Fenerbahçe, bu sezon Türk spor tarihinde daha önce görülmemiş bir başarıya imza atarak geçen yılki Final Four başarısını sürdürülebilir hale getirdi ve Real Madrid’i 3-0 ile geçerek Berlin biletini almayı başardı.
Berlin’e giden yoldaki özel hikayenin kahramanlarından biri de hiç kuşku yok ki İtalyan basketbol sanatçısı Gigi Datome… Büyük bir kitap ve müzik tutkunu olan Mr. Datome ile Euroleague Final Four Medya Günü’nde oldukça keyifli bir röportaj gerçekleştirme imkanı buldum.
Fenerbahçe’ye geliş sürecinden parkedeki teknik detaylar ve Zeljko Obradovic faktörüne değin birçok konuda sıkı fikir alışverişinin yaşandığı o dakikaları size aktarmak, İtalyan yıldızın bilenen ve bilinmeyen yönlerine ışık tutmak istiyorum; başlıyoruz!
Gigi Datome, yaz transfer döneminde sarı lacivertli ekip ile anlaştığında basketbolu yakından takip eden birçok kişi İtalyan oyuncunun çoğunlukla dört numaralı pozisyonda süre alacağını düşünmüştü ancak durum pek de beklenildiği gibi gelişmedi. Mr. Datome’ye imzayı atmadan önce Zeljko Obradovic ile bu konuda bir görüşmesi olup olmadığını ve devamında gelişen süreci sordum, yanıt ise çok klastı:
‘’Aslında iki pozisyonu da oynamaya alışığım. NBA’e gitmeden önce Roma’da sık sık üç numarada oynuyordum, NBA’de de bu pozisyonda süre aldım. İnsanların çoğu beni milli takımdaki sakatlıklar sebebiyle dört numara oynamam ile hatırlıyordur ancak Koç Obradovic’in hafızası bu konuda daha canlıydı. (Gülüyor) Fenerbahçe’ye geldiğimde aramızda bu konuyla ilgili özel bir görüşme geçmedi, iki opsiyonda da kendimi konforlu hissediyorum.’’
Pozisyon farklılıklarından bahsetmişken üç numarada süre aldığında gösterdiği savunma eforunu sormamak olmazdı zira kendisini savunma yapmak için bu kadar istekli belki de ilk kez görüyoruz…
‘’Dürüst olacağım, kısa forvet oynarken savunma dezavantajlarımın takımımın başını ağrıtabileceğini biliyorum ancak senin de söylediğin gibi bu sezon savunmada kendimi biraz daha geliştirdiğimi düşünüyorum. Vesely ve Udoh bizim için çemberi böyle korurken ön alanda daha iyi savunma yapmak için çabalamamak tüm takım arkadaşlarıma haksızlık olurdu. Tabii burada Obradovic’in harika savunma anlayışının da önemli payı var. Hata yapsam bile arkamı birilerinin toparlayacağını bilmek, en iyisi için çabalamam gerektiğini hatırlatıyor.’’
Yaz transfer döneminde Gigi Datome, Fenerbahçe ile anlaşmadan önce Avrupa’nın çeşitli takımlarından transfer teklifleri almıştı. Görece sarı lacivertli ekipten daha iyi ekonomik şartlar sunulmasına rağmen İtalyan oyuncuyu İstanbul’a çeken en önemli faktörleri konuştuk:
‘’Evet, farklı takımlardan ciddi teklifler aldım ancak Fenerbahçe’ye gelmek için birçok nedenim vardı. Geçen yıl Final Four oynamış ve bu yıl da aynı hedef etrafında toplanan bir takımda yer almak benim için iyi bir motivasyon oldu. En önemli motivasyon kaynağım ise Zeljko Obradovic’ti. Her büyük oyuncu, onunla çalışmak ister. Obradovic ile çalıştığınızda gerçek adanmışlığın ne olduğunun farkına varıyorsunuz. Tüm bu faktörler, Fenerbahçe gibi büyük bir taraftar kitlesi olan bir kulübün etrafında birleşince seçim yapmak benim için çok kolaydı.’’
Fenerbahçe’deki Gigi Datome’den biraz uzaklaşıp, İtalya Milli Takım Kaptanı’na FIBA ile Euroleague arasında yaşanan ve şimdilik çözümden uzak gibi görünen soğuk savaşı sordum, yanıt ise hayli netti…
‘’Bence iş soğuk savaş olmaktan çıktı çünkü FIBA direkt saldırı halinde… Ben bir milli takım oyuncusu olarak ülkemin formasını giymemin bir şekilde engellenmesini kabullenemiyorum. İki kurumun da basketbolun gelişimi için birleştirici olması gerekirken takındıkları bu tutum oldukça yıpratıcı, bu herkes için böyle. Gelecek sezon Fenerbahçe’de uzun bir Euroleague maratonu oynayacağız, ben de takımımın en iyi sonucu alması için mücadele edeceğim, bu savaş hali devam etsin veya etmesin, Fenerbahçe’nin parçası olduğum için mutluyum.’’
Onur Coşkun (@onursve) tarafından paylaşılan bir fotoğraf ()
Zeljko Obradovic’e geri dönelim… Çeşitli basın organlarına Sırp efsane ile çalışmak hakkında açıklamalarda bulunan Gigi Datome ile koçun biraz dedikodusunu yaptık; önemli şeyler var, kulak verelim!
‘’Zeljko Obradovic’i asla tatmin edemezsiniz. Antrenman ve maçlarda sizden daima fazlasını ister, limitlerinizi zorlamanızı ve bir amaç için basketbol oynamanızı size öğretmeye çalışır. Onunla çalışırken başarılı olmanın müthiş bir hazzı var çünkü bir süre sonra başarısız olup, kendinizi takım için bir şeyler yapamıyorken görünce kötü hissetmeye başlayacaksınız, size bunu garanti ederim. Sır da burada aslında; daima ve daima daha fazlasını istemek… Buna çok büyük saygı duyuyorum çünkü Obradovic, oyuncuları için her zaman en iyisini yapmaya çalışıyor, basketbol yaşamının en derinlerinde; açıkçası bizden de bunu bekliyor, işiniz basketbol oynamaksa bu, yaşamınızın merkezinde yer almalı, onun felsefesi bu ve artık bizim takımımız da bunun etrafında yaşıyor…’’
Bu güzel sohbetin son sorusu ise parke dışındaki Gigi Datome’ye odaklanmamızı sağlayacak. Gitar tutkusunu daha önceden keşfetme şansına sahip olduğum İtalyan oyuncunun İstanbul’da basketbol dışında neler yaptığına kulak kabartmak ister misiniz?
‘’Parkede olduğumda basketboldan başka bir şey düşünmüyorum, maç günleri ise tamamen o akşam yaşanacakları düşünmekle geçiyor ancak boş zamanlarımı iyi değerlendirebilmek için harika bir şehirde yaşadığımı söylemeliyim. Antrenman ve maçlardan fırsat bulduğum her anda kitap okuyorum, ailem ve kız arkadaşımla vakit geçirebilmek için İstanbul’da görülmeye değer yerler keşfetmek için çabalıyorum, çok bilindik birçok yeri gezme fırsatı buldum, Balat’ı çok beğendim mesela. Dört yıldan uzun bir süredir de gitar çalıyorum, sesim çok kötü olsa da kafamı dinlemek istediğimde gitarımla baş başa kalıyorum.’’
*Basketbol ve yaşamla ilgili önemli mesajlar içeren güzel söyleşi ve Eric Clapton’ın ‘’Tears in Heaven’’ adlı parçasına düet yapma fikrime olan sıcak yaklaşımından ötürü Gigi Datome’ye çok teşekkür ederim.
*Öte yandan önemli bir teşekkür de Final Four Medya Günü kapsamında bize bu röportajları yapma fırsatı sunan Fenerbahçe Erkek Basketbol Şube Yönetimi’ne gitmeli diye düşünüyorum, var olsunlar!