2016 Rio Olimpiyatları Eleme Turnuvası’nın üçüncü gününde birbirinden önemli iki maç oynanacak.
Torino ve Belgrad Elemeleri’ndeki takımlar günü boş geçerken, Manila Elemeleri’nde yarı final oynayacak takımlar belirlenecek.
Bu yolda A Milli Erkek Basketbol Takımımız, Senegal’i yenerek Kanada ile birlikte A Grubu’ndan bir üst tura yükselen ikinci takım olmaya çalışacak. B Grubu’nda ise iki maçını da kaybeden Filipinler’i saf dışı bırakan Fransa ve Yeni Zelanda grup liderliği için mücadele verecek.
Olimpiyat Elemeleri’nde Günün Programı
Manila
13.30: Senegal – Türkiye (NTV Spor)
16.00: Yeni Zelanda – Fransa (NTV Spor)
MİLLİ TAKIM ÜZERİNE BİR DENEME YAZISI(07.07.2016)
A Milli Basketbol Takımımız 2016 Rio Olimpiyatlarına katılabilmek için Filipinlerin Manila şehrinde zorlu bir eleme turnuvasına katılıyor. Maalesef turnuvanın ilk maçında Kanada’ya 77-69 yenildik. Açıkçası söylemek gerekirse, grubumuzun ilk maçı olmasından dolayı mı? Yoksa her iki takımda Fransa’yla yarıfinalde eşleşmenin Rio biletine erken veda etmek olduğunu düşünmelerinden mi olsa gerek çok tutuk bir maç oldu. Adeta Avrupa Futbol Şampiyonası finallerinde olduğu gibi penaltılar olsa, her iki ülkede buna razı olacak havayı verdiler. Ancak Kanada’nın uyanmasında ve cesaretlenmesinde maalesef bizim payımız çok fazla oldu. Bütün stratejimiz belki de tek üstün olabileceğimiz bölge olan pota altına top indirmek üzereydi. Maalesef uzunlarımız serbest atışları kaçırmaya başlayınca ve onları destekleyici, rakibin içeriye kapanmasını engelleyici dış atış isabetleri gelmeyince oyunda hamle önceliğini hep Kanada’ya bırakmış olduk. Onlarda elde ettikleri üstünlüğü maçın sonuna kadar devam ettirdiler. Bobby Dixon’(Ali Muhammed)un 0/6 üçlük ve 0/2 ikilik atışları ve top kayıplarıyla iyice oyun dengemiz altüst oldu. Hemen hemen tek skor opsiyonumuz olan Bobby Dixon’un belki de kariyerinin en kötü oyununu çıkarması bize pahalıya mal oldu. Ancak burada tek suçlu Bobby Dixon değil, hatta Ergin Hoca’da değil. En büyük suçlu Türkiye Basketbol Federasyonu ve basketbol kamuoyudur.
Diyeceksiniz ki TBF’nin bu maçın kaybedilmesinde ne gibi hatası olabilir ki! Evet, iddia ediyorum en büyük hata TBF’de. 2014 Dünya Basketbol Şampiyonası finallerine katılmayı bir teminat mektubu ile(para ile) elde eden Milli Takımımız bir taşla iki kuş vurmanın sevinciyle, 2015 Avrupa Basketbol Şampiyonası finallerine de eleme grubu maçı yapmadan gitmeye de hak kazandık! Daha sonra bir amorti daha 2016 Rio Olimpiyat elemelerine katılma biletini de aldık. Pekâlâ, her tarafa bu katılım TBF’nin başarısı, lobimiz çok kuvvetliymiş tafraları yaparken asıl bilek gücünün yansıtılacağı saha olan müsabakalar için nasıl bir kadro yapılanmasını hedefledik. Bu kadar turnuva peş peşe katılmayı lobi ile elde eden Federasyon nasıl olur da A Milli Takımın ileriye doğru yapılanmasını düşünemez.
Alt yapı Milli Takımlarımızın madalyalar alması çok sevindirici ama asıl mühim olanı bu başarılı gençlerin A Milli takımımıza kazandırılmalarıdır. A Milli Kadın Basketbol Takımımızın altın jenerasyonundan hiçbir sporcu alt yapı kategorilerin madalya almamıştı. Ama Nevriye, Esmeral, Tuğba, Yasemin, Nilay, Birsel, Işıl, Bahar gibi oyuncuların birlikteliği ile A Milli Kadın Basketbol düzeyinde son yıllarda çok büyük başarılar elde ettik(Avrupa ikinciliği, Avrupa Üçüncülüğü, 2012 Londra Olimpiyatları ve 2016 Rio Olimpiyatlarına katılım). Ayrıca altyapı kız takımlarımız 2012 ve 2013 U20 kategorisi dışında hiç madalya kürsüsüne dahi çıkmadı. O kadrolarda oynayan Olcay Çakır, Ayşe Cora, Pelin Bilgiç, Tilbe Şenyürek şu an Olimpiyat finalleri kadrosunda yer almaktalar. Bu da gösteriyor ki kadın Milli takımlarımızda bu geçiş, erkek milli takımıza göre potansiyel sayısı az olsa da daha verimli yapılmaktadır. Kendi düşüncemi de eklemek isterim ki; Ayhan Avcı U20 kız takımımızın başında olması çok büyük bir nimet. Şu an U20 kampında olan ve normalde 1996 doğumluların olması daha doğal olan kadromuzda: İnci Güçlü(1999), Meltem Yıldızhan(1999), İlayda Güner(1999), Sevgi Uzun(1999), Melisa Korkmaz(1999) gibi gelecekte en az 2-3 sporcunun A Milli kadın basketbol takımında, ablalarını aratmayacak oyuncular olacağından eminim. Yıllardır bu 5-6 oyuncuyu çok güzel bir şekilde A Milli takıma hazırlıyorlar. Çünkü Nevriye, Birsel, Işıl’ın boşluğunu doldurmak için en az 4-5 sene önce çalışma yapmak gerekiyordu. İşte bu nedenle Ayhan hocamızın U20 takımın başında olması büyük bir fırsat.
Gelelim Erkek Milli takımımıza, pekâlâ üç-dört yıldır parayla turnuvalara katılmak dışında saha içinde ne gibi başarılar ve uzun vadede planlar yapıldı? Bence tribünlere oynamak dışında pek bir şey yapılmadı. Gençler parayı tercih etmesin, oynayacakları takımlara gitsinler, ümitler ligi kuracağız, kulüpler yabancı sayısının böyle olmasını istiyor… vız vız vız… Bunlar adı üstünde genç ve tecrübesizler. Geleceği detaylıca onlar için planlayacak olan çoğunlukla sizlersiniz. Bu palnlamayı yapacak olan başta TBF olmak üzere, kulüpler ve yöneticilerdir. Bir ülkenin basketbol başarısı sadece Eurcup ve Euroleague’de elde ettiği derecelerle ölçülmez! Biz Sırbistan, Litvanya, Fransa ve İspanya’dan basketbol olarak çok daha başarılı bir ülke miyiz? Bakın Rusya’ya, İsrail’e ne oldu ver parayı dediler ama Milli takımlarının esamesi okunmaz oldu. TBF yöneticileri de her konuşmada Avrupa’nın en iyi iki liginden biriyiz demek dışında başka bir şey diyemiyorlar. İyi ama ülke basketbolunun başarısında kıstas ligi değil, A Milli takımının üst sıralarda yer almasıdır. Retorik yapmanın âlemi yok. Siz ancak kendinizi ve basketboldan anlamayan kişileri kandırırsınız.
Altyapı Milli takımlarımız son beş yılda; U16 takımımız (2012 şampiyon, 2015 üçüncü), U17 takımımız (2016 ikinci), U18 takımımız (2011 üçüncü, 2012 şampiyon, 2014 şampiyon, 2015 ikinci), U19 takımımız (2015 üçüncü), U20 takımımız (2014 birinci, 2015 üçüncü) toplam 10 madalya almış. Ancak A Milli takımımızda başrol oyuncusu olabilen sadece Cedi OSMAN(1995) var. Sizce burada büyük bir tezat yok mu? Bunun planı ve hesabı yapılmadığı müddetçe, o madalyaların bir anlamı kalır mı? Metecan Birsen, Okben Ulubay, Emircan Koşut, Tolga Geçim, Egemen Güven, Kenan Sipahi, Kartal Özmızrak, Tayfun Erülkü, Metin Türel, Berk Uğurlu, Ege Arar’dan en az birkaç tanesinin A Milli takımı sırtlayacak seviyede başrol oyuncusu olması gerekmiyor muydu? Hani bu isimler Avrupa’nın en iyi kulüplerine ve NBA’e birkaç senede gidecek potansiyeldeydiler. Tek suç bu gençlerin parayı tercih edip, kendilerine uygun kulübe gitmemeleri mi? Hiç mi TBF, kulüpler ve yöneticilerimizin suçu yok. Hani bu gençler geleceğimizdi?
Genç ve yetenekli bir oyuncu en üst liglerde(BSL, Adriyatik, VTB, Euroleague Lig) oynamadığı müddetçe, gelişimi hiçbir zaman istenilen düzeyde olamayacaktır. Bu sebeple Furkan Korkmaz’ın NBA’de oynamak istemesi de doğru. Çünkü Türkiye’de oynatmıyorsun, Avrupa’da oynatmıyorsun ama ondan Milli takımımızı taşımasını istiyorsun! Tekrar başa dönersek, koskoca A Milli takımımızın en büyük skor opsiyonu sadece Bobby Dixon’sa, ona ve teknik heyete değil ben bunun planlamasını yapamayan TBF’de suç bulmam çok normal değil mi? Üst düzey bir turnuvada tek skor opsiyonuna yapılacak baskı sonrası, çözüm üretemeyecek kadar alternatifsiz kalan bir Milli takım; kontenjan ile on sefer Olimpiyat elemesine katılsa, yirmi sefer Dünya Şampiyonasına katılmış olsa ne olur? Mesele katıldığın turnuvalara bileğinin hakkıyla gitmek ve oralarda üst düzeyde başarı elde etmektir.
Saygılarımla.
İlker YILDIZ
NOT: Senegal maçına dakikalar kaldı. İnşaallah yeneriz ve ümitlerimizi devam ettiririz.