EuroLeague‘in son şampiyonu Anadolu Efes’in Koçu Ergin Ataman, yeni sezon öncesinde önemli açıklamalarda bulundu.
Demirören Haber Ajansına konuşan Koç Ergin Ataman, takım bütçesini açıklarken mevcut kadronun durumu ve yaz dönemi hakkında da değerlendirmelerde bulundu.
Rakipleri hakkında da konuşan Koç Ataman, transfere açık kapı bırakırken taraftarlara da değindi.
Deneyimli basketbol insanının açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“Evet şampiyon apoletiyle sahaya çıkacağız ama o sezon bitti artık. Yeni sezonun hazırlıkları başladı. EuroLeague’de her maçın çok çekişmeli geçtiğini biliyoruz. Biz geçen sezon şampiyon olduk ama sezonun ortalarına doğru playoff sınırının dışındaydık. Sonrasında çok iyi bir ivme yakalayıp üçüncü olduk. Bu bize iyi bir avantaj sağladı ve sonunda da şampiyonluğa kadar gitti. EuroLeague’de şampiyonluk hedefiyle başlayan xsekiz dokuz tane takım var bana göre. Biz bugünden, daha ilk maçtan itibaren biz bu sezon da şampiyonluğu koruyacağız mentalitesinde olmamalıyız. Biz geçen sene 41 maç sonunda şampiyon olduk. Bu sene oralarda olabilmemiz için minimum 39, maksimum 41 tane maç oynamamız lazım. Maçları tek tek değerlendirip, maç kazanıp, puan toplayıp, normal sezonu istediğimiz yerde bitirip, ondan sonra da sezon sonunda geçen sezon olduğu gibi formda şekilde girmemiz lazım. Bugünden biz sezona şampiyonluğu korumak amacıyla çıkıyoruz mentalitesi bize zarar verebilir. Biz sert bir başlangıç yapacağız. Fikstürümüz zor. İlk maç Madrid’de Real Madrid ile. Az da kaldı, maç 30 Eylül’de. Onun ardından CSKA Moskova ile İstanbul’da oynayacağız. Milano’da Armani Milano ile oynayacağız. Bizim artık bu maçlara konsantre olmamız lazım. Her şey istediğimiz gibi giderse sonlara doğru tekrardan o noktalara gelmeyi düşünebiliriz.
Rehavet konusundaki bu tehlikeyi biraz fark ettim. Sezon öncesi özellikle Atina’da oynadığımız turnuvada bazı oyuncularımızın hala hazır olmadığını gördüm. Takım olarak hazırlık döneminde sakatlarımız çok oldu. Bu dönemin tamamını Larkin olmadan oynadık. Son iki üç haftada Simon ve Singleton gibi takımın ilk beşinin üç tane oyuncusunu kullanamadık. Artı Pleiss’ın İtalya’daki kampın son günlerinde ciddi bir diz sakatlığı oldu. Bu Dört oyuncuyu biz son 15 gündür çalıştıramadık. Önümüzdeki hafta başında tam kadro çalışmayı bekliyoruz. Bunlar da tabii biraz sezon başında dengemizi bozdu ama ben rehavet tehlikesinin var olduğunu düşünüyorum. Son oynadığımız hazırlık turnuvasından sonra işleri daha sıkı tutup, geçen senenin şampiyonluğu, bu senenin şampiyonluk hedefinden uzaklaşıp maçlara odaklanmamız gerektiğini düşündük teknik ekibimizle. Daha yoğun ve daha sert bir antrenman temposuna başladık. Bizim takımımızdaki oyuncuların hepsi üst düzeyde kazanmayı seven, sahaya çıktıkları zaman oynadıkları oyundan keyif alan bir takım. Seyircinin de olmasıyla beraber kazanmak isteyecek bir takım. Ama tabii bunun mental hazırlığını bizim antrenmanlarda yapmamız gerekiyor. Bunun çalışmalarına başladık.
Kadroya takviye yapmak için kadrodan bazı oyuncuları çıkartmak gerekiyor. Var olan bir kadro var ve bu kadroya star, veteran oyuncu takviyesi yaptığınız zaman takımın dengesi bozulur. Biz üç senedir birlikte oynayan, geçen sene de şampiyon olan kadroyu koruyup, böyle bir yöntem seçtik. İstikrarlı bir yöntem seçtik. Ama tabii ki sezon içerisinde eksiklik gördüğümüz pozisyonlar olursa, bunu değerlendiririz. Son Panathinaikos maçında Pleiss ve Singleton yoktu ama uzunlarımızın performansından hiç memnun kalmadım. Genç oyuncumuz Yiğitcan dışında üç oyuncumuzun performansı beni oldukça düşünceye sürükledi. Tabii şu da var, sezon başındayız, oyuncuların bir form tutma durumları var. Ama tabii oyuncuların da şunun bilincinde olması gerekiyor: ‘Biz zaten şampiyon oyuncularız, biz buradayız, iyi de olsak kötü de olsak biz buradayız.’ Böyle bir şey yok. Bu takımın yeniden büyük hedefleri var. Herkesin o hedefler doğrultusunda en iyi noktaya gelmesi gerekiyor. Biz sezon başında istikrarı korumak için bir yapı oluşturduk ama bu yapı içerisinde bazı oyuncuların mental olarak, fiziksel olarak hazır olmadıklarını ve takımın bütününe fayda sağlamadıklarını görürsek, yaparız transfer, niye yapmayalım?
Şampiyon takımı korumak, bir kez de seyirciyle beraber bu coşkuyu yaşayabilmek için hem kulübün hem oyuncuların karşılıklı yaptıkları fedakarlıklar sonucunda bu oyuncular kaldılar. Özellikle kulübün ciddi anlamda fedakarlık yaptığını söyleyebiliriz. Sadece bu iki oyuncu değil. 2018’in yazında kadroyu değiştirip dokuz yeni oyuncu almıştık. O zamanki oyuncu bütçemiz 10 milyon euro civarındayken bugün bu bütçemiz 20-21 milyon euro dolaylarına çıktı. Tabii net bu bütçe. Brüte vurduğunuzda daha yüksek rakamlara geliyor. Bu şampiyon takımı korumak için Anadolu Efes Spor Kulübü ciddi anlamda bir fedakarlık yaptı. Bunun karşılığını bu sene de almak istiyoruz. Oyuncularımızın duygusal yaklaşımları da büyük rol oynadı. Sonuçta bu iki oyuncu EuroLeague’in en değerli beş altı oyuncusundan ikisi. Micic bu sezonun MVP’si, Larkin ise oynanmayan sezonun gerçek MVP’si. Bu oyuncular bu parayı hak ediyorlar mı? Ediyorlar. Biz vermesek başka kulüpler verir miydi? Verirdi. Biz verdik, takımı tuttuk, yeniden şampiyon olmak istiyoruz ama bu tabii kulübün de üzerine büyük bir yük getirdi. Onun için de üzerimizde çok ciddi bir sorumluluk var bu sene de.
Taraftar tabii ki çok önemli. Bizim oyuncularımıza da sorduğum zaman, taraftarın onlara ekstra motivasyon sağladığını söylüyorlar. Bu bütün takımlar için geçerli tabii ama hem oynayan, eğlenen hem de izleyeni eğlendiren bir basketbol tarzımız olduğu için, bunun taraftarla bütünleşmesi çok daha keyifli. Bizim en iyi sezonumuz şampiyon olduğumuz geçen sezon değil. 2019’da iptal edilen EuroLeague sezonu. Normal sezonunda 28 maçın 24’ünü kazandık ve o sezon her maç doluydu. Gerek Sinan Erdem’deki maçlar, gerek deplasmandaki maçlar. Biz bundan keyif alan bir takımız. Taraftar yüzde 50 oranında olacak bizim sahamızda. Yunanistan, İtalya, İspanya, Fransa gibi yerlerde de bu şekilde. Bazı ülkelerde yine tam olacak. Biz Partizan’da bir jübile maçı oynadık, 20 bin seyirci vardı. Salonda nefes alınmıyordu. Geçen sene de olduğu gibi her ülkenin kendi kuralları geçerli olacak.
Ana etken maç kazanmak. Sonu düşünmeden, her maça odaklanıp, kazanınca biz gene şampiyonluğa gidiyoruz veya kaybedince bir anda strese girip eyvah bu sene olmayacak mı diye strese girmeden hataları görüp sonuna kadar mücadeleyi sürdürmek gerekiyor. Evet biz şampiyon olarak sahaya çıkacağız ama yeniden o noktalara gelmemiz için geçen senenin ikinci yarısında gösterdiğimiz mücadeleyi başından itibaren göstermemiz gerekiyor. Bu kolay değil, çok zor. Rakiplere baktığın zaman görüyorsun. Bizim her şey içinde toplam brüt bütçemiz 29-30 milyon euro’ya çıktı. Ama Real Madrid, CSKA Moskova, Barcelona, Milano’yu gördüğün zaman bunun altında olmadığını görüyorsun. Bazılarının bunun oldukça üzerinde olduğunu görüyorsun. Onun için de karşımızda starlarla dolu başka takımlar var. Türkiye’deki rakibimiz Fenerbahçe de öyle. Kadrosunda bugün Nando De Colo ve Jan Vesely olan bir takımın da çok güçlü bir takım olduğunu düşünüyorum. Onlar da ciddi bir takım. Ciddi bir mücadele olacak.”
Kaynak: dha.com.tr