Yazı: Alp Ulagay
Sponsor: StubHub
Turkish Airlines EuroLeague Final Four 2019 E-Dergi’nin tamamına ulaşmak için tıklayınız
25 yıl önce Final Four aklımıza bile gelmezdi, sadece bir rüyaydı. Sonra Efes bizi bu hedef uğruna tribüne çekti, şimdi de Fenerbahçe bunu bir gelenek haline getirdi. Türk takımlarının EuroLeague’deki Final Four serüvenine kendi penceremden bir bakışla yaklaşıyorum.
Bugün iki Türk takımının Final Four oynamasına biraz da kanıksamış bir gözle bakıyoruz. Halbuki bundan yaklaşık 25 yıl önce “Final Four” çok büyülü bir kelimeydi Türk basketbolu için. Tabii basketbolseverler ve gazeteciler için de böyleydi. Ben bu yolun ilk yarısında seyirci olarak ekran başında ya da tribündeydim, ikinci yarısını ise gazeteci olarak izledim. Final Four rüyasını gerçekleştiren ilk Türk takımı Efes Pilsen olmuştu 2000 yılında. Ama biraz daha öncesine gidelim. Mesela 1992’deki Final Four İstanbul’da yapılmıştı. O yıllarda bırakın Final Four’a katılma fikrini, yanından bile geçemezdi Türk takımları. Eleme gruplarına bile çıkamıyorlardı. O sezon Efes Pilsen kulübü de TBF’yla iş birliği yapıp FIBA’dan organizasyonu kapmıştı. İstanbul için bir ilkti. Normalde bu tip maçlara gittiğim bir dönemdi ama neden o yıl Abdi
İpekçi Spor Salonu olmadığımı şimdi hatırlamıyorum. Elbette televizyondan hayranlıkla o genç Partizan takımının Djordjevic’in bitime üç saniye kala attığı üçlükle kupayı kazanmasını izlemiştim. Obradovic efsanesinin de doğduğu turnuvaydı bu aynı zamanda…
I