2005-2006 sezonunda takımın başına geçen George Karl yönetiminde Nuggets normal sezonlarda 50+ galibiyet alıp playoff ilk turlarında elenmeye mahkum (2006-2013 arasındaki sekiz sezonun yedisinde durum buydu) bir takım kimliğine bürünmüştü iyiden iyiye… Arada uzun bir Carmelo dönemi de vardı ancak takası sonrasında yenilenen kadro ile de gelenek değişmedi ve üst yönetim bu kısır döngüden kurtulmak istedi. Bunun için üç sezon önce Karl’ı gönderi, yerine büyük umutlarla Brian Shaw’u getirdiler. Yalnız hesaplamadıkları durum eldeki malzeme ile Shaw’un parkeye yansıtmak istedikleri arasındaki fevkalade uyumsuzluktu. Sonuç olarak Shaw dönemindeki felaket performansa sadece bir buçuk sezon dayanabildiler. Derken geçen sezon Kings’in anlamsız bir şekilde kapı önüne koyduğu Mike Malone ile hemen anlaştılar. En azından bu kez iyi bir koç bulmuş gibiler.
Nuggets’ın Karl sonrası sorunları son üç sezonda sadece coaching düzeyinde değildi. Takımın en iyilerinden Danilo Gallinari’nin uzun süreli sakatlığı, onu takiben Wilson Chandler’ın geçen sezon hiç oynayamaması gibi bazı diğer sakatlık sorunlarıyla daha boğuştu durdu takım. Bir de takımın geleceği gözüyle bakılan Ty Lawson’ın uyuşturucu sorunları takımın gelecek planlarını bir kez daha etkileyecekti.
Bu dönemlerde takımda değişim sadece koç ve oyuncular düzeyinde yaşanmadı. GM Masai Ujiri çekip, gidince yerine getirilen Tim Connelly de ilk zamanlarında 23 Nisan’da koltuğa oturtulan çocuk acemiliği ile lig genelinde dalga konusu olmuştu. Ama hakkını vermek gerek, hamlelerine baktığım zaman hiç de fena olmayan bir iş çıkardığını düşünüyorum şu ana kadar. Mozgov için Cleveland’dan iki adet birinci tur draft hakkı, Afflalo için Will Barton ve bir adet birinci tur draft hakkı, sorunlu Lawson için Houston’dan bir adet birinci tur hakkı kopardı. Connelly’nin daha da iyi yaptığı bir iş draft seçimleri oldu. 2014’te Nurkic (16), Harris (19), Jokic (41); 2015’te Mudiay (7) sıralarına göre gayet başarılı seçimler oldu. Connelly’nin serbest transferlerde ise şimdiye kadar önemli bir etkisini göremedik. Ama en azından saçmaladığı da olmadı.
Draftlar ve diğer hamleler derken 2016’ya gelelim. Bir kısmını yukarıda saydığımız takasların da etkisiyle Nuggets’ın bu yaza girerken draftta üç adet seçim hakkı ve bir sürü cap boşluğu vardı. Nuggets draftta Jamal Murray (7), Juan Hernangomez (15) ve Malik Beasley (19) seçimlerini yaptı. Bunlardan guard pozisyonunda oynayan Murray ve Beasley draftın çok iyi şutörleri arasında gösteriliyordu. Hernangomez ise şut atabilen, oyun bilgisi yüksek Avrupalı uzun modeli.
Tim Connelly, çılgın kontratların havada uçuştuğu piyasada cap boşluğunu değerlendirmek için saçma bir iş yapmadı -ki bu da Denver için bu yazın önemli hamlelerinden birisiydi. Aslında Dwyane Wade’i almak için çok uğraştılar ama olmayınca başka bir isme gereğinden fazla para verme ihtiyacı hissetmediler. Kontratı biten kendi oyuncuları Darrell Arthur’a (3y/23m) ve takıma ağabeylik yapması beklenen Mike Miller’a (2y/7m) verilen kontratlar ise tüm koşullar göz önünde bulundurulunca makul sayılabilir.
Denver’ın kadrosunda hakkında olumlu sözler söylenebilecek, gelecekleri parlak görünen çok sayıda genç oyuncu ile veteran sayılabilecek (ancak o kadar da yaşlı olmayan) başarılı oyuncular bulunmakta. Ancak sorun şu ki forma vermek isteyeceğiniz (veya vermeniz gereken) çok sayıda oyuncu varken herkesi memnun edecek kadar çok süreniz yok. Emmanuel Mudiay, Will Barton, Gary Harris, Nikola Jokic ve Jusuf Nurkic gibi çok genç oyuncuların yanına beklentilerin yüksek olduğu üç çaylak Jamal Murray, Malik Beasley ve Juan Hernangomez’i ekleyin. Sonra da bu sekiz oyuncuya Danilo Gallinari, Wilson Chandler, Kenneth Faried, Darrell Arthur, Jameer Nelson gibi tecrübeli isimleri ekleyin. Sonra da hangisinin ne kadar süre alacağına karar verin.
Koç Malone, süreleri kimlere nasıl paylaştıracağını belirledikten sonra daha önemli bir konuya geliyor sıra: Nasıl oynayacakları…
Denver genç, kalabalık ve nispeten atletik bir takım olmanın etkisiyle tempolu oynayabilecek bir ekip. Üstelik pozisyonlarına göre kalıplı oyuncularla oynuyorlar ki bu da ribaundlarda büyük bir artı olarak kendini gösteriyor. Takım aynı zamanda nispeten iyi şutörlere de sahip. Üstelik yeni çaylak oyuncuları ile şut konusunda daha da iyiye gidebilirler. Ancak ne yazık ki oyuncuların kağıt üzerindeki şut becerileri takım istatistiklerine pek yansımıyor. Malone’un ve çoğunlukla topu yönlendiren Mudiay’in takımın elverişli üçlük pozisyonları yakalayabilmesi için daha çok çalışması gerekecek.
Malone’un bu sezon için projelerinden birisi Gallinari’yi daha çok dört numarada oynatmakmış. Takımın spacinge ihtiyaç duyan kayda değer Mudiay’den başka bir delicisi yok aslında. Ona da bu konuda ne kadar güvenirseniz işte. Yine de Mudiay-(Murray)-Harris-Barton-Gallinari-Jokic beşini hücum ederken görmek çok ilginç olabilir. Aslında üçlük yüzdeleri (32-36 arasında değişiyor bu beşlinin) çok iyi değil gibi görünse de hepsi şut atabilen oyuncular olarak rakip savunmalara sorun yaratarak dışarıdan daha çok boşluk bulabilir, bu şekilde hem yüzdelerini hem de toplam üçlük isabetlerini artırabilirler.
Öte yandan takımın özellikle arka alan savunması -oyuncuların çok genç olduğu da unutulmasın- oldukça zayıf. Nuggets geçen sezon ligin en çok ve en yüksek yüzdeyle üçlük yiyen takımlarından biriydi. Bu konuya da takımca çalışmaları gerekecek. Geçtiğimiz sezon sakatlığı sebebiyle hiç oynamayan Wilson Chandler savunma direncini arttırmada önemli bir rol üstlenecektir.
Denver takımı işler yolunda gitse bile bu sezon playofflara kalabilecek bir düzeyde görünmüyor. Gelecek sezonlarda takımın genç oyuncuları geliştikçe çok daha yüksek seviyelere gelebilirler. Tabii yukarıda sayılan isimlerin hangilerinin takımla devam edeceği de ayrı bir soru işareti. Nitekim bu oyuncu kalabalığının yanına (ki ligin zayıf olduğu iki üç numara (wing) pozisyonunda kalabalıklar) yüksek cap boşluğunu (Nuggets’ın cap tabanına ulaşması için hala 10 milyonluk ekstra kontrat vermesi gerekecek) ve Kenneth Faried’i eklerseniz takas senaryolarının olağan şüphelisi sayılabilecek takımlardan birini elde edersiniz. Kontratının son yılına giren Gallinari’nin gelecek yaz çok yüksek ücret isteme (yaşı ve sakatlık geçmişini de düşünün) veya karşılıksız çekip gitme olasılıkları düşünülünce iyi bir teklif gelirse gönderilip gönderilmeyeceği de ayrı bir merak konusu…