Maçın skoruna baktığımız zaman, tarafları bilmesek ama elimizde şu bilgiler olsa; takımlardan birinin Play-Off şansını haftalar öncesinden kaybettiğini diğerininse az da olsa ikide iki yaparak Top 8’e gidebileceğini söyleseler herhalde Fenerbahçe Ülker’in maça asılarak böyle bir fark attığını ve Play-Off umudunu koruduğunu düşünürdük. Çünkü iddiası olan bir takımın olmayan 95 sayı yemesi falan saçmalık gibi gelirdi. Ama maalesef Fenerbahçe Ülker bu sezon pek çok defa olduğu gibi Türk Basketbolseverleri hayal kırıklığına uğrattı.
TELAFİSİ YOK
Esasında geçen haftaki Milano maçında olanlardan sonra, sahaya bilenmiş bir şekilde çıkan, şansını sonuna kadar sürdürmeyi hedefleyen bir oyuncu grubu bekliyorduk. Salonda takip etme imkanı buldum EA7 Milano karşılaşmasını, son periyotta takım 17 sayı geride olmasına rağmen, seyircinin tepkisi, duruşu oyunculara tesir etmiş, takımın savunma düzenini dahi etkilemiş bir anda Full-Court Press yapmıştı Fenerbahçe Ülker. Ancak bugün üzülerek gördük ki Fenerbahçe’nin bu ateşi Pazartesi günkü derbi galibiyetinden sonra havaya girmiş. Belki takımın o gün oynadığı muhteşem oyun, belki de rakibin küçümsenmesi. Hoş Top 16’de kimsenin kimseyi küçümseyecek hali yok, hele ki deplasmanda, ancak sahada bugün gördüğümüz oyuna bir kulp bulmak zorunda hissediyor insan kendini zira bugünkü yenilginin ne telafisi ne de bahanesi yok.
Maç tabiri caizse “al gülüm ver gülüm” havasında başladı, geçtiğimiz hafta İstanbul’daki Anadolu Efes – Laboral Kutxa maçının bir kopyası gibiydi. İki takım da tempolu rahat bir oyun oynuyor, birbirlerinin şutlarına neredeyse el kaldırma zahmetine dahi girmiyorlardı! Açıklamaya çalıştığımız gibi bu Laboral açısından anlaşılabilir, sezon Avrupa adına onlar için kapanmış durumda ama Fenerbahçe’nin uğruna savaşması gereken hedefleri hala duruyordu. İşin üzücü yanı Fenerbahçe Ülker rakibi vites büyülttüğünde ve hiçbir kırılma noktasında doğru reaksiyonu veremedi.
Fenerbahçe’nin 20-18 geride kapattığı ilk periyodun ardından ikinci periyot karşılıklı seriler halinde geçti ancak savunma düzenini bir türlü oturtamayan Fenerbahçe hücumda düşmeye başladı. Obradovic ve Türkiye’den bir örnek olarak Oktay Mahmuti takımlarının klasik özelliğidir, çok yüksek tempo yapmadıkları maçlarda dahi savunma düşünce hücum da düşer. Nitekim savunmada rakibinin art arda üçlüklerine engel olamayan Sarı-Lacivertliler bir ara hücumda 4 dakika boyunca sadece 4 sayı üretebildi. Kısır maçlarda böyle hatalar uzun vadede telafi edilebilir ama devre sonunda tam 47 sayı yemiş olduğunu düşünürsek bu darbeyi toparlaması zor oldu temsilcimizin ve soyunma odasına 47-38 geride gitti.
ÜÇÜNCÜ ÇEYREK SENDROMU
3.periyodun başında rakibinin 7-0’la başlayan ve artarak giden serisine cevap veremedi Fenerbahçe Ülker, o inancı bir türlü koyamadık sahaya maalesef. Ve maç da 31-16’lık 3.çeyrekte koptu zaten. Kendi seyircisi önünde, tempolu ve en önemlisi hedefsizliği sebebiyle rahat oynayan Laboral Kutxa üçlük denemekten hiç çekinmedi, çünkü hep boş üçlükleri buldular. iz de onları caydıramadık maalesef 21 tane üçlük kullandılar bugün, çoğu boş bu atışların 13’üni soktular. Özellikle maçın koptuğu bölümde -2.çeyrek sonu ve 3.çeyrek başında- iyice yükselen bu yüzde sonlara doğru düşse de iş işten geçmişti. Maç koptuktan sonra son periyotta oyunun gidişatı yine değişmedi, Fenerbahçe’nin önde bitirdiği tek çeyrek oldu son bölüm 19-17’lik periyot skoruyla.
16’da 12 atan San Emeterio-Heurtel ikilisi öne çıktı Laboral’de ayrıca ilk yarıyı 13 sayı 8 ribaundla bitiren Pleiss da Fenerbahçe Ülker pota altına zor anlar yaşattı. Fenerbahçe’de ise geçen haftanın yıldızı Bojan Bogdanovic bugün çift hanelere ulaşan iki isimden biri oldu Bo Mccalebb ile birlikte. Çizgiden 14’te 12 atan iki oyuncumuzdan Bojan 14 sayı üretirken Bo 19 sayıyla maçın en skorer ismi oldu.
Ümitlerimizin sona erdiği, Top 16’da ikinci ekibimizin de elendiği bu geceden geriye iki maçta iddiası bitmiş Laboral’den toplamda tam 200 sayı yiyen Anadolu Efes ve Fenerbahçe Ülker ile kara kara düşünmek kaldı.