Çok uzun zamandır spor pazarlamasında ülkemizde güzel işler çıkmamasına kafa yoruyorum. Çoğu kulübümüzün, federasyonların bu işe neden konsantre olmadıklarını sorgulayıp duruyorum. En azından gidişatı değiştirebileceğine dair ümidimi besleyen bir etkinliğe katılma şansı elde ettim. Çarşamba günü, Yeşilyurt Polat Otelde, Türkiye Basketbol Federasyonunun önderliğinde, sabahtan akşamüstüne kadar basketbol konuşulan bu pazarlama zirvesinden ilhamla dolduğum onlarca fikirle çıktım. Ben katılan kulüplerin yerinde olsam bugünden tezi yok fikirleri uygulamaya başlamıştım.
İlki düzenlenen #BSL Pazarlama Zirvesi, Renaissance İstanbul Polat Hotel’de başladı. #BSLMarketingSummit2019 pic.twitter.com/jzzrK6JxJL
— TrendBasket (@TrendBasket) September 24, 2019
Türkiye’den harika konuşmacıların yanında Amerika ve Avrupa’dan en iyi uygulamaların anlatıldığı altı ayrı oturum dinledim. Altı oturumda da bahsedilen başarı hikayelerinin ortak noktaları hep aynıydı. Kulüplerimizin hatta federasyonun da atladığı noktalar hep aynıydı.
-Sahip olduğun değerleri kullan ve onları hikayeleştir.
-Hedef kitleni tanı! Hatta hedef olmayan kitleni de tanı.
-Samimi ol, karşılarında bir karakter varmış gibi hissettir.
-Anlamlı marka iş birlikleri kur.
-Eğlenceyi sakın ama sakın atlama.
-Kadınlar ve çocuklar çok önemli, onları kapsarsan işte o zaman başarılı olursun.
-Yeni nesil başka, onların ihtiyaçlarını göz ardı etme.
,-Sadece bilgi verme. Kimse sadece bilgi istemiyor artık.
-Herkese konuşabilecekleri içerikler, platform sağla.
-Unutma sen eğlendirmek için varsın. Gücünü sporun eğlendiren yönünden al. Kaos veya gürültüden değil. -Güne uyum sağla geride kalma.
-Bilet satışları için mutlaka yenilikçi ol.
-Verini analiz et, kullan, paraya çevir.
-Her zaman sahada kazanamayabilirsin, öyle bir kültür yarat ki insanların seni her daim izlemek için nedenleri olsun.
Nitelikli insan kaynağı istihdam edilen medya ve iletişim departmanlarının yaratacağı maliyetin, katacaklarının yanında devede kulak kalacağı kesin. Başkanından malzemecisine kadar herkesin bu departmanı içselleştirdiği noktada kulüpler mutlak kazanacaktır. Başka türlü değişim, gelişim ve kültür yaratımı söz konusu zaten değildir. Kulüplere, federasyona ve hatta bizlere bile çok güzel ipuçları içeren altı güzel oturumun sonunda aklıma takılan sorular şunlardı:
1- Acaba katılan kulüplerin ne kadarı kendine bugünden tezi yok dersler çıkardı?
2- Peki ya Türkiye Basketbol Federasyonu? Kendi hikayelerini yaratmaya ne zaman başlayacak? Yoksa sadece seminerler düzenleyerek uzaktan mı seyredecek?
3- Peki ya ajanslar kulüplere daha anlamlı içerikler ne zaman üretmeye başlayacak?
Uzun lafın kısası BSL Pazarlama Zirvesi beni umutlandırırken aklımdaki soruları da beraberinde getirdi. Umarım zirvenin devamıyla birlikte yol haritaları da değişir ve gelişir.
BSL Pazarlama Zirvesinden önemli notlar