Orhun Özdemir, Doğuş Özkan ve Mehmet Kart NBA’deki haftalık gelişmeleri değerlendirdiler. Konular;
Rondo Takası ve Dallas’ın geleceği,
Brewer Takası ve Houston,
Pretender/Contender, %60’dan yüksek galibiyet yüzdesine sahip takımların şampiyonluk şansları,
“Best in the West”, bol tartışmalı, kavgalı batının en iyi point guardları,
Aslında bazı arkadaşların zaman zaman yine feci malzeme verdiği bir program oldu ama programda yerime konuştuğunuz için sadece hazırlık yaptığınız zaman programın daha derli toplu olduğunu söylemekle yetineceğim.İyi çalışmalar…
Teşekkürler sevgili reggie31. Daha önce belirttiğim gibi analizsel yaklaşımlarımız ile magazinsel yaklaşımlarımız farklılık gösteriyor. Geçen seferki senkronizasyon sıkıntısı bu sefer yaşamamız sevindirici.
Doğuş Özkan
takıldığımıza bakma, seviyoruz seni suphi! 🙂 bu arada geçen seneden bir podcast: http://trendbasket.net/nba-dergisi-7/ şunu bi dinle allah aşkına en gelişmiş oyuncu ödülünü hak etmiyor muyuz 🙂
Hiçbirimiz kahin değiliz.İleriye dönük varsayımlarımızın tamamen gerçekleşmesi zaten mümkün değil. Öte yandan varsayımlarımıza dayanak oluşturan çıkış noktalarımız bizim yeterlilik ve verimliliğimizi doğrudan etkiler. Beni geçenki sohbette hayalkırıklığına uğratan ve kontrolden çıkaran şey tamamen çıkış noktalarınızın yetersizliğiydi.
şu gelişme kısmına gelince de; sizin gelişiminiz aynı zamanda sitenin kalitesini direkt olarak etkiliyor.O konuda gerçekten bütün yazarların hakkını teslim etmek lazım, sitenin kurucusu Can Pelister başta olmak üzere herkes 2-3 sene öncesine kıyasla etkileyici bir sıçrama yaptı..
Benim gibi adamlar eski kafalıdır biraz. O yüzden eleştirilerim zaman zaman yersiz olabilir.Sarp’a söyleyin de nostalji yazmaya devam etsin. 2001 76’ers ı yazacaktı en son.O yazsın da uzmanlığımız ölçüsünde dengeli yorumlar yapalım…
Sarp bu aralar yoğunluktan yazamıyor malesef. ABD’ye taşındı, yeni okula başladı vs. Zaman bulduğunda tekrar başlar yazmaya, nazik sözler için teşekkürler
Beyler tabiki favori oyunculariniz olacak, tuttugunuz takimlara birazcik pay ayiracaksiniz ama bu kadar da subjektif, gerceklerle uzaktan bile olsa selamlasmayan yorumlar yapmaniz sayginliginiza, takip edilmeye degerliginize zarar veriyor. Lige geldiginden beri tum GM ler, koclar NBA reporterlari arasinda yapilan oylamalarin hemen hepsinde ligin en iyi oyun kurucusu oldugu hakkinda gorus birligi olan heleki bu sene kusursuz oynayan CP3’i bu kadar asagilamak Parkerlardan falan cok asagilarda gormeye ne denir bilemedim? Argumanlarda evlere senlik Parker yuzugu varmis, bu mantikla Derek Fisher’da Parker’dan daha iyi cunku daha cok yuzugu var. GS’lilarin her tartismada Uefa kupasini hatirlatmasi gibi birsey bu, en iyi 5 oyun kurucu diyorsun sonra slayta sanki sus olsun diye yazilmis kabak gibi ortada olan bilimsel verileri istatistikleri gormezden geliyorsun. Ote yandan Pop un sistemi icinde oyuncularin isimlerin bir anlami olmadigida tamamen gozden kaciriliyor.
Kenan Bey,
CP3 eleştirilerini tamamen üstüme almam lazım çünkü diğer arkadaşlarımın ikisi de CP3’yi Parker’ın önünde görüyor hatta Orhun 4. sıranın düşük olduğu konusunda çok fazla ısrar etti. Paul ile sorunu olan benim. Öncelikle karakteri nedeniyle bana antipatik gelen nadir oyunculardan birisi. Oyunculuk yeteneklerini takdir etmekle beraber ben karakter özelliklerinden dolayı büyük oyuncu olduğuna inanmıyorum. Ha Parker’ın arkasında gördüğüm de doğru çünkü, Paul Parker’ın aksine kariyerinde hiçbir ciddi başarısı olmayan bir oyuncu. Ancak yine de hatırlatıyım bu konuda diğer iki arkadaşım benimle tamamen zıt fikirde ve bunlar benim öznel ağırlıklı görüşlerim. Bu benim başarıya fazlasıyla prim veren subjektif değerlendirme sistemimden kaynaklanıyor, buna katılmıyor olablirsiniz ki zaten aslında hemen hiçbir NBA takipçisi bu konuda benimle hem fikir değildir sanırım. Ben bireysel rakamlara olabildiğince temkinli yaklaşmayı tercih ediyorum açıkcası. Yorumunuz için teşekkür ederim.
Doğuş Özkan
Kenan Bey,
Bu tarz sıralamalardaki yorumlar sizin düşündüklerinizle paralel olmayınca sizi soğutmasın bence. Aksine bu yorumlar subjektif olarak oyuna bakış açımızı ve hoşumuza giden oyuncu profilini de gösteriyor. Burada “en yetenekli” point guarda baksak, ya da bir bilgisayar oyunu için “puan” veriyor olsak heralde hepimiz en yüksek puanı Chris Paul’e verirdik. Ancak orada beyaz futbol tadında geçse de ara ara argümanlarımızı yakalayabileceğiniz tartışmanın tadı birazcık farklı.
Uzun uzadıya Parker ve CP3 ekseninde yorumlarımı tekrar yazmayacağım, podcastte söyleyeceklerimi söyledim. Size yakın düşünüyorum aşağı yukarı, ancak bu segmentleri hazırlarken zaten objektif rakamların yanında subjektif olarak bakış açımızı ve kendi yorumlarımızı da katmak, katılmadıklarınızda da yorumlarınızı almak amacındayız.
Argümanlarınızı her zaman keyifle okuyacağız,
İyi Akşamlar