Bu sezon başarılı bir grafik çizen Anadolu Efes’in Koçu Ergin Ataman, çeşitli konularda önemli açıklamalarda bulundu.
Tivibu Spor’da yayınlanan Ribaund programına konuk olan Ergin Ataman, çeşitli konularda önemli açıklamalarda bulundu.
Zeljko Obradovic ile arasındaki rekabetten takımının genel durumuna, takımdaki yerli isimlerden geçmişteki transfer dedikodularına değinen Ergin Ataman’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
“İkinci yarıya önemli bir derbi galibiyetiyle başladık. Galatasaray maçı bizi bu yoğun EuroLeague temposunda hayli zorladı. EuroLeague’i farklı, Ligi farklı takımlarla oynama zorunluluğundan dolayı zaman zaman zorlanıyoruz. Özellikle teknik ve mental hazırlık açısından. Sezon ilerledikçe rakiplerimiz de kadrolarını oturtmaya başladılar. Galatasaray, Beşiktaş, Darüşşafaka gibi ekipler ritim bulmaya başladılar ve bu da ligin her geçen hafta daha da zorlaşması demek. Ligde bulunduğumuz konumdan elbette memnun değiliz. Anadolu Efes her zaman ligin en tepesini hedefler. Şu anda ikinciyiz, lider Fenerbahçe ile aramızda bir puan fark var. Ligin ilk yarısındaki maçı deplasmanda, uzatmada kaybettik. Ligin ikinci yarısındaki hedefimiz de sürpriz maçlar kaybetmeden ilerlemek. Hele bir Sakarya mağlubiyeti var ki olacak şey değil. Bu nedenle ikinci konumdayız. Lig de bizim için önemli ancak önceliğimiz daha evvel sonlanacağı için EuroLeague. Bu demek değil ki Ligi boşlayacağız.
Bu sezonki performansımızın sırrı elbette kadro kalitesi. Geçen yıl değişik bir yapılanma içine gidilmişti. Daha makul oyuncularla, daha genç bir kadroyla mücadele etmiştik. Yaşanan önemli sakatlıklar, antrenör değişimi, sezonu kapatan isimler, yeni transferler derken sezon ritmini bulamadık. Bunun en önemli nedeni de sezon başında kadro kurma aşamasında yaşanan şanssızlıklardı. Bu sezon bundan ders çıakrdık ve yönetime bir plan sunduk, hedeflerimizi belirttik. Yönetim de sağ olsun büyük fedakarlık yaptı. Şu da bir gerçek ki Anadolu Efes yıllarca basketbolda Avrupa’da en büyük yatırımı yapan ve organizasyon olarak da hep en üstte olan bir kulüptü. Geçen sezon yaşanan durum ekstremdi. Bu sezon da her ne kadar önceki bütçelerin seviyesine yaklaşmasak da iyi bir bütçeyle iyi bir kadro kurduk. Bu bütçeyi çok dikkatli bir şekilde kullandık. Kadroyu oluştururken bireysel olarak ilerleme kaydedebilecek isimleri kadromuza kattık hem de birbirine uyumlu isimler olmasına dikkat ettik. Her leyi düşündük. Örneğin, biz Rodrigue Beaubois’yı kadromuza kattık, devamında Adrien Moerman’ı kalitesini de göz önünde bulundurarak onun da Fransız olması ve Beaubois ile anlaşabilecek olmasını göz önünde bulundurduk. Yine Anderson ve Moerman’ın önceden Darüşşafaka’da takım arkadaşlığı yapması gibi. Tüm bunları en ince detaylarına kadar etüt ettik, iyi çalıştık. Şu an geldiğimiz noktada da iyi durumdayız ancak EuroLeague öyle bir lig ki hiçbir şeyin garantisi yok. Ligin üçte ikisi bitti ve bunun sonunda dördüncü sıradayız. Hedeflediğimiz yerin de üstündeyiz ve önemli olan bunu korumak. Önümüzde 10 tane final maçı var ve her maç zor. Tabii bizim için zorken rakiplerimiz için de zor. Ligde bu sezonki çekişme sonunda 12 takım playoff için savaşıyor. Biz aynen yolumuza devam etmek istiyoruz. Şöyle bir gerçek de var, Anadolu Efes yıllardır fanatizmin dışında kalan, basketbolu ve sporu seven bir kitle tarafından takip ediliyor ve bu kitlenin de istediği Avrupa’da başarı. Bizim onlara karşı böyle bir sorumluluğumuz var ve bu kitle Avrupa’dan gelen başarı ile mutlu olabiliyor. Umarım bunu 20 yıl sonra başaracağız.
Bundan yaklaşık bir, bir buçuk ay önce Shane Larkin’in menajerleri NBA’den ciddi bir takımın Larkin’i istediğini söylediler ve Larkin de tabii ki bunu değerlendirmek istedi. Kendisi de burada beklediği gibi oynayamıyor ve NBA’e dönme hayali olan genç bir oyuncu. Biz de ‘Larkin’in gitmesine izin vermemiz için onun yerini doldurabilecek bir oyuncu önermelisiniz.’ dedik. Onlar da Teodosic’i öne sürdüler. Aynı menajerlik şirketi oyuncularıydı ve Teodosic’in LA Clippers’tan ayrılma ihtimali son derece yüksekti. Tarafımıza ‘Böyle bir takas düşünür müsünüz?’ dendi. Larkin ise NBA hayallerine dönmek için bunu istiyordu ve Teodosic’in de Avrupa’ya ve Anadolu Efes’e gelmek istediğini söylediler. Biz de o zaman bize mali bir yük getirmemesi şartıyla buna tamamız demiştik ama daha sonra zannediyorum NBA’de Larkin’i isteyen takım geri çekildi ve o boşluğu başka bir oyuncuyla doldurdu. Clippers da Teodosic’i ne kadar oynatmasa da sanıyorum ki takaslarda kullanmak için bundan vazgeçti. Bu bizden gelen değil menajerlerden gelen ve oyuncuları memnun etmek adına bulunan bir formüldü. Ondan sonra da bunun üstüne gitmedik. Şu anda da herhangi bir oyuncu takviyesi düşünmüyoruz.
Sporda subjektif görüşlere fazla yer yoktur. Rakamlar ortada, Fenerbahçe son dört yılda Final Four oynamış bir takım. Üç tane final oynamış, birinde de şampiyon olmuş bir takım ve EuroLeague’de de şu an lider durumda. Demek ki Fenerbahçe şu an Avrupa’nın en iyi takımı. Aslında buradaki en büyük payda tabii ki Obradovic felsefesinde Fenerbahçe yönetiminin iskelet kadroyu bozmadan yıllarca bir istikrar içerisinde bu yapıya kavuşması. Obradovic, EuroLeague’e ilk geldiği sezon Fenerbahçe EuroLeague’de çeyrek finale dahi kalamadı ancak bir iskelet kurdu ve o iskeletin üzerinde de Fenerbahçe her sezon doğru eklemeler yaparak aynı heyecan içerisinde kulüp yönetiminin ve taraftarının heyecanı içerisinde çok önemli bir yer edindi kendisine. Basketboldaki bu mental yatırımdan dolayı Fenerbahçe yönetimini kutluyorum. Keşke aynı mental yapıda bugün Galatasaray ve Beşiktaş gibi büyük kulüpler de olabilse ama olamadılar. Onlar da bir dönem o rekabetin içerisinde olsalar da geri adım atmak durumunda kaldılar. Fenerbahçe her türlü zorluğa karşı basketbolda geri adım atmadı ve bu hem kendi camialarına hem de Türkiye’ye çok şey kazandırdı.
Obradovic, Ivkovic, Blatt gibi koçların Türkiye’de gelip çalışması Türkiye için çok büyük bir kazanç. Bizler için de bir rekabet unsuru. Obradovic’le benim koç rekabetim tabii ki Türkiye’de başlamadı. Daha önce Siena’yı çalıştırırken, Efes Pilsen’i çalıştırırken birçok kez kendisiyle karşı karşıya geldim. Selanik’teki 2000 Final Four’unda Panathinaikos’un koçu Obradovic’ti ve biz kendilerine yarı finalde kaybettik. Onlar şampiyon oldu, biz ise üçüncü olduk. İki sene sonra da ben Siena’nın hocasıyken Obradovic’li Panathinaikos’u çeyrek finalde eleyerek Final Four’a kaldık. Onun için bu koçlar arasındaki rekabet basketbolu daha güzelleştiren unsurlar. Şu herkesin kabullenmesi gereken bir gerçek, Obradovic Avrupa’da en çok kupa kazanan en kariyerli koç. Ligin en fazla maç kazanan, en çok şampiyonluk kazanan koçu. Şunu da belirteyim, Obradovic Avrupa’nın en iyisi diye geri adım atmamız söz konusu olamaz. Ben de elimdeki her takımla rekabete girmeye çalışıyorum. Kazanmak var kaybetmek var ama rekabetten geri adım atmıyoruz. Obradovic, Türkiye’ye geldiği ilk gün de söyledim, ‘Çok büyük bir antrenör geldi ama biz de buradayız’ dedim. Bu rekabet yalnızca ben ve Obradovic arasında değil, her hoca arasında. Ben bu rekabetten Obradovic’in de keyif aldığını düşünüyorum. Obradovic de bir David Blatt, bir Ergin Ataman, Ufuk Sarıca, Dusan Ivkovic’e karşı oynamaktan keyif alıyordur. Ben de açıkçası böyle bir hocayla karşı karşıya olmaktan keyif alıyorum. Fanatizm sınırlarında yanlış anlaşılmalar olabiliyor ama onlar da doğal şeyler.
Ben hep oyuncularımın yukarı çıkmasını isterim. Bugüne kadar çalıştırdığım takımlarda Türk oyunculara hep şans verip onların yukarı çıkmasından keyif almışımdır. EuroLeague’de Final Four oynadığımız sezon Hidayet, Mehmet, Hüseyin gibi oyuncular 20-21 yaşlarında o takımlarda oynayıp daha sonra NBA’de yıldız olan oyuncular oldu. Sonrasında Mirsad, Mehmet Okur gibi oyuncular… Keza Sinan Güler. Sinan Beşiktaş’a geldiğinde kimse Sinan diye bir oyuncuyu tanımıyordu ama kendisi, Beşiktaş’ta büyük bir patlama yaptı. Galatasaray’da EuroCup şampiyona olduğumuz sezonda Göksenin ve Sinan’ın o sezon verdiği katkı göz ardı edilemez. Şimdi de Doğuş Balbay’ın Anadolu Efes’teki katkısı çok ciddi bir katkı. Ben oyunculardan bu tarz bir katkı istiyorum. Onun için de bu katkıyı alamadığım zaman sitemde bulunuyorum. Bu sezon bazı maçlarda Metecan’dan olsun Buğrahan’dan olsun iyi katkılar alıyoruz. Galatasaray maçında 12 sayı geriden gelirken Buğrahan oyundaydı. Neden oyundaydı? Çünkü iyi oynuyordu, mücadele ediyordu. EuroLeague’de Darüşşafaka maçında biz Metecan ile başladık ve kendisi 20 dakika oynadı. Neden? Metecan o hafta çok iyiydi ve önceki lig maçında takımın en iyisiydi. Ben oyuncuların yaşına ve pasaportuna bakmam. Benim için iyi ve kötü oyuncu vardır. Kim iyi ise o oynar. Genç oyuncuya yaşı gereği daha toleranslı davranılabilir ancak sen o formayı alacaksın. Doğuş Balbay, iki sezondur ortaya koyduklarıyla o formayı aldı ve formanın da hakkını veriyor. Umarım Metecan da Buğrahan da önümüzdeki dönemde formayı alırlar ama bunu yapmadıkları zaman da en sert eleştiriyi benden duyarlar çünkü ben onların iyiliğini istiyorum, Türk basketbolunun ve milli takımın iyiliğini istiyorum.
Bugün Türk Milli Takımı, Dünya Şampiyonası oynayacak. Çok iyi bir kadromuz var. Cedi, Furkan, Wilbekin, Semih’in kemiğini oluşturduğu… Ama o seviyeye bizim Metecan’ı Buğrahan’ı Sertaç’ı o seviyeye çıkarmamız gerekiyor ki bu milli takım derece yapsın. Eleme maçlarında oynanan maçlar hiçbir şekilde ölçü değil, EuroLeague oyuncuları oynamıyor NBA yıldızları zaten yok. Orası farklı bir yer olacak, bu oyuncularımızı yukarı çekmemiz lazım. Ben bazen çok eleştiriliyorum ama ben doğruları söylemek zorundayım. Kendi gördüğüm şeyi, deneyimimi aktarmak zorundayım ki yukarı gidelim. Yoksa sporda o gün geldiği zaman aldatamazsınız. Sporda tek bir şey vardır o da şampiyona sonunda elde edeceğiniz sonuçtur. ‘Biz çok iyiyiz’ deyip şampiyonada çeyrek finale kalırsan bunu yalnızca çok afedersiniz aptallara anlatırsın ama sporu bilenleri aldatamazsınız. Sporda tek gerçek vardır, fair play kuralları içinde kazanmaktır. O konuda sıkıntı yaşarsanız oyuncuyu eleştirebilmeli ve onu en iyi şekilde motive etmelisiniz.”
Ergin Ataman: “Basketbola kaynak bulmak yönetimlerin görevi. Amatör branş diyorlar, basketbolun neresi amatör? Ne kadar çok kaynak yaratıp başarı kazanırsanız sponsorlar da o oranda peşinizden geliyor.” (video by @tivibuspor) pic.twitter.com/4uCCs2eqYg
— TrendBasket (@TrendBasket) January 29, 2019