Darüşşafaka Tekfen’in yeni transferlerinden Ray McCallum, Darüşşafaka Tekfen 2018/19 Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi Medya Günü’nde TrendBasket ekibinden Barış Cevahir’in sorularını yanıtladı.
Yeni bir takım ile açılan yeni bir sayfa, yeni bir şehir. İstanbul’da bulunuyorsun. Gelecek sezon Darüşşafaka adına ter dökeceksin. Bunlar sana neler hissettiriyor?
“Burada olmak harika hissettiriyor. İstanbul harika bir şehir. Daçka aynı zamanda harika bir koça ve teknik ekibe sahip. Aynı zamanda etrafımda aynı güzellikte bir takım var. Geçen sezon bildiğiniz gibi EuroCup’ı kazandılar. Şimdi EuroLeauge’de mücadele edecekler. Burada olmak gerçekten heyecan verici.”
TÜBAD Turnuvası’nda izlediğim kadarıyla Unicaja Malaga’daki oyununu bu sene Daçka’ya taşıyacaksın. Bu sezon içerisine gireceğin rol hakkında ne söylemek istersin?
“Bana göre takım adına birçok şeyi yapan oyun kurucu olarak lider olmam gerekiyor. Savunmadan başlayıp hücumda da agresif olmam gerekiyor. Skor yapmak, iyi oyunlar kurmak. Bir takım oyuncusuyum. Koç benden ne isterse onu yapmam gerekiyor çünkü bir sistem de var. Tutkuyla oynayıp her maçta yüksek enerji sahaya koymak gerekiyor.”
Geçtiğimiz sezonda ilk kez EuroLeague deneyimi yaşadın. Back-court partnerlerin ise Dani Diez, Dragan Milosavljevic ve Nemanja Nedovic gibi Avrupalı isimlerdi. Bu senin adaptasyon sürecin için nasıldı? Bu sene de Doğuş Özdemiroğlu ve Kartal Özmızrak gibi yerli isimler sana partnerlik yapacak.
Geçen sene ACB’de oynayarak deneyim yaşadım. Aynı zamanda EuroLeague’de yaşadığım deneyim İstanbul’a geçişimi daha kolaylaştırdı. Tecrübe sahibi olmak, bana güven veriyor. Doğuş (Özdemiroğlu) ve Kartal (Özmızrak) da bana burada yardım etti. Şehri gösterdiler, kulüple alakalı neye ihtiyacım varsa her şey için yardım ettiler. Sürekli birbirimizle iletişim halindeyiz. Sahanın dışında da daha iyi bir takım olmamız adına konuşup çözümler arıyoruz.”
San Antonio Spurs, basketbol dünyasının en büyük camialarından birisi. Sen de orada bulundun. Gregg Popovich ve yıldız isimlerle birlikte çalışmak sana neler kattı? O deneyimini nasıl tanımlarsın?
“Spurs’te oynamak benim için bir onurdu. Tim Duncan, Tony Parker, Manu Ginobili ve Gregg Popovich gibi isimlerin arasındaydım. Her gün birbirinden heyecanlı deneyimler yaşadım. Bu şansı bana verdikleri için de organizasyona teşekkür ediyorum. Antrenmanlar ile birlikte karşılaşmalarda oynamak için de birçok fırsat elde ettim. Onları izlemek, kendilerine iyi bakmaları… Oradaki her şey bana çok şey öğretti. Koç Pop da kesinlikle spor tarihinin en iyi koçlarından birisi.”
NBA ve EuroLeague gibi iki yüksek seviyeli ligde oynamak her basketbolcunun hayalidir. Sen bunu gerçekleştirdin. İki ligi karşılaştırıp bu konu hakkında neler söylemek istersin?
“Şunu diyebilirim ki NBA, kesinlikle basketbol anlamında dünyanın en yüksek seviyesi ve en iyi ligi. NBA’den sonra EuroLeague’in en iyisi olduğunu söylebilirim. Burada tüm dünyadan harika oyuncular oynuyor. Her yıl, burada oynadıktan sonra NBA takımlarından teklif alan oyuncular var. O teklifleri geri çevirip burada kalanlar var. Bu 16 takım içerisinde NBA’de kadrolarında görebileceğiniz birçok oyuncu da var. Örneğin Luka Doncic en üst sıralardan draft edildi. Her sezon burada en üst seviyede oynayan oyuncular bulunuyor. Bizim takıma bakın: Markel Brown, Jeremy Evans… Hepimiz orada oynadık. EuroLeague her sene daha popüler bir duruma geliyor. NBA’e de oyuncu gönderiyor. Bu bir meydan okuma ve harika bir lig. Bulunması güzel olan bir yer.”
NBA’e dönmek ister miydin?
“Kesinlikle. NBA her zaman alternatif bir yol fakat tabii ki şimdilik Avrupa’da oynuyorum. Bu sezon Darüşşafaka formasıyla İstanbul’dayım. Bu sezonki amacım olabileceğim seviyede iyi olabilmek, en iyi oyunumu Avrupa’da oynamak ve her geçen gün daha iyiye gitmek.”
Zorlu bir maç trafiği var. EuroLeague konuştuğumuz gibi oldukça enerjisi fazla yüksek olan bir lig.
“Bu sezon hem Türkiye de hem de Avrupa’da her maç bir meydan okuma olacak. Organizasyon seviyeleri çok yüksek. Her gün bir meydan okuma olacak. Birlikte kalıp odaklanarak uzun bir yola hazır olmamız gerekiyor.”
2013 NBA Draftı’ndan Türkiye’ye tam 10 oyuncu geldi. Sen de bu listenin içerisindesin. Türkiye’de son dönemde birçok yıldız isme de ev sahipliği yapan bir lig var. Bu konu hakkındaki görüşlerin nelerdir?
“Harika bir lig. Türkiye’ye basketbol oynamak için gelen birçok NBA oyuncusu görüyorsunuz. Birçok Amerikalı oyuncu adına benim gördüğüm kadarıyla oyunun tarzı bizim oyunumuza daha uyuyor. Birazcık daha hızlandırılmış, daha fazla açık alana yer veren, daha çok hücuma yönelik bir lig. ABD’den Avrupa’ya basketbol oynamak için gelen çoğu oyuncu için Avrupai bir tarzda oynamak zor. Türkiye’de ise geçiş hücumlarının biraz daha kolay olduğunu düşünüyorum. Bence birçok oyuncu bu nedenden dolayı Türkiye’yi tercih ediyor.”