Yeni sezon öncesinde Münih’te basınla buluşan FC Bayern Basketball Sportif Direktörü Daniele Baiesi yeni yapılanma hakkındaki ilgili soruları yanıtladı.
Toplantıya “Kulübün stratejisi belirgin bir biçimde değişti.” sözleriyle başlayan Daniele Baiesi, yaklaşık bir saat boyunca gelen soruları yanıtladı.
Bayern‘in mevcut olarak 10 yabancısı olmasının takımdan ne beklememiz gerektiği sorusu üzerine Daniele Baiesi:
“Kadro planlamamızda 10 yabancı değil, dokuz yabancı var. Petteri (Koponen) ile görüşmeler devam ediyor. Önümüzdeki sezon için planın bir parçası değil. Açık açık bir yön değişikliği hakkında konuşuyoruz. Saklanacak bir şey, bir sır yok. Petteri şu anda Münih’te ve formunu koruyarak çalışıyor. Daha farklı bir fiziksel yapıda, daha genç bir ekibe sahip olma ve ekip içindeki atmosferi tazeleme eğiliminde olduğumuz için farklı bir yöne gitmeye karar verdik. Bu noktada Petteri ile ortaklığımızın yürümeyeceğini gördük.”
“Petteri harika biri, yakın geçmişteki başarımızın önemli bir parçası oldu. Şu anda amaçlandığı gibi takım için uygun olmayacağını düşündük. Kulübün oyuncuya yaptığı açıklama bilinçli bir karardı. Oyuncunun menajeri de bunu bekliyordu çünkü birbirimizi uzun yıllardır tanıyoruz. Ayrı yollara gitmeye karar verdik. İki yıl boyunca tatminâr bir şekilde işbirliği yaptık ama artık yollarımızın ayrılması gerektiğini düşünüyoruz.”
Kimlik değişimi
Sascha Grant, Jason George ve Matej Rudan önümüzdeki süreçte kimliğimizin kilit isimleri olacak…
“Bu yılki planlamamız uzun süreli bir yapı kurma kararımızın bir parçası. Mesela gelecek sezon kadromuzda altyapımızdan gelecek olan ve sahne ışığından uzakta oynadıklarından pek kimsenin göz önünde bulundurmadığı üç oyuncu olacak: Sascha Grant, Jason George, Matej Rudan. Bu oyunculardan ikisi Alman değil fakat yerli statüsünde oynuyor. Üçü de ne kadar hak ettikleriyle doğru orantılı olarak BBL’de rotasyonun önemli parçalarından olacak. Bununla gurur duyuyoruz çünkü bir süredir bunu yapmaya çalışıyorduk. Şu anda yaptığımız uzun vadeli yatırımın karşılığını görme şansımız olduğunu düşünüyoruz.”
“Bu oyuncular bir sınavdan geçecek. Gelişimlerini organizasyonumuz içinde yaptılar. Ben kimin nereli olduğuna takılmıyorum. Bu konuda bir dünya vatandaşıyım. Karşılaştığım her kültürün en iyisini almaya çalışıyorum. Sascha Grant bence dediğim tarzda bir karışım. Rudan, Hırvat ve üç yıl altyapımızda oynadıktan sonra Alman oyuncu statüsüne geçti. Jason George Almanya’da doğmadı fakat Alman ve tabii o da melez. Bu üçlü önümüzdeki süreçte kimliğimizin kilit isimleri olacak ve bununla gurur duyacağız.”
“Bunların yanı sıra teknik ekipte daha önce bu takımda oyuncu olan ve forması emekli edilen, sonrasında altyapıda antrenör olarak görev alıp en son da Pro B takımımızın antrenörlüğünü yapan bir isim olacak: Demond Greene. Yeni koçumuz kulübün kendi imkânlarını bu yönde değerlendirmeyi uygun buldu.”
Takımdaki ayrılıklar
Maodo Lo ve Danilo Barthel’in ayrılıkları bireysel olarak bizi üzmüş olabilir fakat…
“Böyle bir senaryoda bazı oyuncuların yeni yapımıza uymayacağını gördük. Buna bağlı olarak Petteri önümüzdeki sezon kadromuzda yer almayacak. Sözlerimle kimseye saygısızlık etmek istemiyorum. Fakat şuna da değinmeliyim. İki Alman oyuncunun, Maodo Lo ve (Danilo) Barthel ayrılığı kişisel anlamda bizi üzebilir veya üzmüş olabilir. Fakat bu ayrılıklar bizi gafil avlamadı. Ben Maodo Lo’yu uzun yıllardır tanıyorum ve böyle bir karar vermesini bekliyordum. Geçtiğimiz sezon aklından geçenlerin farkındayım. Danilo’nun da daha büyük bir organizasyona gitmesi beklenen bir şeydi, bununla yüzleşmemiz gerekebileceğinin farkındaydık ve gerçekleşti. Bu bir şeylerin sonu değil. Bu, kulüp için yeni başlangıçlar demek.”
Teknik ekipte de bir yön değişiminden bahsedebilir miyiz? Yugoslav koçların ağırlıkta olduğu bir yapı vardı daha önce…
“Daha önce de söylediğim gibi, kimin nereli olduğuyla bizim için doğru isim oldukları sürece ilgilenmiyorum. Bence bunu yanlış bir açıdan gözlemliyorsun. Eğer ki Pro B takımının koçu Demond Greene değil de Demond ‘Greene-ic’ olsaydı bizim için bir şey değişmezdi. Kulübün kendisinden ne istediğini anladığı ve kulüp için en iyisini yaptığı sürece kimin nereden geldiği önemli değil. Kriterimiz bu.”
Koç Trinchieri ve kulüp
Koç Andrea Trinchieri kulübün yeni stratejisi ile ilgili alınan kararlara dahil edildi mi?
“Kulüp stratejiyi belirledi: Nerede olmak istediğimize karar verdik. Devamında olmak istediğimizin en iyi versiyonu olmak için çabalıyoruz. Antrenörlük anlamında bu yönde ilerlemeye karar verdik. Bizimle konuştuğunda: ‘Bak, biz böyle olmak istiyoruz. Bu yolda ekibimizin bir parçası olmak ister misin? Takımlarının oyun tarzı bizim olmak istediğimiz tarzda. Bizce doğru olan yön bu yön. Ne dersin?’ diye söyledik. O da ‘Tamam, geliyorum ve ne istersem onu yapıyorum.’ gibi bir şey demedi. Bu bir partnerlik durumu.”
“Ben aile kültürü gibi çalışmaya inanmıyorum. Ben partnerliğe dayalı çalışma kültürüne inanıyorum, çünkü günün sonunda çalışmak için buradayız. Birlikte çok zaman geçireceğiz ve yapmak istediklerimizi ortak anlayışa uygun olarak gerçekleştirmeliyiz. Koç kesinlikle getirdiği değerler için seçildi. Bilinçli olarak da kulübün ihtiyacı olanı getirmek için teklifi kabul etti.”
Rol model
Bayern’in örnek aldığı bir kulüp var mı?
“Bir rol model takım ismi vermek istemiyorum. Ama bir kulübün yaptıklarına çok saygı duyuyorum: Zalgiris Kaunas. Herkes Bayern Münih markasını görüyor ve bunu FC Barcelona veya Real Madrid ile karşılaştırıyor. Ancak şu anda onlarla tamamen farklı bir galaksideyiz. Onlardan farklı zorluklarımız ve farklı bir bütçemiz var. Fenerbahçe de bizden oyuncu alıyor. Onlarla rekabet etmiyoruz: Ne para ne de felsefeleriyle. Fenerbahçe 36 milyon taraftarıyla koca bir ülkeyi temsil ediyor, bizim için Almanya’da durum böyle değil. Çok sayıda taraftarımız var ama onlar kadar değil. Onlar henüz aynı seviyeye gelmediğimiz bir kurum.”