TrendBasket’in Şampiyonlar Ligi podcast’i BCL Podcast‘in sekizinci konuğu Bonzie Colson. Strasbourg’un yıldız forveti yaklaşık 28 dakikalık bu bölümümüzde birçok farklı konuya değindi.
Kemal Rutkay Özcan’ın sorularını cevaplayan Bonzie Colson; Strasbourg’un normal sezon başarısı, sayı ortalamalarındaki ani artış, Strasbourg’un oyun kurucularıyla olan ilişkisi, Darüşşafaka’yla geçirdiği sezon ve playoff aşaması için hayalindeki eşleşmelere değindi. 25 yaşındaki forvet ayrıca denizaşırı basketbola hazırlanan genç oyunculara da sağlam tavsiyeler verdi.
Söz konusu sohbeti SoundCloud ve Spotify‘dan dinleyebilirsiniz.
Röportajdan satır başları şunlar:
“Harika bir grup aşamasıydı ve lider çıktığımız için heyecanlıyız.”
“Grubumuzdaki tüm takımlar gerçekten iyiydi. Oynanan birçok eninde sonunda son maça bağlandı. Bizim maçımızdan bağımsız olarak, kaybetseler eleneceklerdi. Bu, ligin ne kadar dengeli olduğunu gösteriyor. Herhangi bir takım herhangi bir gecede kazanabilir.
Organizasyonumuz ve teknik ekibimiz bizi maçlara hazırlamakta harika bir iş çıkardı. Biz de konuyu sahiplendik ve rakiplerin yaptıklarına odaklandığımızdan emin olduk. Hücumda ise oyunumuzu oynamaya devam ettik. Harika bir grup aşamasıydı ve lider çıktığımız için heyecanlıyız.
Her zaman skorer özelliklerine sahiptim. Geçen yıl, denizaşırı basketbolun nasıl bir şey olduğuna dair; kültür şoku, dil bariyeri, kalite ve yetenek seviyesi bağlamlarında büyük bir aydınlanma yaşadım. Şu an Avrupa’da daha rahat ettiğimi düşünüyorum. Geçen yıl Daçka’yla öğrendiklerimi, denizaşırı basketbolun stilini, skorumu nasıl bulabileceğimi yazın çalıştım. COVID’e rağmen her gün çalışıyordum. Sayı ortalamamdaki artış da ortaya koyduğum sıkı çalışmayla alakalı ve bunu görmek harika.
Her maçta düşünce yapım elimden geldiğince iyi oynamak. Beni savunan kim olursa olsun, savunmacıya atak ederim. Her maçı son maçımmış gibi oynuyorum. Bu sadece benim düşünce yapım da değil, takımımız da bu şekilde. Kullandığım her şutu yüksek özgüvenle kullanıyorum ve takım arkadaşlarım bana özgüven aşılıyor. Takımda önemli şutları kullanma özgüvenimiz var. Kendinize ve takım arkadaşlarınıza güveniniz yüksekse, bu sizin özel bir grup olduğunuzu gösterir.”
“Darüşşafaka’nın bende her zaman özel bir yeri olacak”
“Gary (Browne) pas verebilen ve sayı atabilen harika bir oyun kurucuydu. DeAndre (Lansdowne) and Brandon (Jefferson) takımımıza farklı bir dinamik getiriyor. Liderlik ve özgüven getiriyorlar. Ve her gün antrenmanda birbirlerini zorluyorlar; bu da maçlara yansıyor. Onların yanınızda olması, onlardan öğrenmek harika ve ben de onların yanında sünger gibiyim.
Darüşşafaka harikaydı; organizasyon, takım arkadaşları müthişti. Sinan (Güler), Erkan (Veyseloğlu) gibi tecrübeli, Türkiye Ligi ve EuroCup’ta başarılı olmak için ne gerektiğini bilen çokça oyuncumuz vardı. Harika bir tecrübeydi. Denizaşırı basketboldaki ilk takımımdı. Takım olarak yaşadığımız iniş çıkışları her zaman hatırlayacağım. Darüşşafaka’nın bende her zaman özel bir yeri olacak. Doğuş (Özdemiroğlu) ve Berk (Demir) ile arada sırada konuşuyoruz, irtibatta kalmaya çalışıyoruz. Onlara sadece sevgi ve olumlu enerji gönderiyorum.”
Bonzie Colson: “Şampiyonlar Ligi bu sene istisnai derecede iyi”
“Şampiyonlar Ligi’nde olması [Strasbourg’u] cazip kıldı; iki ligde birden oynayan bir kulüve gitmeyi kesinlikle istiyordum. DeAndre’ye karşı geçen sene oynamıştım, Ishmail‘i de (Wainright) kolejden biraz tanıyordum. Burada tanıdığım insanlar vardı ve basketbol oynamak istiyordum. Konuştuğumuz birçok takım vardı ama Strasbourg’a imza atmak her şeyi düşündüğümde benim için en iyi seçenekti.
Şampiyonlar Ligi harika bir turnuva ve bence tepeye yakın. EuroLeague, elbette tepede ama Şampiyonlar Ligi de hemen yakında. Çokça iyi oyuncu, çokça iyi takım var. Herhangi bir maçta neler olacağını asla bilemiyorsunuz. Şampiyonlar Ligi bu sene istisnai derecede iyi.
Nick Johnson‘a karşı G-League’deyken oynamıştım, Nick’e karşı bir daha oynamanın mahzuru yok. Karşıyaka’dan Mahir Agva’yla da takım arkadaşıydım ve geçmişte beraber oynadığım oyunculara karşı oynamayı isterim.”
Bonzie Colson’dan gençlere tavsiyeler
“ABD’de denizaşırı oynamanın kötü olduğuna dair bir algı var; ‘Yapmayın!’ diyorlar. Aldığım his bu. İlk olarak, basketbol oynamak için farklı ülkelere seyahat edebiliyorsunuz. Ve buradaki oyuncular sahiden iyi. Kendine has adamlar; Avrupa’nın her tarafında oynamış, 30’lu yaşlarında olsa da 22 yaşında gibi oynayan veteranlar var. Rekabet en yüksek seviyesinde. Buraya geldiğinizde, zihninizi hedefinizde tutmak özel bir insan olmayı gerektiriyor. Bunu anlayın ve özümseyin.
Sahip olmaya değer hiçbir şey kolay değildir. İniş çıkışlarınız olacak, ‘Allah kahretsin, ABD’ye dönmek istiyorum.’ diye düşüneceğiniz anlarınız olacak. Her Amerikalı bunu yaşıyor, bu normal. Ailenizi, arkadaşlarınızı özleyeceksiniz fakat hayallerinizi gerçekleştirmek için bu küçük fedakarlıkları yapmak zorundasınız. Denizaşırı basketbol hiçbir yanlış tarafı yok. İyi para kazanırsınız, basketbol oynamaya devam edersiniz, seyahat edersiniz, yeni yemekler denersiniz, takım arkadaşlarınızla ve Avrupa’nın her tarafından oyuncularla arkadaşlıklar kurarsınız. Oyunu oynamak için harika bir yol.
NBA’e dönmek aklımda. Orada yeniden oynamayı çok isterim. Ulaşmaya çalıştığım hedef bu. Dönmek için ne gerekiyorsa yapmaya çalışacağım.”