Ortada geçen maç boyunca bocalayan, rakibin hızını yakalamaya çalışan taraf Cavaliers oldu. Henüz hiç oturmayan hücum sistemlerine fizik dezavantajı ve alınamayan ribaundlar eklenince ortaya öğreti niteliğinde bir şey çıktı. Spurs maç boyunca hızını arttırma gereği bile duymadı, Gregg Popovich bir kaç fırça molası aldı, hafifçe ter atarak galip geldiler.
Kazananın son saniyelerde belli olması sizi aldatmasın… Spurs 48 dakika boyunca tarifi doğru uyguladı ve maçı kazandı. Lebron James belki son saniyede topu elinden kaçırmasaydı ve şutu soksaydı takımını galip getirecekti ancak yine de bu Cavaliers’ın açıklarını kapamaya yetmez.
Cleveland’da sorun alışkanlıktan çok uyum gibi. Kyrie Irving ve Kevin Love, Lebron James’in basketboluna hiç uyum sağlamış gözükmüyorlar. Love belki belli problemleri aşar fakat Irving oyun stili itibariyle takım oyununa zarar bir oyuncu. Washington Wizards gibi 1 numaranın üstüne kurulu bir takımda oynamadıkça bence %100’ünü vermesi zor, zaten o %100’ünü verince sahadaki 4 oyuncu oyundan düşüyor. Wızards demişken, Irving, Wall ile takas olsa bence iki kulüpte bundan yarar görür.
Cavaliers’tan bahsedip Dion Waiters’tan bahsetmemek olmaz… Bence Waiters, Cavaliers’ta fiziksel ve mental olarak en hazır oyuncu. Oyuna girdiği andan itibaren hücumda ve savunmada takımı ateşlemeye çalışıyor. Gelecek günler ne getirir bilinmez ama şu anda James-Irving-Love ittifakından olumlu bir sonuç alındığını söylemek zor. Koç Blatt ise bu 3’lüyü beraber oynatmayı denemiyor bile. Birbirlerine yakın durdukları hücum yok denecek kadar az. Lebron James’e perdeleme Love’dan değil, Varejao’dan geliyor. Irving zaten kendi kafasına göre yapıyor işleri. Love elinden geldiğince bu sisteme yardımcı olmaya çalışıyor, şu anda durum bundan ibaret…