John Thompson Jr, aynı sorunun başka versiyonunu çeyrek asır önce ortaya attı. Sporcuların üniversite mezuniyet oranlarının artması uğruna düşük gelirli öğrencilerin bir kısmına eğitim fırsatı verilmemesi onu rahatsız etti. 1986’da NCAA, prop 48 isimli yeni bir puanlama sistemi ortaya koymuştu. Buna göre kolej bursu için istenilen lise puan ortalaması yükseltilmişti. Yeni standarttan etkilenen oyuncuların çoğu siyahtı: Bir yıl içinde, Lig 1’deki tüm spor dallarına giren siyahi öğrencilerin sayısı 3.724’den 3.041’e düştü.
Daha sonra 1989’da NCAA üyeleri, standartları karşılamayan üniversite birinci sınıfların da atletik burs yardımını kesen bir kural onayladı. Protestoya giren Thompson, bir maçtan önce mahkemeden çıkıp, kasabaya doğru sürdü. Bir noktada bir marketten geçti. Washington Post’a yaptığı açıklamada ”Bugünkü bu çocuklar [eğitimde] bu fırsatı bulmazlarsa ne zaman bulacaklar? Marketlerde sigara satıp, köşe başlarında içki içmeye devam mı edecekler?” diyordu.
Kural kaldırıldı. Ancak NCAA üyeleri, GPA’ya karşı standart bir sınav puanına ve daha sert şartlara dayanan bir ölçek getirerek Prop 16 ile 1996’da tekrar savaşı ele geçirdi. Yine, siyahi öğrencilerin oranı düştü.
Her pozitif değişiklikle birlikte, siyah sporcuların mezuniyet oranları iyileşti. Ve bu oranlar başarının ortak ölçüsü oldu. Direniş, Tennessee, Minnesota, Florida State ve North Carolina gibi yüksek profilli programlarda sporcuların yer aldığı akademik dolandırıcılıklar nedeniyle yavaş yavaş ateşini kaybetti.
Daha sıkı standartları savunanlar sonunda kazandı.
Şimdi, burs almak isteyen öğrencilerin aşması gereken engel barı daha da yukarı çekiliyor. Bu okul yılı NCAA, sporcular için asgari lise GPA’sını 2.3’e yükseltti; ve İkinci gereklilik, potansiyel öğrencilerin notlarını iyileştirmek için kullanılan lise sonundaki “kredi kurtarma” sınavlarına girmemeleri. Frances Academy‘de atletizm yöneticisi, Baltimore’da atletik yönetmen olan Nick Myles, geçen yıl Lig 1 basketbol programlarına beş oyuncu gönderen 200 kişilik bir okuldan ve “Artık mucizeler yok” diyor. Myles ve diğerlerinin endişeleri, kuralın geç toparlanan öğrencilere, özellikle de sporcuların akademik ilerlemelerini takip etmeye yardım etmek için az rehberlik danışmanına sahip büyük devlet okullarında olanlara karşı ayrımcılık yapması.
Myles: ”Sporcularımın hepsini gözlemleyebilirim ancak 1.000 öğrencinin olduğu bir okuldayım, bunu yapmam pek gerçekçi değil. Çocukları daha yüksek standartlarda tutmayı seviyorum fakat küçük şehirlerde olanlar bu şansa sahip değil. Onlara yükselebilecekleri imkanları vermeliyiz.’’
Koç olmadan önce bir üniversite danışmanı olan Hewitt, “Bu haksızlık ve iyi bir eğitim geçmişine sahip kişilerin önerdikleri şeyin suratına çarpması lazım. Tüm bu kurallar, lise ya da orta okul hayatının başında zorluk çeken çocukların toparlanmak için duydukları heyecanı öldürüyor.’’
Emmert, NCAA’nın dezavantajlı öğrencilerin üzerindeki etkisini sınırlamaya çalıştığını söyledi. Yeni kural hazırlanırken asgari SAT puanı da dahil edildi. NCAA, Hewitt ve diğer siyah koçlar itiraz ettikten sonra geri çekildi ve araştırma departmanı, erkek basketbol oyuncularının yüzde 43,5’inin etkilenebileceğini gösterdi. Emmert, “Bunun hakkında derin bir endişe duyuyoruz.” diyor.
Nihai olarak kabul edilen kural, okullar için 2.3 GPA standardını karşılamayan sporculara yer açmak için bir arka kapı oluşturdu: “Akademik Kırmızı Gömlek” İlk iki yıl lisede 10 dersi başarısız olanlar 2.0 GPA aldıkları sürece burs yardımı alabilirler – sadece birinci sınıf olarak turnuvalarda yer alamazlar.
Adamlarin sporculari ya universite mezunu yada universite terk / bizim sporcularimiz ise ya ilkokul mezunu yada ilkokul terk!!