FBÜ OAKA’dan Çıkamadı: 76-67

Fenerbahçe Ülker, Panathinaikos deplasmanında uzun süre başa baş götürdüğü maçı son bölümde Bramos’u durduramayınca kaybetti. Adeta ölüm grubu haline gelmiş E Grubu’nda artık her maç final havası taşıyor. Temsilcimiz’in kalan 3 maçından ikisi artık iddiası bitmiş bir başka Türk takımı Anadolu Efes ve Laboral Kutxa ile. Yine grupta ikincilik yolunda büyük avantajı olan Milano ile de içeride oynayacak olan Sarı-Lacivertliler bu maçı kazansa Final 8 yolunu yarılamış olacaktı belki de. Esasında maçı kaybetmemiz kadar, olası ikili ve hatta üçlü averaj durumlarında Panathinaikos’un gerisinde kalmış olmamız da üzdü bu gece bizi. İlk maçı 77-72 kazanmış olmamıza rağmen bu avantajı da rakibimize teslim etmiş olduk.

Geçtiğimiz haftayı Türk Basını’ndaki Chelsea-Drogba hikayeleriyle geçirdik. Ancak bu haftanın geri planda kalan esas hikayesi Obradovic-Panathinaikos buluşmasıydı belki de. Panathinaikos bir ekol takımı, ve bu ekolü oturtan isim son 14 seneyi OAKA’da geçirmiş olan Zeljko Obradovic. Zaten oyunun analizine de değinirsek, takımların temelde benzer düzenleri oynamaya çalıştığını gördük, tabii ki Pedoulakis pek çok şeyi değiştirdi Yunan Ekibi’nde ama temel taşı hala Diamantidis olan takımda eski alışkanlıklardan esintiler görmemek imkansız. Maça iki ekip de ikili oyunlarla başladı ancak biz potaya gitmeye çalışırken onlar ikili oyundan sonra uzunu bulmayı tercih ediyorlardı. Son bir ayın belki de en formda ismi Bjelica Fenerbahçe Ülker’de, maça da en iyi o başladı takımımızda. Özellikle ribaundlarda iyi katkı veren Sırp oyuncu’ya Bogdanovic ve Emir de destek verdiler, gece boyunca skoru eşit dağıtmaya çalışan Fenerbahçe, Panathinaikos’un oyunu kopardığı bölümde sahneye çıkaracak oyuncu bulamayınca yaptığı hatayı anlayacaktı. Skoru eşit dağıtmaya çalışırken bir yandan tüm takımı soğuttuk maalesef bu akşam. Özellikle ilk çeyreğin sonu ve ikinci çeyreğin ilk yarısında Yunanlılar, Fenerbahçe hücumlarını 24 saniye boyunca çok iyi savundular, bu da bizi yorarken maçın ilerisi için de set tempomuzun düşmesine sebep oldu. Bjelica da kenara gelince hücum düzenimiz bozuldu ve bire birlere kalmaya başladık.

Düzendışına Çıkmak

Burada sıkıntı şu ki, Fenerbahçe standart bir bire bir takımı değil. Bir kıyasla anlatmak gerekirse Ergin Ataman takımları daha bire bire dayalı takımlardır, Arroyo, Hawkins, Erceg gibi isimlerden bu oyun yapısıyla verim alabilirsiniz, bunu olumlu ya da olumsuz bir hücum şekli yerine tercih olarak düşünmek lazım. Ancak siz bu tercihi -hoş, tercih değildi rakip buna itti Fenerbahçe’yi- Sekulic’le, Ömer’le, Bogdanovic’le yapamazsınız; Fenerbahçe’nin mevcut kadrosunda bu düzenle verim verebilecek tek oyuncu belki Mccalebb’di onu da ilk yarı boyunca bir türlü oyuna sokamadık. 12 dakika oynadığı ilk devrede sadece 2 top kullandı ve bir asist yapabildi Mccalebb. Jackson o katkıyı vermeye çalıştı ama daha o kadar Avrupa tecrübesi olmadığını kabul etmemiz lazım, kenardan gelince o hareketlenmeyi yaptırıyor ama yaktığı kıvılcıma anında yardım etmek gerekiyor, o katkıyı alamayınca sönüyor zaten ateş. Hücum edemememize rağmen ilk yarıyı son saniyelerde yediğimiz üst üste basketlere kadar, başa baş zaman zaman önde götürdük ve 41-37 geride kapattık.

Üçüncü periyot seriler halinde geçti, rüzgar bir o taraftan bir bu taraftan esiyor ancak klasik bir şekilde bundan faydalanan ev sahibi ekip oluyordu maalesef. Aslında bu bölüm bizim için güzel başlamış, devreye sokamadık dediğimiz Bo üst üste 4 sayıyla girmiş, 3.30 dakika boyunca sayı tanımamıştık PAO’ya. 7-0’la başladığımız periyodun devamı maalesef iyi gelmiyor, Yunanlılar önce 9-2’lik bir seri yakalıyor, sonrasında da bizim 4-0’lık girişimimize son periyoda da yayılacak müthiş bir tempoyla karşılık veriyorlardı. Seyircisini arkasına aldığında eski kadro kalitesi olmasa dahi ne kadar tehlikeli olabileceklerini gösterdiler bugün Yeşil-Beyazlılar. 11-0’lık bir seriyle periyodu bitirip son periyoda girdiler. Aslında seyirci baskısı genelde hakem hatalarını tetikler ancak bu gece en büyük etkisi, el yakan topları kullandırmamaları oldu. Seri yediğimiz dönemlerde ne Bo ne de Emir boşken kaldırıp gönderemediler topu. Bir ara son 3 dakikaya girerken farkı 6’ya çektiysek de gece boyunca 8’de 7 üçlük atan Bramos müsaade etmedi ve karşılaşmayı 76-67 kaybettik.

Kaptan Dümene Geçti

diaman

Gece boyunca kritik anlarda kritik performanslar izledik Panathinaikos’ta Bramos müthiş bir şut performansı gösterdi, Batiste ve Fotsis ilerleyen yaşlarına rağmen doğru hamleleri yaptılar hep ama heralde onur ödülünü Dimitris Diamantidis’e vermek lazım bu geceye dair. Ev sahibi takımın lideri nasıl oynaması gerekiyorsa öyle oynadı bugün, istatistik kağıdına yansımayan şeyler vardır basketbolda. Oraya yazılmayan ne varsa hepsini Diamantidis yazdı bugün, rüzgarı alınca tempoyu yükseltti, Fener’in hızını kesmeyi başardı, doğru anda doğru ekstra pası yaptı, takımın özgüveni tükendi derken çıktı üçlük attı seriyi bitirdi ve hep zorladı savunmayı. Bu gece tam 11 tane faul aldığını görüyoruz kağıda baktığımızda, işte o 11 faulde yaptığı bütün doğru şeylerin birikimi yatıyor: Tecrübe. Resmen tecrübesiyle takımının maçı koparmasını sağladı bu gece ve son 8 yolunda çok önemli bir adım attı takımı adına.

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler