Anadolu Efes’in yıldızı, Avrupa’nın back to back MVP’si Vasilije Micic şampiyonluğun ardından EuroLeague’e konuştu.
2018 senesinden bu yana Anadolu Efes formasını terleten Vasilije Micic sezonu bir kez daha şampiyonluk ve MVP ödülüyle taçlandırdı. 2010 senesinde başlayan basketbol serüvenine sayısız başarılar sığdırarak yoluna emin adımlarla devam ediyor.
EuroLeague’e verdiği röportajda şampiyonluktan Koç Ergin Ataman ile olan ilişkisine dair birçok konuya değindi. ‘Avrupa’nın en iyi ikilisi’ olarak anılan Shane Larkin ile olan arkadaşlığına da değinmeden geçmedi.
Efes taraftarları tarafından hatırlanmak istiyorum
Olympiacos maçının son anlarını anlatıyor:
”Aslında mükemmeldi çünkü hayatımda, Belgrad’da, onların taraftarının önünde o üç sayılık atışı yapmak benim için mükemmeldi. Kariyerimde şimdiye kadarki en iyi andı.
Son beş yılda sonuçları hiç takip etmedim. Skorborda bakmayarak sakin kalmaya çalıştım. Potaya hücum ederken amacım şut ya da turnike atmaktı. Ama Shane’in boşta olduğunu gördüm ve bence en iyi karardı.
Maç bittiğinde ve Shane’in kutladığını gördüğümde, maçın berabere olduğunu anlayıp kazandığımızı fark ettim.”
TOFAŞ’ın ardından Zalgiris Kaunas’a gitme kararından ve orada Saras Jasikevicius ile çalışmaktan memnuniyet duyduğunu anlatıyor:
”Zalgiris’e gitmekle gerçekten harika bir karar verdim. Saras herkesi geliştirmek ve kendini kanıtlamak için çok açtı. O, kesinlikle basketbolda gördüğüm en özverili insan, özellikle de koçluk açısından.
Onunla birlikte alçakgönüllü olmayı ve başarıya ulaşabilecek büyük bir ekibin parçası olmayı öğrendim.”
Onunla her şey çok özel
Dört sezondur başarılı koç Ergin Ataman ile çalışan Vasilije Micic, onunla arasındaki bağın özel olduğundan bahsetti. Kendisine fırsat verdiği için çok da mutlu.
”Onunla her şey çok özel. İlişkimizde çok fazla konuşmuyoruz. İlk konuşmamız beş dakikadan fazla sürmedi. Litvanya’daydım ve o bana teklifte bulundu. TOFAŞ’ta oynadığım sene, onun takımındaki pick-and-roll oynayan tüm oyuncuların çok verimli olduğunu fark ettim.
Oyuncularına çok süre veriyor, yetenekli oyuncuları seviyor. Bu fırsatı değerlendirip, kendi yararıma kullanabileceğimi hissettim. İlk günden itibaren takıma katıldığım için şanslıydım. Bu yüzden koçun güvenini kazanmaya çalışıyordum. Ve gerçekten iyi oynadım.
Ondan sonra bana güvenmeye başladı. Takıma yavaş yavaş farklı bir şeyler kattım. Sezon sonunda bana güvenebileceğini anladı. Sonra iki yıl daha sözleşmemi uzattım. Çok konuşmadan, şu ana kadar birbirimizle çok iyi anlaştık.”
Ve meşhur ikili hakkında da düşüncelerini dile getirdi:
”Şimdiye kadar sahip olduğum en iyi takım arkadaşı. Hem basketbol kalitesi hem de insan olarak. Asla en iyisiymiş gibi davranmadı. Her zaman işbirliğine hazırdır.
Birbirimizi tehdit olarak görmüyoruz. Birbirimizin üzerinden baskıyı alıyoruz. Bütün bunlar onu, gözümde daha da yukarılara taşıyor. Arkadaş olarak gerçekten eşsiz bir ilişkimiz var her ne kadar öğle yemeğine veya kahve içmeye hiç gitmemiş olsak da.”
Bu demektir NBA daha kesinleşmedi…