Sakarya benim için son 2 senedir, her sene en az 1 kere uğradığım bir yer haline geldi. Malumunuz zaten geleneksel TBF Uluslarası U16 turnuvası için her sene Ocak-Şubat gibi burada oluyorum, bu seferki ziyaretim ise Türkiye Kupası’nın grup aşaması içindi. Fenerbahçe Ülker, Tofaş, Rönesans TED Kolejliler ve İstanbul BŞB’nin yer aldığı C Grubu’nda ilk maçlar bugün oynandı.
Maçlara geçmeden önce, Serdivan’da yeni yapılan Sakarya Spor Salonu’na yürüme mesafesinde olan Serdivan AVM’nin içinde bulunan (AVM’de oldukça güzel, aradığınız hemen hemen her şey var) İtalyan İşi adlı restoranda yemek için durdum. Elbette İstanbul’dan gelen birine göre fiyatlar oldukça ekonomik ve pizzası da oldukça güzeldi. Eğer Sakarya’ya maç için gelirseniz, aklınızda bulunsun.
Salondan bahsedecek olursam; evet, yeni, iyi hoş ama mimarisi pek beğenimi almadı. Basketbol açısından çok hatalar var. Saha içinde açılır-kapanır olan koltuklar bu turnuvada kapalı olduğu için hele zaten salona gelen seyirciler için izleme açısı pek iyi olmasa gerek. Yine de TB2L’de bu sezon mücadele edecek olan Sakarya BŞB ile bu şehir, basketbol şehri olabilir. Takım da pek TB2L takip etmesem de, ligi takip edenlere göre TBL’ye çıkmak için önemli adaylardanmış. Belki sezon içinde TBF U16 turnuvası dışında yolumuz düşer maçlarından birine, onlara da başarılar dileyelim buradan.
Baştan söyleyeyim, pek iyi bir fotoğrafçı değilimdir ama şöyle panoramik bir fotoğrafını çektim salonun, hazır gelmişken:
Tofaş-İBB
Tofaş, U20 Avrupa Şampiyonu olan Erhan Toker’i koçluğa getirerek önemli bir cesaret örneği gösterdi. Geçenlerde sevdiğim bir basketbol koçuyla konuşurken şu aklımızdan geçmişti: “U20-U18 seviyelerinde başarılı olan koçlar, Avrupa’da kendi ülkelerinde mutlaka koç veya önemli takımların yardımcıları oluyor, ya bizde?” Erhan hocanın arkasında durulmalı. Bence genç oyuncular ve yabancıları harmanlayarak, evet, play-off yapamasa da, Tofaş bu sezon bazı şeyleri kazanabilir. Mesela ’94 doğumlu Tayfun, ’95 doğumlu Muhsin, ki ikiside bugün dönem dönem iyi performanslar gösterdiler. Keza takımın önemli potansiyelleri ’96 doğumlular Mert, Yiğit, Kadir… Tofaş’ta öyle bir hal oldu ki, hala draft yaşı dolmayan ’93 doğumlu Samet Geyik’i genç saymıyoruz bile. Ben ayrıca Samet’in de bir sene daha Tofaş’ta kalarak doğru karar aldığını, bu sezonla birlikte daha yüksek seviyeye hem mental, hem de oyun olarak hazır olabileceğini düşünüyorum.
Maça gelecek olursak, çok iniş ve çıkışın olduğu, İBB’nin kaçtığını, Tofaş’ın kovaladığını söyleyebilirim. Tofaş 4. Periyotta geri gelmek için her şeyi yaptı ama İBB de hata yapmadı. Elbette savunma direncinin de Tofaş’ta bugün aranan en büyük şey olduğu kesin.
İBB takımı Zack Wright ve Alex Stephenson’ın (basketbolda bence Avrupa’da en önemli 2 pozisyon: 1 ve 5) bu kadar verimli oynadığı maçı kaybetme ihtimali çok düşük (elbette ligin çok iyi 4-5 takımı dışındaki takımlara karşı). Tofaş karşısında bu ikili toplam 46 sayı, 20 ribaund ve 7 asistlik katkıda bulundu. Ben şahsen İBB’nin Swann hariç -çok yetenekli olsa da Antep döneminden bildiğimiz defektleri var- tercihlerini doğru buluyorum. Balazic ligi bilen, tecrübeli bir 4 numara ve size vereceği katkı bellidir.
Fenerbahçe Ülker-Rönesans TED Kolejliler
Fenerbahçe Ülker’in kadro derinliği ve kalitesi, TBL’de en iyi olabilir. Öyle bir kadro derinliği var ki, 12’de bulunan Serhat Çetin ve Semih Erden maça 11 ve 12. adam olarak girdi bugün. Bugün kadro dışı kalan Kenan Sipahi, İzzet Türkyılmaz ve İstanbul’da kalan Berk Uğurlu ise çoğu TBL takımında rotasyonun önemli parçası olur, belki ilk 5 bile başlar. Maç performanslarına gelecek olursak, Zeljko Obradovic’in basın toplantısında bahsettiği gibi ilk yarının aksine ikinci yarı her iki alanda da daha dominant bir Fenerbahçe Ülker vardı. Hemen hemen maça giren her oyuncudan katkı alan Fenerbahçe’de koçun hazırlık döneminden bu yana canını sıkan tek şey ise top kayıpları. Bugün de 24 asist gibi çok iyi bir rakamın yanında Fenerbahçe, 18 top kaybı yaptı. 24/18 asist-top kaybı oranı fena değil aslında ama Obradovic’in bu sayıyı azaltmak istediği kesin.
Rönesans TED Kolejliler’in performansı ise gece ile gündüz gibiydi. İlk yarıda ne yapmak istediğini bilen ve uygulayan bir takım vardı. İkinci yarı ise adeta dağıldılar. Tabii Fenerbahçe gibi bir takıma karşı 40 dakika mücadele edip, maçın içinde kalmak kolay bir iş değil. Henüz sezon öncesi olduğu için mutlaka onlar da bugünden günler geçtikçe daha iyi olacaklardır. Ben şahsen TED’in kadrosunu çok beğendim ama Marques Green yerine keşke biraz daha iyi bir oyuncu alsalarmış. Ben Woodside’ı düşündüklerini biliyorum, mesela o cuk diye otururmuş bu takıma. Elbette Green kötü bir oyuncu değil ve bunu erken söylediğimi, Green’in beni yanıltabileceğini de biliyorum ama benim hazırlık dönemi ve bugün gördüğüm pek içime sinmedi.
Kupada yarınki maçların önemi çok daha fazla. Tofaş, zor da olsa Fenerbahçe Ülker karşısında galibiyet arayacak. TED de keza İBB karşısında ölüm-kalım maçına çıkacak. İBB ise kazanması halinde gruptan 2. Olarak çıkacak…
Yarın görüşmek üzere.