Yazı: Onur Coşkun, TrendBakset
U18 Avrupa Basketbol Şampiyonası’nın 16 Turu’nda milli takımımız TSİ 18.30’da Letonya ile karşılaşacak.
Ekibimiz B Grubu’nu tek galibiyetle son sırada tamamlayarak çapraz eşleşmede A Grubu’nun lideri Letonya ile eşleşti. Ömer Uğurata’nın ekibi kötü geçen grup aşamasının ardından turnuvanın ev sahibi karşısında çeyrek final vizesi arayacak.
Dürüst olmak gerekirse milli takımın ne oynadığına dair herhangi bir fikrim yok. Son yedi sekiz yıllık dönemde bu organizasyonlarda ilk beş ve sınırında yer alan ekipler arasında ne oynadığını en az bilen takım olduğumuz bariz bir gerçek.
Ben bu satırları yazdıktan sonra bu takım Letonya’yı da geçebilir, belki madalya bile kazanabilir. Ancak bu durum, belirli bir oyun planı dahilinde gelmeyen, büyük ölçüde günlük performanslara dayanan bir sonuç olacak.
Ömer Can İlyasoğlu’nun rotasyonda anlamsız biçimde geri planda kalması, Mert Akay ve Eray Akyüz’ün topu çok fazla domine etmesi ve nadiren netice elde ettiğimiz tam saha baskı…
Ne yazık ki grup aşamasında takımımızla ilgili aklımda kalanlar bunlar. Topa yön verebilecek bu kadar çok oyuncu ve iki iyi atıcıya sahipken ana planı tam saha baskı üzerine kurgulamak hata. Takımın potansiyelini aşağı çeken, hücumdaki saldırı noktalarını gereksiz bir efor harcamaya iten bir hata hem de…
Neyse, genç millilerin şampiyonada elde edeceği derece ne olursa olsun organizasyon sona erdiğinde daha detaylı bir yazı yazacağım. Bugün konuşmak istediğim konu Letonya karşılaşmasının olası senaryoları, kendi planımdan kopmak istemiyorum.
Artus Martins Zagars, Artus Kurucs, Anrjis Miska ve Valters Veveris grup maçlarında Letonya adına ön plana çıkan isimler oldu. Yunanistan, Hırvatistan ve İtalya’nın olduğu gruptan lider çıkan Letonya şampiyonadaki ilk maçında Hırvatistan’a 77-73 mağlup oldu. Fakat devamında Yunanistan’ı 80-74 İtalya’yı 90-68 yenen ev sahibi lider olarak adını bir üst tura yazdırdı.
Her şeyden önce dolu bir salon önünde, yukarıda da belirttiğim gibi Letonya ev sahibi, şampiyonada madalya hedefleyen ciddi bir rakiple karşılaşacağımızın bilincinde olmak gerek. Daha sonra ise şunu hiç aklımızdan çıkartmamalıyız ki grup aşamasında ana plan olarak kullandığımız tam saha baskı Letonya karşısında seppuku* yaşamamıza sebep olabilir.
Şöyle ki Artus Martins Zagars liderliğindeki Letonya topu iyi paylaşan, ihtiyaç duyduğunda rakipte tahribat yaratıcı tempo yakalayabilen bir takım. Ana plan olarak parkeye sürdüğünüz tam saha baskı ufak çaplı bir intihar girişimine dönüşebilir.
Maç başına 81.0 sayıyla turnuvanın en skorer beşinci takımı olan Letonya üç sayı yüzdesinde ise 33.3% ile yedinci sırada. Milli takımımız ise 25.5% ile bu alanda 14. sırada yer alıyor. Letonya maç başına 16.7 asist ile turnuvanın en iyi yedinci takımı iken milli takımımız 13.3 asist ortalamasıyla Almanya ile 13. sırayı paylaşıyor.
Bir de top kaybı meselesi var tabii. Takımımız 14.0 top kaybı ortalamasıyla turnuvada maç başına en çok top kaybeden sekizinci takım. Letonya ise maç başına 12.3 top kaybediyor ve 13. sırada. Tam saha baskıdan netice alamazsak set oyunu içerisinde Letonya’nın ortalamasının üstüne çıkmasını sağlayabileceğimizi pek sanmıyorum açıkçası.
Atlet ve atıcı bir takıma karşı turnuva başından bu yana bençten duyduğumuz “Koş, bas, ye onu, boğ, çık çık çık!” serzenişlerinin çözüm üretmekten çok uzak kalacağını şimdiden söyleyelim. Sahip olduğumuz top yönlendiriciler itibarıyla doğru yerleşebildiğimiz takdirde Letonya’ya önemli sorunlar yaratabiliriz. Fakat tempoyu aşağı çekip, sağlıklı set yerleşimlerine gitmeye çalışacak mıyız sorusuna yanıt veremiyorum. Zira şampiyonanın ilk gününden bu yana söz konusu olası senaryonun kıyısından bile geçmedik. Bir gecede bu değişimi yaşayıp, daha rasyonel bir planla parkeye çıkacağımızı ümit etmekten başka çaremiz yok.
Bu maç özelinde uzun rotasyonundaki tercihimizin ne olacacağını kestiremiyorum. Sadık Emir Kabaca geçiş oyunlarında çok yavaş kalabilir, Tarık Sezgün ise merkezi kapatmaya çalışırken kolay delinmemize sebep olabilir. Sanki aksiyonun hücum tarafında Alperen Demir’in fiziksel gücünden faydalanmaya çalışmak ufak çaplı bir konfor alanı yaratabilir ancak savunmada Alperen’in varlığını nasıl tolere edebiliriz o da ciddi bir soru işareti.
Oyun temposunu yukarı çekmeden, setteki pas sayısını arttırarak çembere atak etmemiz gerek. Bu hareketlenmelerden gerekli alanı yaratıp, Mert Konuk’a şut opsiyonları yaratmak zorundayız. Şampiyonada kötü şut performansı sergileyen Mustafa Kurtuldum’un çembere atak etme isteğinde değerli olabileceğini düşünüyorum. Oyunumuzun gidişatı Mert Akay ve Eray Akyüz’ün şut performansına kalmamalı, Ömer Can İlyasoğlu akışın içerisinde yer alarak sorumluluk alması sağlanmalı.
Son olarak Letonya’ya yenildiğimiz takdirde B klasmanına düşme tehlikesi ile karşı karşıya kalacağımızı söylemek gerek. Zira şampiyonayı son üç sırada bitiren takımlar U18 kategorisinde B klasmanının yolunu tutacak.