Yazı: Bora Ünver
EuroLeague 2019 play-off eşleşmeleri arasında normal sezonu dört ve beşinci sırada bitiren takımlar olan Anadolu Efes ve Barcelona arasındaki eşleşme en çok heyecan ve rekabeti barındıracak eşleşme olacakmış gibi duruyor. Gerek takımlar arasındaki güç makasının dar olması, gerek Anadolu Efes’in belki de geçen seneki Zalgiris masalının üzerinde bir performans göstermesi, gerekse normal sezon içinde 15 sayılık farkla biten ilk maçın rövanşının 22 sayılık farkla sonuçlanan bir gövde gösterisine dönüşmesi bu eşleşmeyi ilginç kılıyor. Bu yazımda iki takım adına sezon başında öngörülenleri, yapılarını, takımların sezon içi performanslarını ve eşleşmenin kritik noktalarını kaleme aldım. Efes geçen seneki çok kötü kadro planlamasının sonucu olarak kabus gibi bir sezon geçirmişti. Alınan Türkiye kupası, EuroLeague sonunculuğu ve Türkiye Ligi playofflarında yarı finalin ötesine geçememenin hayal kırıklığını örtmeye yetmemişti. Kadro yapısı o kadar kötüydü ki, sezon içi bu sene belki de EuroLeague’in en iyi koç performansını sergileyen Ergin Ataman’ın takımın başına geçmesi ve sezon içi takviyelere rağmen Efes ismine yakışan performans sergilemekten çok uzak kalmıştı. Doğal olarak sezon başı dokuz yeni oyuncu ile bambaşka bir takım kurma yoluna gitti Efes. Şimdiye kadarki performansına bakılırsa da bu değişikliği çok başarılı gerçekleştirmiş görünüyor. Ergin Ataman daha önceki senelerden de bildiğimiz üzere oyunculara serbestlik tanıyan basketbol oynatmayı seven bir koç. Aslında oyuncu inisiyatifine bağlı bu tercihi riskli olarak tanımlayabiliriz. Çünkü yanlış oyunculara verilen inisiyatif geçen seneki Efes’teki ya da Ataman’ın son Galatasaray sezonundaki gibi facia ile sonuçlanabiliyor. Bu sene bu serbestliğin yanında limitsiz P&R hücumunu ana plan olarak benimsemiş durumda Efes. Sahada çokça üç top yönlendirici ve P&R ustası oyuncuyla yer alıp aynı hücumda tepeden olmazsa forvetten tekrar tekrar P&R denerken izledik Efes’i. P&R ustası yakıştırmasını da açmak gerekirse Ataman’ın sezon boyunca bir, iki ve üç pozisyonlarında en çok süre verdiği oyuncular Micic, Larkin, Beaubois ve Simon dörtlüsünden en az üçü maçların %38’inde sahada yer almış. Bu dört oyuncu da P&R sonrası uzunu bulma, kısayı bulma ya da dışarıdan orta mesafeden ve içeri penetre ederek kendileri bitirme noktasında vasat üstü becerilere sahip oyuncular. P&R sonrası tüm opsiyonları vasat üstü oynayabilen üç oyuncu ile sahada olduğunuzda ve bu oyuncular da birbirleriyle paylaşarak keyif alarak oynadıklarında hücumda durdurması çok zor bir takım buluyorsunuz karşınızda. Zaten normal sezonu da en verimli hücum eden takımlar sıralamasında Fenerbahçe’nin ardında ikinci sırada kapatmaları bunun bir göstergesiydi. Tabii her sistemde olduğu gibi, bu sistemin de bir zayıf noktası var. Buna seri değerlendirmesinde değineceğim.Ana plan P&R hücumu