Cüneyt Erden: ”Euroleague düzeyinde bir coach olmak istiyorum”

cuneyterdentoplanti (1)

Yıllarca ülke basketboluna hizmet eden ve sayısız başarıları olan bir isim Cüneyt Erden. Galatasaray’da kaptanlık yapan bir isim. Ayrıca Efes Pilsen, Ülkerspor, Beşiktaş, Karşıyaka, Darüşşafaka, TOFAŞ, Türk Telekom gibi birçok önemli kulübün formasını da terletmiş bir insan. Şimdilerde ise TB2L ekiplerinden olan FMV Işıkspor’un Baş Antrenörlüğünü yapıyor.

Geçtiğimiz haftalarda Ertuğ Tuzcuoğlu’nun istifasıyla göreve gelen Cüneyt Erden, takımını çok yakından tanıyor. Geçtiğimiz sezon da takımın Asistan Koç’uydu. Takım TB2L’de 4’lü finale yükselirken o da bu başarının mimarlarındandı. Şimdi ise takımın Baş Antrenörü oldu ve kötü gidişe bir çare arıyor. Geçtiğimiz günlerde de TBF’ye çok güzel bir röportaj verdi Cüneyt Erden. İlk olarak takımın durumu hakkında bilgiler verdi ve şunları söyledi;

‘’ Koçumuzun istifasından sonra bana böyle bir görev teklif edildi. Ben de İhsan Bayülken’e kendisi uygun görürse bu teklifi kabul edeceğimi söyledim ve göreve başladım. Takımımızın performansında geçtiğimiz seneye kıyasla büyük bir düşüş var. Geçen sezon sonunda en iyi dört takım arasında olmamızın ardından beklentiler ve bütçemiz yükselmişti. Bu sene ise takımdaki sakatlıklar ve kötü performanslar bizi çok etkiledi. Sonrasında koç kendi kararıyla istifa etti ve bu noktaya geldik. Bundan sonra bizim yapacağımız şey, oyuncularımızın inançlarını geri getirmek ve performanslarını toparlamak. Bunu başardığımız takdirde galibiyetlerin geleceğini düşünüyorum. Ancak ilk etapta dediğim gibi oyuncuların tekrar kendilerine inanmaları ve özgüvenlerini kazanmaları gerekiyor. Kısa süre içerisinde elimizden geleni yapacağız.’’

Cüneyt Erden’e sorulan bir diğer soru ise oyuncularla olan etkileşimi oldu ve o da şunları söyledi;  ‘’Teknik olarak baktığımızda savunmada ve hücumda çok büyük sorunlarımız var. Ben savunmaya önem veren ve savunmadan enerji almayı seven bir koç olduğum için ilk etapta savunmayı sertleştirmeye yönelik adımlar atacağız. Hücumda da oldukça tempolu oynamayı ve takımı koşturmayı seven bir antrenör olduğumu söyleyebilirim. Yaklaşık 1.5 sezondur koçluk yapıyorum ve genç takımda yaptırmak istediğim şey hep hızlı oynamak, tempolu olmak ve topu koşturmaktı. Bu konuda da elimden geleni yaptığıma inanıyorum. Şu anda takımımızdaki oyunculara bunu adapte edebileceğimizi umuyorum. İnançlarını geri getirmek ve performanslarını yükseltmek adına bunun gerekli olduğunu düşünüyorum. Amaçladığımız yolda yürüyebilirsek, kısa süre içerisinde yukarılara çıkacağımızı düşünüyorum.’’

FMV Işıkspor sezona kötü başladı ve oynadığı 3 karşılaşmayı da kaybetti. Takım bu kötü gidişe dur demek istiyor. Cüneyt Erden de bu uzun maraton hakkında şunlardan bahsediyor: ’’  Evet önümüzde uzun bir maraton var ancak kötü ve bize yakışmayan mağlubiyetler aldık. Işık Koleji’nin oyuncuları, 40 dakika mücadele eden bir karaktere sahip ve bunu daha önceleri de çok görmüştük. Ancak ilk iki maçta bundan çok uzak oyuncular ve çok uzak bir yapı izledik. Bizi tedirgin eden şey de bu kötü oyun ve bu kötü performanslar oldu. Evet, lig çok uzun bir maraton ancak bazı eksiklerimizi gidermemiz gerekiyor yoksa kötü mağlubiyetler almaya devam edebiliriz ve bunu ne ben ne teknik ekibimiz ne de oyuncularımız arzu eder.’’

TB2L’nin sertlik seviyesi hakkında da şunları söylüyor Cüneyt Erden:Herkes bir şekilde mücadele ediyor ve herkes iyi basketbol oynamaya çalışıyor. Ancak kadrolara baktığımız zaman biz sezonu biraz daha geç açtık ve transferleri geç yaptık. Ayrıca transferlerimizi yaparken de diğer takımların tercih ettiği oyunculardan dışarıda kalan oyuncular arasından seçimler yapmak zorunda kaldık. Diğer takımlar Haziran sonunda veya Temmuz ayında kadrolarını tamamlarken, biz Eylül ayına geldiğimizde hala transfer yapmaya çalışıyorduk ve en büyük handikabımız bu oldu. Hala 2 pozisyon için oyuncu bakıyoruz ancak bu takviyeleri yapamazsak da elimizdeki oyuncularla olabilecek en iyi noktaya ulaşmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Dediğim gibi bizim için biraz geç kalınmış bir transfer dönemi oldu ancak bu durumu elimizden geldiğince sıkı çalışmayla ve motivasyonla aşmaya çalışacağız.’’

Cüneyt Erden, 1,5 senedir antrenörlük yapıyor. Bu 1,5 yıllık zamanı da şu şekilde özetliyor; ’Ben çok uzun süre basketbol oynadım, 20 sene profesyonel olarak forma giydim. Oynadığım süre içerisinde de hep genç oyunculara bildiklerimi öğretmeye çalıştım, onlarla konuştum ve yanlışlarını düzeltmek için uğraştım. Belki de kendi oynadığım tarzda onları yönlendirdim; ancak hep öğretici rolündeydim. Basketbolu bırakma zamanım yaklaştığında da antrenör olmak hep aklımda idi. Yönetici olmayı hiç düşünmedim çünkü sahada olup o adrenalini hissetmeyi seviyorum. Kariyerim de bu yönde başlamış oldu. İhsan Bayülken de 1.5 sene önce bana bu teklifle geldi. Ben de bütün jenerasyonları taradım. Küçük takımlara, yıldız takımlara ve genç takımlara baktım. Benim için de en iyisinin genç takımı çalıştırmak olduğunu düşündüm çünkü yaş grubu dolayısıyla benden en kısa süre içerisinde bir şeyler alabileceklerine inandım. Bu son 1.5 senede de beraber çalıştığım oyuncuları çok iyi yönlendirip geliştirdiğimi düşünüyorum. Bu dönemde A takımımıza genç takımdan 3 oyuncu çıkarttık. Bu da benim için çok büyük bir sevinç. Tabii şundan da bahsetmek lazım, üst düzey basketbol oynadıktan sonra antrenörlüğe geçiş biraz sıkıntılı oldu. Yoğun geçen bir sporculuk döneminden sonra öğreticiliğe geçerken bazı sıkıntılar yaşayabiliyorsunuz ama bana bu kulüpte çok yardımcı oldular. Deneme yanılma dönemimde kimse bana karışmadı ve istediğimi yapabildim. Yanlışları doğruları görme imkânım oldu. Yine de daha yeni başlıyorum ve öğrenmem gereken çok şey var. Ne kadar üst düzey basketbol oynamış olursam olayım, ne kadar kupalar kazanmış olursam olayım antrenörlük tarafı çok farklı. Hedefim, üst düzey koçluk yapabilmek. Üst düzey olarak baktığımızda da akıllara Euroleague geliyor. Euroleague düzeyinde iyi bir koç olmak istiyorum. Bu amaç doğrultusunda yürümeyi hedefliyorum.’’

Son olarak da oyunculuk döneminden gelen etkilerden bahsediyor Cüneyt Erden:Eski bir basketbolcu olarak bu işe başladığınızda oyuncu psikolojisini çok iyi anlayabiliyorsunuz. Sporcunuzun ne zaman heyecanlanacağını, hangi oyuncunun ne zaman oyuna girip hangi basketi atabileceğini, hangi dakikada ne yapabileceğini biliyorsunuz ve onları çok iyi analiz ediyorsunuz. Oyunculuğun içerisinden gelip koçluk yapmanın en iyi yanı bence bu. Gerçi belki de bu bir dezavantaj ama saha içerisinde oyuncular arkamdan hiçbir oyun oynayamıyor. Her şeyi yakalayabiliyorum. Akıllarını okuyabiliyorum, düşündüklerini anlayabiliyorum. Çok kez başıma geldi. Oyuncu bir şey düşünürken o dile getirmeden ben onun düşündüklerini söyleyebiliyorum. Çok şaşırdıklarını görüyorum. Birbirlerine bakıp “Sen mi söyledin?” diyorlar. Oysa ki içlerinden geldiğim için ve onların geçtiği yollardan defalarca geçtiğim için çok iyi okuyabiliyorum akıllarını. Bu bazen dezavantaj bazen de avantaj oluyor tabii. Yine de basketbolun içinden oyuncu olarak gelip koçluk yapmak bir hayli avantajlı diye düşünüyorum.’’

Kaynak – Röportaj: tbf.org.tr

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler