüde olduğunu gördük ama bence kendisinin tek başına bu görevi tamamen üstlenmesi oldukça zordu. Anadolu Efes’in top paylaşımı, organize hücum gibi konularda sıkıntı yaşadığı ve bunun sonucunda bire birlerin, bireysel çabaların ve zorlamaların Anadolu Efes hücumlarında sık sık yer aldığı görüldü. Bu şekilde EuroLeague’de bir ritim yakalamak ve bir yerlere gelebilmek hiç kolay değil ki baktığımız zaman kısa oyuncuların bireysel performanslarında istikrarsızlıklar söz konusuydu.
Mesela Errick Mccollum’un (8/11) üçlük isabetiyle 31 sayı atıp, 33 verimlilik puanına ulaştığı ve o performansıyla haftanın MVP’si ödülünü kazandığı bir Maccabi FOX Tel Aviv maçı da vardı 12 dakika sahada kalarak hiç sayı atamayıp, (-4) verimlilik puanıyla bitirdiği bir CSKA Moskova maçı da vardı. Yine Errick Mccollum’un 12 tane serbest atış kullanarak 26 sayı atıp, 30 verimlilik puanı yaptığı Real Madrid maçı da vardı (2/12) saha içi isabetiyle 5 sayı atarak (-5) verimlilik puanıyla maçı tamamladığı Fenerbahçe Doğuş maçı da vardı.
Errick Mccollum’un böyle performanslarının olmasında elbette nasıl bir gününde olduğu da etkilidir ama rakip takımların nasıl bir savunma stratejisi izlediği ve kendisine karşı nasıl önlemler aldığı çok belirleyiciydi. Maccabi FOX Tel Aviv ve Barcelona Lassa maçlarında yüksek skor üretmesiyle Fenerbahçe Doğuş ve Zalgiris Kaunas maçlarında etkisiz kalması bana göre tesadüf değildi.
I