TBF-Golubovic söyleşisi

ted_HMAAM
TBF bugün resmi sitesinden Tbl’de Ted Ankara Kolejliler forması giyen Vladimir Golubovic ile yaptığı röportajı yayınladı. Ropörtajın orjinali için buraya tıklayabilirsiniz.

Basketbola başlama hikayenizi öğrenebilir miyiz?
Ağabeylerim sporla uğraşıyorlardı ve onlar ne yaparlarsa ben de onları takip ediyorum. İlk başta karate ile başladık ama boylarımız çok uzayıp iki metrenin üzerine çıkınca basketbola yöneldik.

Basketbol için karate ile başlamış olmanın avantajları yada dezavantajları oldu mu?

Büyük ihtimalle vücut esnekliğimi karateye borçluyum. O sporda esneklik ve denge çok önemliydi. Çocukluktan gençliğe geçerken tam da gelişim zamanlarımda esneklik ve denge olarak iyi bir eğitim aldığımı ve bunun avantajlarını da basketbolda yaşadığımı düşünüyorum.

Sizi izlerken post up hareketlerini çok iyi yaptığınızı gözlemliyoruz. Bu yeteneğinizi nasıl geliştirdiniz?

Benim şansım kariyerim boyunca iyi antrenörlerle çalışmamdı. 10 yaşımdan beri bana bu yetenekleri nasıl geliştireceğim öğretiliyor. Tüm antrenörlerimin üzerimde büyük emekleri var. Vujoseviç milli takımda, Ivanovic Tau Ceramica’da, Mavrenski Vojvodina’da bana gerçekten çok yardımcı oldular özellikle Mavrenski benim kendime inanmamı sağladı ve bana uzun süreler vererek özgüvenimi arttırdı.

Slovenya, İspanya ve Ukrayna’da forma giydin. Bu ülkelerin basketbol anlayışları arasında ne gibi farklılıklar var?

Aslında bunu açıklamak çok kolay değil örneğin, İspanya’da basketbol çok hızlı bir tempoyla oynanıyor ve şutörler çok yetenekli, Ukrayna’da sert bir basketbol anlayışı mevcut. Türkiye ise benim en çok beğendiğim lig. Seviye son derece kaliteli ve Beko Basketbol Ligi kesinlikle Avrupa’nın en iyi 2-3 liginden biri.

Sizin ülke olarak Yugoslavya’dan gelen çok belirgin bir basketbol stiliniz var. Diğer Avrupa ülkeleri ile aranızdaki bu fark nasıl oluştu ve nasıl bu kadar ilerleyebildiniz?

Aslında şu an sizde de Yugoslav ekolünün etkileri görülüyor. Tanjevic ve Obradovic’in Türkiye’de çalışıyor olması basketbolunuzda gözle görülür bir şekilde değişiklik yaratıyor. Ama bizim basketbolumuzu geliştiren şey aslında yaşadığımız rekabetlerdi. Aynı anda Sovyet basketbol ekolü ve Amerikan basketbol ekolüyle yaptığımız mücadeleler özellikle soğuk savaş sırasında bizi çok geliştirmişti.

Milli Takımınız hakkında neler düşünüyorsunuz?

Karadağ gerçekten çok küçük bir ülke, yaklaşık 600 bin kişiyiz ve bu kadar insanın arasından takım çıkarmak çok kolay değil. Ülkemiz, İstanbul’un Beşiktaş ilçesi kadar bir yer aslında. Fakat alttan gelen çok yetenekli genç oyuncularımız var, ayrıca eldeki bazı oyuncular da çok üst seviyede.
Bu sezona çok iyi bir başlangıç yaptınız. Eurocup’ta sayı liderisiniz ve takımının hem Avrupa’da hem de ligde skor yükünü omuzluyorsunuz. Performansınız hakkında neler söyleyeceksiniz?

En önemli şey, çalışmak fakat bununla birlikte iyi yemeli, iyi dinlenmelisiniz. Tün bunlara ek olarak da bulunduğunuz organizasyon iyi olmalı. Ben Ankara’da müthiş antrenörlerle ve çok iyi bir organizasyonun içinde basketbol oynuyorum. Ayrıca takım arkadaşlarım da gerçekten hem oyuncu hem de karakter olarak çok iyi.

Gelecek ile ilgili bir planınız var mı?

Benim için gelecek önümüzde oynayacağımız maçtır, daha fazlasını düşünmem. Sezon çok uzun ve 50-55 maç oynuyorsunuz ve bu süreçte neler olup olmayacağını bilemezsiniz. Her 3 günde bir yeni maça konsantre olmanız gerekiyor, 2-3 ay sonrasını bile şu an düşünemiyorum.

Eurocup’ta ve ligde iki farklı Aykon TED Ankara Kolejliler izliyoruz. Bunun sebebi nedir?

Aslında çok bir fark yok. İstatistiklere bakarsanız iki kulvardaki veriler de tamamen aynı. Avrupa’da ilk maç dışında hep iyi mücadele ettik. Ayrıca bu ilk maç birçok oyuncunun ilk deneyimdi ve kulübün son 20 yılda oynadığı ilk Avrupa kupası maçıydı. Biraz çekingen oynadık ve kaybettik ama deplasmanda oynadığımız maçtan sonra toparlanmaya başladık. Buradaki Nizhny maçında 20 sayı önce geçmişken maçı verdik. Gerçekten üzücüydü. Mersin Büyükşehir Belediyesi maçında ise 20 sayı farktan maçı uzatmaya götürdük ve kazandık. Söylediğim gibi birbirine benzer senaryolar oluyor. Bu zamana kadar oynadığımız bütün maçları aslında kazanabilirdik ama olmadı.

Hayatınızda keşke dediğiniz bir an var mı?

Tabii ki vardır fakat bence bunlar büyük tecrübeler ve bunlar olmadan adam olamazsınız. Benim yaptığım yada insanların bana yaptığı çok büyük hatalar olmuştur ama bunlar hayatımdaki en büyük tecrübeler ve bunlar olmadan bugünkü halime gelemezdim. Bir insanın gelişmesini sağlayan şeyler bu tecrübeler. İnsanların hatalarından öğrendiği şeyler kadar insan olduğunu düşünüyorum.
Eğer olağan dışı bir gücünüz olsaydı bu gücünüzü dünyadaki hangi sorunu çözmek için kullanırdınız?

Dünya’nın sorunları çok ve büyük. Birini seçmek zor. Savaş olmasın, insanlar aç kalmasın istiyorum. Kanser gibi aids gibi çaresi olmayan hastalıklara çözüm bulmayı çok isterdim. Ayrıca gelir adaletsizliğini çözmek de bir başka güzel şey olabilirdi.

Ankara’da boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz?

Bandırma, Antalya gibi deniz olan yerlerde kaldıktan sonra tabii Ankara biraz değişik geldi. Fakat burası da son derece güzel bir şehir. Boş zamanlarım çok olmasa da fırsat buldukça sinemaya gidiyorum ve bol bol kitap okuyorum.

Sinema deyince favori sanatçınız/filminiz hangisi?

Al Pacino’nun bütün filmlerini özellikle de Baba ve Yaralı Yüz gibi eski ve klasik olmuş filmlerini seviyorum.

Hayatında basketbol olmasaydı neler yapardın?

Yönetim dalında üniversite bitirdim. Annem dahil olmak üzere ailemdeki herkes ekonomi ile ilgili işler yapıyor ben de onlara katılabilirdim.

NBA hakkında ne düşünüyorsunuz?

Tabii ki her çocuğun hayali NBA’de oynamaktır. Hayatınızda ilk attığınız şutta, elinize ilk top değdiğinde bile hemen NBA’i hayal edersiniz. Kimse “benim hayalim Panathiniakos’ta oynamak” demez herkesin hayali Chicago Bulls’ta, Los Angeles Lakers’ta oynamaktır. Benim hayalim de budur ve bunun için her şeyi yapmaya hazırım. Bazı fırsatlar geçti elime yaz liglerinde oynadım. Neden olmasın? Belki gelecekte orada olabilirim. Ama NBA tamamen Avrupa’dan farklı. Orada bir şeyi çok iyi yaparsanız ancak kendinize yer buluyorsunuz. Burada ise sizden her şeyi iyi yapmanız bekleniyor.

Serbest atışlarınız hakkında neler söyleyebilirsiniz bu ciddi bir problem mi sizin için ?

Bütün uzun oyuncuların problemi bu aslında. Konsantrasyon düşüklüğü yaşadığımız zamanlar oluyor ama her zaman sahadaki en güçlü oyuncularla adeta kavga ediyormuş gibi mücadele ettiğimiz unutuluyor. Bu da biz uzun oyuncuların serbest atış yüzdesini etkileyen bir durum. Fakat her gün çalışıyorum ve günden güne iyiye gittiğini düşünüyorum.
Kariyerinde unutamadığınız bir an var mı?
Caja Laboral ile şampiyon olduğumuz sezon inanılmazdı. Barcelona’yı finalde 3-0 yenmiştik ve rüya gibiydi. Kutlamalar ise tek kelimeyle harikaydı. Eski bir kalenin tepesine çıktık. 40 bin kişi bizi desteklemeye gelmişti. O anları kelimelerle tarif etmek imkansız gibi bir şey.

Basketbol felsefeniz nedir?

Zor bir soru bu. Basketbolu hangi tempoda oynayacağınızı, kimlerle oynayacağınızı siz seçemiyorsunuz. Ben hızlı değilsem hızlı oyun oynayamam. Bu gerçekler doğrultusunda basketbol tabii ki benim için bir oyundan daha fazla şeyler içeriyor. İçinizde tutku olmadan en üst düzeyde zaten oynayamazsınız.

Sezon sonu için öngörünüzü öğrenebilir miyiz?

Play-off ‘a kalacağımıza inanıyorum ve sezon başında biz takım olarak birbirimize bunun için söz verdik. Yükselebildiğimiz kadar yükseleceğiz. Kimin şampiyon olabileceğini ise kestirmek çok zor. Güçlü takımlar var ve inanılmaz antrenörler ligde görev yapıyor. Galatasaray Liv Hospital sakatlıklar olmasa çok tehlikeli bir ekip, Anadolu Efes de kadro olarak güçlü. Fenerbahçe Ülker ise inanılmaz bir takım kurdu. Bu üç takım arasından kimin çıkıp şampiyon olacağını şu an tahmin etmek güç.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler