EuroBasket organizasyonları tarihindeki tek madalyasını 1979 yılında kazanan İsrail, belki madalya kovalayabilmek ümidiyle gelmiyor şampiyonaya ancak tüm ağır toplarını yaz döneminin sonunda takıma katılmaları için ikna ettiklerine göre kafalarındaki tek düşünce 2016 Rio Yaz Olimpiyat Oyunları için eleme karşılaşmaları oynamaya hak kazanmak olsa gerek. Şampiyonanın en büyük altın madalya adaylarından Fransa ve her şeye rağmen belirli bir basketbol felsefesini sahaya yansıtıp bu oyuna oldukça pragmatik bir yaklaşım sergileyen Rusya’yı bir kenarı koyacak olursak bulundukları A Grubu’nda yeteri kadar oynayarak en azından Son 16 Turu’na kalmamaları için bir sebep görünmediğini ifade etmeliyim. Guy Pnini ve Yotam Halperin’i sakatlığa kurban vermelerine rağmen kadronun çekirdeğinde halen önemli isimlere sahip olan İsrail’in aday kadrosuna göz attıktan sonra hücum ve savunma aksiyonlarını mercek altına almaya başlayalım istiyorum.
EuroBasket 2015 aday kadro
PG: Gal Mekel, Afik Nissim, Yogev Ohayon
SG: Dagan Yavzuri, Raviv Limonad, Bar Timor
SF: Omri Casspi, Shawn Dawson, Rafael Menco
PF: Lior Eliyahu, Elishay Kadir, Oz Blayzer
C: D’or Fischer, Yaniv Green, Robert Rothbart, Alexey Tzubrevitch
Koç: Erez Edelstein
Oyun stratejileri
İsrail’in EuroBasket 2015’te sahaya yansıtacağı basketbol tarzını savunma ve hücum olarak iki ayrı başlık altında incelemek yerine tek başlık altında toplamayı tercih ettim zira şampiyonada yer alan ekipler içerisinde savunma ve hücum aksiyonları yapboz parçaları misali birbirine fazlasıyla bağımlı ender ülkelerden biri olan Edelstein’in ekibinin ilk tur gruplarından sonra çok büyük olasılıkla baltayı taşa vuracağı kanısındayım. Oyunun temposunu yükseltmek istedikleri dönemlerde takımda pas meziyetleri yüksek yeterli düzeyde oyuncunun bulunmamasının dezavantajını yaşamaları sebebiyle set hücumunda topu hızlandırmaktan ziyade ikili oyun mesafesini kısaltıp topsuz hareketleri rakip tarafından takip edilemez düzeye getirmeye çalışıyorlar. Bunun uygulama bağlamında ne denli başarılı oldukları bir köşede dursun, onları bekleyen en büyük tehlike Bosna Hersek’e karşı dahi ağır kalma ihtimalini yok sayamadığım uzun oyuncu rotasyonları olacak.
Yogev Ohayon’un ikili oyunlardaki hız cetvelinin yıllar geçtikçe yokuş aşağı çekilmesi ve Gal Mekel’in de Ohayon düzeyinde uzun oyuncuların hamle zamanlamasına sabır gösterecek basketbol karakterine sahip olmaması başlarına önemli işler açabilir. Aslında Erez Edelstein’in takımın özellikle D’or Fischer merkezli oynadığı ikili oyunlarda merkez ile çember arasındaki mesafeyi kısaltma isteğinin temel nedenlerinden biri de Ohayon’un oyun karakteri. Savunmada mevcut oyuncu grubu içerisinde kendisine fazlasıyla iş düşecek olan Ohayon’un fiziksel yorgunluk yaşaması durumunda takımın geçiş hücumları hariç etkili bir biçimde kullanabileceği bir silahının kalmayacağını düşünüyorum.
Oyunun savunma kısmında büyük oranda perdelerden sonra sık sık adam değişimlerini göreceğimizi düşündüğüm İsrail’in Yogev Ohayon devre dışı kaldığında uygulayabileceği temel stratejilerin merkezinde Lior Eliyahu yer alıyor. Eski günlerini aratmasına karşın ilk tur grubunda İsrail’in klasmanındaki ülkelere karşı hala etkili olabilecek klasa sahip olan oyuncunun yarı saha tempolu geçildiğinde rakip boyalı bölgede erken pozisyon alıp sırtı dönük oyun kovalaması, Gal Mekel’in de verimini artırmak adına yapılabileceklerin başında geliyor. Karşılaşmanın kontrolünü yitirdikleri bölümlerde hücum verimleri düştüğü anda savunmada da yumrukları istemsizce aşağı indiren İsrail’in şampiyonada en azından Son 16 Turu’na kalabilmesi için temel tüm parçalarından maksimum verim alması gerekecek. Temel tüm parçalardan yüksek düzeyde verim alınmasının da yeterli olamayabileceğini not düşmeliyim zira sahip olunan tüm bu temel oyuncuların Gal Mekel haricinde enerjilerini ve fiziksel yetilerini mücadelenin büyük bölümüne yayacak yeterliliğe sahip olmadıklarının altını çizmek gerek.
Özetle İsrail, temel parçaların herhangi birinden verim alamadığı anlarda koçun yanında sahaya sürebileceği ekstra bir isme sahip değil, ana planda aksayan parçanın yerini, ana plandaki başka bir önemli parçayla kotarmaya çalışmak her zaman zor olmuştur, bakalım İsrail görece kolay A Grubu’nda bunu başarabilecek mi ?
Omri Casspi
İsrail’in şampiyonaya gitmesi muhtemel oyuncu grubunun içerisinde öz geçmişi en parlak isimlerden biri olan Omri Casspi, 2009 yılında kendisini 1. Tur 29. Sıra seçimi olarak kadrosuna katan Sacramento Kings’e 2014 yılında geri dönüş yaptı. Yay gerisinde sahip olduğu şut yeteneğinin sınırlarını ifade etmeye gerek görmesem de İsrail’in Ohayon’un kontrolünde başlayan yerleşimlerde Casspi’ye şut atabilecek alanı yaratabilmesi durumunda yıldız oyuncunun oldukça başarılı bir şampiyona geçireceğini düşündüğümü belirtmeliyim. Hücum setlerinin tıkanması oldukça muhtemel İsrail, savunma kaynaklı sayılar üretemediği anda iskeletin ana parçalarından Casspi’den ekstra şeyler bekleyecektir. NBA’de topu eline alıp bir şeyler ürettiğini nadiren gördüğümüz oyuncu, geçiş hücumlarındaki başarısının yanı sıra İsrail’de sık sık top elinde kalan oyuncu konumunda olabilir.
Geçiş hücumlarındaki asist başarı yüzdesi, set hücumlarına oranla oldukça yukarıda olan Casspi’nin takımın uzun rotasyonuyla yakalayacağı uyum da oldukça mühim. Genelde perdeden çıkıp şutu atarken gördüğümüz yıldız isim, dönem dönem perdeyi hücum organizasyonunu kullanmak için başlatan ya da kendi şutunu yaratmak için açı yakalamada perde çıkışlarını değerlendirirken karşımıza çıkabilir. İsrail, en azından 2016 Rio Yaz Olimpiyat Oyunları için eleme maçları hakkını kovalamak istiyorsa Omri Casspi’nin kariyerinin en iyi 15 gününü geçirmesi gerekecek.