THY Euroleague‘de bu hafta temsilcimiz Galatasaray Liv Hospital, evinde Kızılyıldız‘ı ağırlayacak. Bu maçın hemen öncesinde Kızılyıldız’ın önemli oyuncularından Jaka Blazic ile telefonda uzun, bir o kadar da keyifli bir sohbet yapma şansım oldu. Röportajın gerçekleşmesinde yardımı olan Kızılyıldız Basketbol basın departmanına ve elbette zamanını ayırdığı için Jaka’ya tekrar buradan teşekkür edelim.
Buz Hokeyinden Basketbola
Jaka Blazic’in sporla ilk tanışması 6 yaşında Hokey sporuyla oldu. Slovenya’nın dağlık kesminde, Avusturya sınırında, gidenlerin cennet olarak tanımladığı Bled’te büyüyen Blazic, 8 yıl Hokey sporuyla ilgilenmiş. Ardından evlerinin önünde bir pota gören Blazic, eğlencesine basketbol oynamaya başlıyor. Blazic’i ilk kez ciddi olarak antrenmana götüren ise annesi olmuş. O günleri şöyle anlatıyor:
“8 yıl boyunca hokey oynadım. Bir zaman da hem okula gidiyordum, hem de basketbol oynuyordum. Biliyorum bu biraz garip gelebilir çünkü birbirinden tamamen farklı olan 2 spor. Evimizin önünde bir pota vardı ve ilk başta çoğunlukla eğlencesine basketbol oynadım, ardından antrenman yapmaya başladım. İlk idmanıma beni annem götürmüştü. Liseyi bitirdikten sonra basketbola tamamen aşık oldum. Neden liseyi bitirdikten sonra derseniz; ailem liseyi bitirip, üniversite kazandıktan sonra basketbolu profesyonel olarak oynamamı istedi. Bu yüzden de ilk profesyonel takımım biraz geç bir şekilde 19 yaşında oldu. Ekonomi fakültesini kazandım Slovenya’da ancak takdir edersiniz ki profesyonel bir şekilde spor yaparak, aynı zamanda okumak zor bir şey. Kariyerim bittikten sonra eğer okumam gerekirse, kesinlikle üniversiteye gidip, bitirmeyi düşünüyorum.”
Hokeyde nasıl olduğu üzerine ise, “Fena değildim. Bence hokey bana basketbolda spesifik katkıları oldu. Hokey agresif, gerçek bir erkek oyunu ve çok temas var. Basketbolda olan her şey yani. Hokey oynarken, geri çekilmemem gerektiğini ve ileriye gitmeyi öğrendim” diyor ve şu anda hokeyi takip edip etmediği konusunda da ekliyor: “Kings’i takip ediyorum çünkü Sloven Anzej Kopitar orada çok büyük bir yıldız. Çok yakın arkadaş değiliz fakat birbirimizi tanıyoruz. 11 numarayı onun ve biraz da elbette Sloven milli takımında Goran Dragic’ten dolayı aldım.”
Geoplin Slovan ve Miro Alilovic: İlk Profesyonel Macera
Jaka Blazic’in profesyonel kariyeri, belkide onun için başlayabilecek en iyi kulüpte, en iyi koçla birlikte başladı. Şu sıralarda Çek Cumhuriyeti’nde 1. Ligde 20 yaş ortalamasıyla mücadele eden USK Praha takımını çalıştıran Mirsad Alilovic, yıllarca Geoplin Slovan kulübünde önemli yetenekleri keşfetmiş, onları A Takıma hazırlamıştı. Bunlardan en önemlileri hepimizin yakından tanıdığı bu sezon ülkemizde forma giyen Jan Vesely, Gasper Vidmar ve Emir Preldzic ile birlikte elbette bu sezon NBA’de Phoenix Suns forması giyen Goran ve Zoran Dragic kardeşler.
Koç Alilovic ve Geoplin Slovan hakkında Blazic’in düşünceleri ise şu şekilde:
“Slovan benim ilk profesyonel takımımdı ve Mirsad Alilovic de beni o kulübe kazandıran koçtu. Ona minnettarım çünkü bana profesyonel basketbol oynama şansını veren ilk kişiydi. Kendisi çok iyi bir koç ve mentor. Slovan’ın şu anda 2. Ligde oynuyor olması gerçekten çok kötü.”
Geoplin Slovan forması altında 2 sezon Telemach liginde oynayan Blazic, özellikle de son sezonunda 9.7 sayı-3.2 ribaund-1.1 asist ortalamalarıyla Slovenya’daki büyük takımların dikkatini çekmişti. Alilovic’in Union Olimpija’ya asistan koç olarak geçmesiyle birlikte genç oyuncunun da yeni adresi çoktan belli olmuştu bile…
Union Olimpija: Tecrübe
Elbette mentörü Alilovic’in Union’da görev almaya başlamasıyla birlikte o da Alilovic’siz sezonunda Slovan’da beklenen patlamayı yapınca, bu ikili tekrar Union Olimpija’da buluştu.
Aslında Slovan tarzı küçük-orta seviye arasında daha çok genç oyuncu üreten takımlardan sonra Blazic tarzı oyuncuların tamamı ya ülkelerinde KRKA veya Union gibi büyük takımlara geçiş yapıyorlar, ya da direkt yurtdışı macerasına atılıyorlar. Blazic de belkide iyi bir zamanlamayla Union Olimpija’ya geçti ve ilk senesini rolantide geçirse de, 2. ve son sezonunda Euroleague’de de gösterdiği performansla beklenen patlamayı üst seviyede yapmayı başardı.
Takımı o sezon Euroleague’de ilerleme kaydedemese de, 10 maçta Blazic’in yakaladığı ortalamalar hiç de fena değildi: 12.4 sayı-4 ribaund-1.2 asist.
Bu “patlama sezonu” olarak adlandırabileceğimiz sezonun ardından ülkesi Slovenya’dan ayrılıp, Euroleague’de 15 sene sonra mücadele edecek olan Sırp devi Kızılyıldız’ın yolunu tuttu.
Slovenya Dışı İlk Macera ve İlk Sezon: Kızılyıldız
Belkide onun için alınabilecek en iyi karar Euroleague oynamayacak olan Union Olimpija’dan geçirdiği 2 verimli sezonun ardından ayrılmaktı. Keza bulunabilecek en iyi takım bence Kızılyıldız’dı, neden mi?
- Blazic gibi inanılmaz enerjiye sahip olan oyuncular için salondaki atmosfer çok önemlidir. Kombank Arena’da on binlerce Kızılyıldız taraftarının bu sene şu ana kadar Euroleague maçlarında yarattığı atmosfer, tartışmasız ki eşi olmayan bir atmosfer. Röportajda bahsettiği gibi, Kızılyıldız taraftarlarının yarattığı atmosferin Blazic’in oyun ve performansında da önemli bir rolü var.
- Bir genç oyuncu için ülkesinin dışına çıkıp, basketbol oynamak kolay bir şey olmasa gerek. Bazı oyuncular şu sıralarda hemen Türkiye ve Rusya gibi paranın olduğu ülkelere gidip, ceplerini doldurmaya çalışıyorlar. Fakat bir çoğu hem basketbol, hem de kafa olarak çok geriye gidiyorlar. Blazic bunu yapmadı ve eminim ki hayatında birçok kez ziyaret ettiği, arkadaş ve tanıdıklarının olduğu Belgrad şehrinin en önemli takımlarından Kızılyıldız’a gitti.
- Maddi açıdan elbette Rusya&Türkiye seviyesinde olmasa da, rakamı yazmak doğru olmaz ama onun yaşında o topraklarda kazanılabilecek en iyi ücretlere oynuyor diyebilirim.
Jaka Blazic’in Kızılyıldız’da geçirdiği ilk sezona gelecek olursak;
Kızılyıldız’ın geçen sezon başarılı mı yoksa başarısız mı olduğunu söylemek ise zor. 15 sene sonra oynadıkları Euroleague’de özellikle de Top 16’ya yükselmeleri bekleniyordu, hele ki ezeli rakipleri Partizan’ın maddi&kadro kalitesi olarak oldukça kötü durumdayken -bu sezonla kıyaslandığında o Partizan’a kötü diyemeyiz tabii- Top 16 yaptığını göz önüne alırsak. Şampiyon Maccabi’nin dışında D grubu geçen senenin en denk, Rytas’ ı da kenara koyarsak, 4 takım (Kuban, Panathinaikos, Baskonia ve Kızılyıldız) arasında müthiş bir yarış vardı. Bu yarışın dışında kalan takım da maalesef Kızılyıldız oldu. Neden maalesef dedim, açıklayayım:
Evlerinde kaybettikleri Kuban maçı (84-87), yine uzatma sonucu kaybettikleri PAO maçı (86-90), daha sonra şampiyon ve grup lideri Maccabi’ye kaybettikleri 76-78) hemen aklıma geldi. Üç maçta onlar için çok önemliydi ve belki de birini kazansalar, Top 16’da olacaklardı. Maç sonlarını oynama konusunda büyük sorun yaşadılar ve bu da onlari Euroleague dışına itip, Eurocup oynamalarına sebep oldu. Blazic açısından ise oynadığı 3. Euroleague sezonu, büyük bir tecrübe oldu ve rakamları da son Union’la oynadığı sezona hemen hemen denk geldi: 10.3 sayı-3.5 ribaund-1.1 asist.
Eurocup’ta aslında çok iyi bir sezon geçirdiler ve Rytas ile Budivelnyk’i geçerek yarı finale kadar yükseldiler. Evlerinde yendikleri Unics Kazan’a deplasmanda farklı kaybedince, finale yükselme şanslarını kaybettiler. Adriyatik liginde de yarı finalde Saric’in Cibona takımına kaybettiler. Sırp liginde ise yeniden kupayı olalaylara sahne olan ilk maçın ardından Partizan’a kaybettiler.
Blazic ve Kızılyıldız Taraftarı: İlk Görüşte Aşk Gibi
Belkide Blazic’in Kızılyıldız taraftarlarıyla ilişkisini en güzel bu başlık nitelendirebilirdi. Bu başlığı atmamda bana ilham veren Kızılyıldız taraftarı sevgili arkadaşım Stefan Novosel’e teşekkür ederken, bir de Blazic’in Kızılyıldız taraftarıyla olan ilişkisini ondan dinleyelim:
“Jaka Blazic ile ‘Delije’ arasındaki sevgi özel bir şey. Slovenyalı guard sahada her şeyini veren bir oyuncu ve bu Belgrad’ta çok takdir edilen bir şey. Kızılyıldız taraftarıyla Blazic arasındaki uyuşma hemen başladı. Buna aslında ilk görüşte aşk da diyebilirsiniz. Jaka şu anda takımda en çok sevilen oyuncuların başında geliyor. Herkesin takımda tuttuğu, sevdiği bir oyuncu var ama Blazic başka bir şey. Bu sezon takımda şu anda Boban Marjanovic ve Marcus Williams ile birlikte en iyi oyunculardan birisi.”
Delije: Kızılyıldız taraftar grubunun ismi.
Stefan, Kızılyıldız’ın yarattığı atmosferle ilgili ise bilmemiz gerekenleri özetliyor:
“Atmosfer, cümlelerle anlatılamayacak bir şey. Kızılyıldız taraftarları takımları için maç içinde her şeyi yapıyorlar ve kesinlikle takımın 6. Oyuncusu gibiler. Euroleague maçlarının biletleri günler öncesinden bitiyor. Kızılyıldız taraftarları için bu maçlar her şey demek. Galatasaray ve Valencia karşısındaki galibiyetler bunu gösteriyor. Çok büyük bir gürültüyle takımlarını destekliyorlar ve oyuncuların sahada ekstra bir şeyler vermesi için onları adeta taşıyorlar.”
Tıpkı Stefan’ın da dediği gibi, Blazic sahaya bütün enerjisini koyan, taraftarla da çok iyi birleşen bir oyuncu. Bence onu Euroleague oyuncusu yapan şey basketbol yeteneklerinden daha çok, bitmek bilmeyen enerjisi, isteği ve mücadeleci yapısı. Bence sahaya adımını attığında sizi hayal kırıklığına unutması neredeyse imkansız olan, çok az sayıda oyunculardan birisi. Yıldız olur mu, yukarıda da söylediğim gibi, bilemiyorum. Fakat bana onu Union’da izlediğimden beri verdiği hep görüntü şöyle: Her koçun takımında isteyeceği, taraftarın “sevgilisi” olabilecek bir oyuncu.
Uzman Görüşü: Ivan Bogunovic, Mondo.rs
Çocukken hokey oyuncusu olan Jaka Blazic, kendisine Euroleague ve Adriyatik liginde gösterdiği enerjik oyunla isim yapmaya devam ediyor.
Sorun yaşadığı konular top hakimiyeti veya şut (eğer bu özelliğe sahip olsaydı şu anda Goran Dragic kadar iyi olurdu ve şimdiden NBA’de oynardı) diyebiliriz ancak Jaka bu eksiklerini müthiş, bitmek bilmeyen enerjisiyle kapatıyor. Savunmada rol üstlenmesi, geçiş hücumlarında attığı depar ve çemberde bu hücumları atletik özelliklerinin yardımıyla smaçlarla bitirmesi ise Kızılyıldız taraftarları için bir tatlı gibi!
Jaka en çok çalışkan oyunculardan birisi. Antrenmanlarda ve maçlarda, takım oyuncusu ve iyi bir profesyonel. Enerjisi ve kazanmaya olan kararlılığı Kızılyıldız’ın tarihindeki ilk kez Top 16’ya kalmayı hedeflediği takımda önemli bir yer kaplıyor.
Kızılyıldız ve Blazic Bir İlkin Peşinde: Top 16
2014-15 sezonunda ise Partizan’ın yaşadığı maddi problemlerden dolayı Euroleague tarafından yeniden Euroleague’de oynamaya hak kazandılar. Durum böyle olunca rakip birçok önemli oyuncusunu (Bogdanovic, Lauvergne, Westermann vs.) kaybetti ve Partizan’ın almasına alışık olduğumuz potansiyelli üç Sırp oyuncu da Kızılyıldız’ın yolunu tuttu: Stefan Jovic, Nemanja Dangubic ve Nikola Kalinic.
Keza yine pota altına Maik Zirbes ve oyun kurucu olarak da Unicaja Malaga’da çok iyi işler yapan fakat daba sonra Rusya’da cebi dolsa da, piyasası düşen Marcus Williams‘i kadrosuna katan Kızılyıldız Euroleague normal sezona da iyi başlayan takımlardan. Neptunas’ a deplasmanda kaybetseler de, iç sahada Olympiakos’ a çekişmeli geçen maçta kaybettiler fakat geçen hafta deplasmanda Baskonia’yi 20 sayılık farkla, hatırladığımız gibi Galatasaray’ı ve Valencia’yı da Kombank Arena’da yenmeyi başarmışlardı.
Başlıkta da belirttiğimiz gibi Kızılyıldız, THY Euroleague’de şu ana kadar hiç Top 16 göremedi. Bu yıl bunu gerçekleştirmek için ellerinde çok iyi bir kadro ve şans var. Keza Blazic de Union Olimpija’da oynadığı 2 Euroleague sezonu ve geçtiğimiz sezon da yine Kızılyıldız’la Top 16 oynama başarısı gösterememişti. Onun içinde eğer bu gruptan çıkarlarsa bir ilk olacak.
Şimdi söz tamamen Jaka Blazic’te…
Soru: Öncelikle Galatasaray maçı hakkındaki düşüncelerin neler?
Jaka Blazic: Galatasaray’a karşı ilk maçta kazandık ve bugün maçtan neler beklediğimizi kesinlikle biliyoruz. Oyunlarını o güne kıyasla geliştirdiler ve daha iyi bir basketbol oynuyorlar. Elbette bazı problemler yaşadıklarını duyduk fakat ben bu problemlerin onları etkileyeceğini pek zannetmiyorum, zor bir maç olacaktır.
Soru: Euroleague’de şu ana kadar grupta Neptunas mağlubiyeti dışında çok iyi bir iş çıkardınız. Neler söylersin?
Jaka Blazic: Şu ana kadar doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum. 3 Galibiyetimiz, 2 de Olympiakos ve Neptunas’a karşı mağlubiyetimiz var. Elbette Neptunas’a karşı kaybetmeyi beklemiyorduk fakat bu mağlubiyeti, geçtiğimiz hafta deplasmanda Laboral’i yenerek telafi ettiğimizi düşünüyorum. Bu galibiyet bizim için çok önemliydi çünkü deplasmanda oynarken güvenimiz artık daha yüksek seviyede olacak.
Soru: Kombank Arena’da şu ana kadar Kızılyıldız taraftarları müthiş bir atmosfer yaratıyor, bunun hakkında düşüncelerin neler?
Jaka Blazic: Bence bizim taraftarlarımız Dünya’daki en iyi taraftar grubu. Onlara karşı mücadele etmek gerçekten zor. Bizi desteklemelerinin yanı sıra, karşı takımında bizim sahamızda oynanan maçta mücadele etmesi zor. Hücum yaparken, skor üretmeye çalışırken onbinlerce insan tribünde bağırıyor, ıslık çalıyor. Bu atmosferde oynamak rakip takım için çok zor bir durum fakat bizim için cennet gibi.
Soru: Bu sene takım olarak Adriyatik ve Euroleague’de hedefleriniz neler?
Jaka Blazic: Adriyatik liginde şu ana kadar iyi ve istediğimiz yolda olduğumuzu söyleyebilirim. 8 Maç sonunda mağlubiyetimiz yok ve böyle devam etmeye çalışacağız. Sonunu da daha iyi oynamamız gerekiyor. Geçen sene yarı finalde Cibona’ya kaybederek final oynama şansımızı yitirmiştik. Bizim için çok kötü bir mağlubiyetti ancak bu mağlubiyetten gerekli dersleri çıkartıp, güçlendik ve kentlendik diyebilirim. Elbette bu sezon hedefimiz Adriyatik ligini kazanmak ama önümüzde daha çok maç var ve keza hem bizim için, hem de diğer takımlar için birçok iniş ve çıkış olacaktır. Euroleague’de ise şu ana kadar herhangi bir baskı hissetmeden, keyif alarak oynuyoruz ve iyi de gidiyiyoruz. Sonunda nereye varacağımızı hep birlike göreceğiz.
Soru: Kızılyıldız’da neredeyse 1,5 senedir forma giyiyorsun. Bu dönem içerisinde ne gibi şeylerde gelişim gösterdin?
Jaka Blazic: Belgrad’ta Kızılyıldız forması altında geçirdiğim 1,5 senede çok iyi anılarım oldu ve kesinlikle oyuncu olarak geliştim. Oyuna olan bakış açım değişti. Olimpija’dayken daha çok hücum tarafını oynuyor ve oraya konsantreydim. Ama burada savunma yapmaya, işin o kısmını da oynamaya başladım. Çünkü savunma yapmak önemli ve iyi bir savunmayı, hücuma taşıyabilirsiniz. Keza şutum konusunda da çalıştığımı söyleyebilirim. Koşmayı seven bir takımız, çünkü genç oyunculardan kuruluyuz. Geçiş hücumlarını bol bol kullanıp, kolay basketler bulmaya çalışıyoruz. Bende şansım olduğunda kolay basketleri bulmaya çalışıyorum. Elbette hızlı hücum ve kolay basketler bulmak için benim de defansta agresif olmam gerekiyor.
Soru: Kızılyıldız-Partizan derbisine bu sene gelmek istiyorum. Ne gibi şeyler bilmemiz gerekiyor?
Jaka Blazic: Tabii ki de bu maça gelmelisin! Bu oyuncular içinde, salona gelen herkes için de özel bir an. Orada salona gelen herkes takımlarının kazanmasını inanılmaz bir şekilde istiyor ve bazen bu elbette istenmeyen olaylara sebep olabiliyor. Adrenalin çok yüksek olduğu bir maç. Biz oyuncular için kendimizi görmek adına çok iyi bir fırsat.
Soru: İdolün?
Jaka Blazic: Küçüklüğümden beri Michael Jordan. Kariyerimde oynadıklarım arasında ise Goran Dragic ve milli takımda tanışıp, tecrübelerinden faydalandığım oyuncular diyebilirim. Onlardan öğrenebildiğim kadar onları buralara getiren bilgileri öğrenmeye çalışıyorum.
Soru: Milli takım koçun ve şu anda Türkiye’de Gaziantep takımını çalıştıran Jure Zdovc hakkında neler söyleyebilirsin?
Jaka Blazic: Jure, spesifik bir koç. O, oyuncusunun kendisinin sistemini oynamasını ve kendisinin istediği gibi oynamasını istiyor. Bu yüzden de koçluk kariyerinde başarıları var. Milli takımda geçtiğimiz yaz bende o takımın bir parçasıydım ve umarım daha iyilerini yaparız.
Soru: NBA’de oynayan Sloven oyuncular hakkında neler söylersin?
Jaka Blazic: Onlarla çok iyi arkadaşım ve çoğu maçlarını takip etmeye çalışıyorum. Goran geçen yıl olduğu gibi bu yıl da iyi oynuyor ve Suns’ın liderlerinden birisi. Zoran ise şu anda şansın gelmesini bekliyor ve en kısa amanda umarım o şansı alır çünkü ben onun bu şansı hak ettiğini, NBA’de başarılı olabileceğini düşünüyorum. Bir tane daha oyuncumuz var: Beno Udrih. Tecrübeli bir oyuncu ve yıllardır o ligde oynuyor. Onlarla gurur duyuyoruz.
Soru: Gelecek hakkındaki planların neler?
Jaka Blazic: Gelecek hakkında çok düşünmüyorum. Kızılyıldız ile bu ve sonraki sene olmak üzere 2 senelik daha kontratım var. Bunun hakkında çok kafa yormuyorum. Şu anda tek konsantre olduğum nokta bu sezon ve Kızılyıldız’ın başarısı. Kontratım bittiğinde neler olduğunu göreceğiz.
Soru: Türkiye’de oynamak ister misin?
Jaka Blazic: Bilmiyorum, göreceğiz. Plan yapmayı çok sevmem. Türkiye ligi çok kaliteli ve şu anda ligde çok yüksek bir kaltieyle oynanıyor. Kesinlikle şu anda Avrupa’daki en iyi liglerden birisi. Türk takımlarından birinde, bir gün oynamak kariyerimde güzel bir şey olur diye düşünüyorum.
Röportaj&Yazı: H.Can Pelister