Geleceğin Yıldızları #26: Onuralp Bitim

Geleceğin Yıldızları bölümümüze 3 haftalık aranın ardından kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bu haftaki konuğumuz Yıldız Milli Takımımızın 1999 doğumlu genç yeteneği Onuralp Bitim oldu.

Eski Basketbolcu Mustafa Kemal Bitim’in oğlu olan Onuralp Bitim’i ilk olarak geçtiğimiz yıl Bursa’da düzenlenen Yıldızlar Türkiye Şampiyonası’nda izleme fırsatı bulmuştum. Bir yaş küçük olmasına rağmen oyunuyla herkesin dikkatini çekti ve takımının şampiyonluğunda çok önemli bir paya sahipti. En iyi Forvet ödülü ile de onore edilen Genç Yetenek O turnuvayı 14,0 sayı 6,1 ribaund 0,8 asist ortalamalarıyla kapatmıştı. O turnuvanın ardında Yıldız Milli Takımın yolunu tutan Onuralp Letonya’daki Avrupa Şampiyonası kadrosunda da yer aldı. Avrupa 4.sü olan kadronun önemli isimlerinde biri olan Genç Oyuncu o turnuvayı da iyi bir şekilde kapatmasını bildi.

Bu sezona da çok iyi başlayan Onuralp Bitim, geçtiğimiz günlerde sona eren Pınar Uluslararası U16 Turnuvası’nda Yıldız Milli Takımımızın en önemli oyuncularındandı. Yıldız Millilerin Şampiyon olarak tamamladığı turnuvada oynadığı oyun ile herkesin beğenisini topladı ve Avrupa’nın bu jenerasyondaki en önemli isimlerinden biri olduğunu tekrar kanıtladı.

Genellikle Şütör Guard ve Kısa Forvet pozisyonlarında oynayabilen Genç yetenek Allah vergisi bir fiziğe sahip. Feat bir yapısı var ve çok atletik. Atletizmini doğru yerde kullanmasını çok iyi biliyor. Estetik hareketleri ile takımı ve salonu bir anda havaya sokabiliyor. Havada çok rahat yön değiştirebilen bir isim. Oyununun hücum kısmındaki en büyük silah ise 1’e 1 oyunları. Oynadığı bire bir oyunlarından çok rahat sayı çıkarabilen Onuralp, tutulması gerçekten çok zor bir oyuncu. Herkes Onuralp’in hücum kısmındaki efektifliğinden bahseder ancak ben şu anda farklı bir konuya değineceğim. Hücumsal anlamda ön plana çıkan Onuralp oyunun savunma kısmında da çok potansiyelli bir oyuncu. İyi bir savunmacı olabilmesi için hemen hemen her şeye sahip. Pınar U16 Turnuvasında Dzanan Musa’ya karşı yaptığı savunma harikuladeydi. Dzanan o maçta 5/22 saha içi isabetiyle oynadı.

Oyununun geliştirmesi gereken yönlerine bakacak olursak; bence 2 önemli nokta var. İlk olarak TERCİH problemini halletmesi gerekiyor. O da bunun farkında. Konya’da maç başına ortalama olarak 17 top kullandı. Oyunun ona gelmesini beklediği takdirde hücumda çok daha yüzdeli oynayabilir ve takımına çok daha fazla faydalı olabilir. Bir diğer kritik nokta ise dış şutu. Konya’daki Şampiyonada üç sayı çizgisinin gerisinden %25 ile oynadı. Bu oran çok düşük. Bir üst seviye basketbolda başarılı olmak istiyorsa dışardan da iyi bir tehdit olmak zorunda. Aynı zamanda Top kaybı ortalamalarına da minimuma çekerse bir üst seviye de çok daha başarılı bir oyuncu olabilir.

6-8 Mart tarihleri arasında Hırvatistan’ın Cedevita şehrinde düzenlenecek olan Jordan Brand Camp’ına da davet edilen Onuralp Bitim bu jenerasyonun Türkiye’deki en önemli 3 oyuncusundan 1’si. Konya’daki performansıyla da adını iyiden iyiye duyurmayı başaran Bitim, çok da iyi bir karaktere sahip. Çalışmayı seven bir kimliğe sahip olan genç oyuncu oyununun eksik yönlerinin üzerine giderse ileride çok daha komple bir oyuncu olacaktır.

                                                                        Adı Soyadı: Onuralp Bitim

                                                                         Pozisyonu: Şütör Guard

                                                                       Doğum Tarihi: 31.03.1999

                                                                                     Boyu: 1,96

                                                                           Takımı: Anadolu Efes

Onuralp’e röportaj isteğimi kırmadığı için tekrar teşekkür ediyorum. Dilerseniz röportaja geçelim.

Klasik bir soru. Basketbol’a nasıl başladın. Biraz bahseder misin?

Babam ve annemin eski basketbolcu. Onlar sayesinde ben de basketbol ile tanıştım. Çok küçük yaşımdan beri oynuyorum ve zevk alıyorum.

İdolün kim. Kimleri örnek alıyorsun?

Babamın eskilerden beri bir sözü vardır. ‘’Herkesi çalışarak geçebilirsin ancak majesteleri çok farklıdır.‘’ Bende o günden beri sadece bir kişiyi örnek alırım. O da kesinlikle Michael Jordan.

Geçen yıl Bursa’da düzenlenen Yıldızlar Türkiye Şampiyonasını şampiyon olarak tamamlamıştınız. Bu seneki Şampiyonada bireysel ve takımsal anlamdaki hedefler neler?

Bu sezon takımca kendimize söz verdik. Namağlup şampiyon olmak istiyoruz ve bunun içinde çok çalışıyoruz. Sezon başından itibaren yenilgi görmeden zafere ulaşmak tek isteğimiz. Antrenörüm Andaç Abi’nin de dediği gibi Anadolu Efes’in felsefesi ‘’ şampiyon oyuncu şampiyon takımdan çıkar’’ sözüyle eşdeğerdir. Bizde bunun için sonuna kadar savaşıyoruz. Şampiyon olmanın yanında elbette istediğim bir ödül daha var. O da MVP olmak. Takımıma liderlik yaparak, tüm arkadaşlarımı motive ederek ve destekleyerek bu ödüle layık olduğumu göstermek istiyorum.

Konya’da düzenlenen Pınar Uluslararası U16 Turnuvası’nda Şampiyon olduk tabi ki. O turnuva hakkındaki düşüncelerini paylaşır mısın?

Konya’ya gelirken hedeflerimizin arasında tabi ki de şampiyon olmak vardı. Fakat öncelikli hedefimiz takımca iyi işler yapabileceğimizi göstermekti. Yeni bir takım olmamıza rağmen kardeşliğimiz ve yetenekli oyunumuzla rakiplerimize iyi bir mesaj verdiğimizi düşünüyorum. Aslında bakarsanız bu sene bir takımdan çok bir aile gibiyiz. Tüm ekip olarak yaptığımız işten büyük zevk alıyoruz. Bununda meyvesini Konya’da şampiyon olarak aldık. Kişisel anlamda bakacak olursak; elimden gelenin en iyisini sahaya yansıtmaya çalıştım. Hem hücumda hem de savunmada takımıma yardımcı olmak  1. Önceliğimdi. Sayı atmanın yanında takımıma ribaund alarak ve iyi bir savunma yaparak yardımcı olmaya çalıştım. Arkadaşlarım ve Antrenörlerimin bana güvenmesiyle son topları soğukkanlı bir şekilde kullandım ve başarılı oldum. Bizde hedefimize ulaştık.

Önümüzde bir U16 Avrupa Şampiyonası var. Henüz erken ama sormak istiyorum. Neler yapabiliriz sence?

O şampiyonayı sabırsızlıkla bekliyorum. Bana göre gerçekten çok büyük işler yapabiliriz. Bunu zaten Konya’da gösterdik. Aynı zamanda orada şampiyonluğun en önemli adaylarından biri olduğumuzu düşünüyorum. Bunu söylememdeki en büyük etken çok karakterli ve maçın son dakikasına kadar savaşan bir ekip olmamızdan kaynaklanıyor. İlk 3 hedefimiz var. Altın ise neden olmasın.

Geçtiğimiz seneye dönelim. Müthiş bir şekilde Yarı Finale kadar geldik. Ancak turnuvayı 4. Tamamladık. Yarı Finalden itibaren neler yolunda gitmedi?

Geçen seneki şampiyonada yarı final ile birlikte tecrübesizlik yaşadığımızı söyleyebilirim. Fransa ile yaptığımız maçtan mağlup ayrıldık. Onlar turnuvanın en iyi basketbolunu sahaya yansıtıyorlardı. İspanya maçında ise takımda moral bozukluğunun olmasıyla birlikte maçın sonunu iyi götüremedik ve şampiyonayı 4. Sırada tamamladık. Bunların haricinde kesinlikle çok iyi bir takımdık.

Aslında pek şans verilmiyordu bize o turnuvada. İyi bir iş çıkardığımızı düşünüyorum.

Bence de öyle oldu.

Önümüzdeki günlerde Hırvatistan’da düzenlenecek olan Jordan Brand Camp’ına da çağrıldın. Düşüncelerini merak ediyorum bu konuda?

Önümüzdeki günlerde düzenlenecek olan Jordan Brand Camp’ına çağrıldığım için çok mutluyum. Sezon başında kendime koyduğum hedeflerin arasında bu da vardı. Hırvatistan’daki 3 günde strese girmeden, korkmadan ve kendi oyunumu sahaya yansıtarak geçirmek istiyorum. Oyunumu oradaki insanlara beğendirmek ve basketbolu ne kadar çok sevdiğimi göstermek için çabalayacağım. Orada hedefim kesinlikle ilk 10 girerek Broklynn’e gitmek olacak. İdolümle tanışmayı gerçekten çok istiyorum ve bunu yapabilirim.

Babanın eski bir Basketbolcu olması sana neler katıyor?

Normal hayatın her yerinde beni anlayabilecek bir insanın olması benim açımdan çok büyük bir şans. Bu kişi hele Babam ise. Bu yollardan çok önceden geçmiş ve hala içinde olan birisi olarak bu işin her detayını en iyi şekilde bilen babam, bana yaşadıklarından bahseder, tavsiyeler verir ve sonuna kadar yardımcı olur. Aynı zamanda daha tecrübeli olmam için de çok büyük bir şans. Birlikte izlediğimiz maçların hepsinde bana göremediğim bilgiler verir ve yardımcı olur. Müthiş bir insandır.

Boş zamanlarını nasıl değerlendirirsin?

Boş zamanlarım aslında pek yok. Ama bulduğum boşlukları en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. Takım arkadaşlarımla yemeğe çıkmayı ve sinemaya gitmeyi çok severim. Bazı zamanlarımda da kitap okur ve kedimle ilgilenirim. Ama en çok vakit ayırdığım konu ailem. Onlarla birlikte zaman geçirmekten çok büyük keyif alıyorum.

 Oyunundan bahsedelim biraz. Oyununu nasıl buluyorsun?

Oyunumun estetik olduğunu düşünüyorum. Fakat eksiklerimin de olduğunu biliyorum. Bana göre şut ve pas seçimlerim de biraz daha seçici olmam gerekiyor. Soğukkanlılık konusunda bir üst seviye çıkmam gerektiğini düşünüyorum. Atletik bir yapıya sahip olduğumdan dolayı kolayca adam eksiltebiliyorum.  Sayıya her şekilde gidebilecek potansiyele sahibim ancak savunmada biraz daha sertleşmem gerekiyor.

Kariyerindeki hedeflerin neler?

Küçüklüğümden beri tek hedefim NBA. Şuanda da en büyük isteğim en kısa sürede Efes A takımına çıkarak orada süreler bulabilmek. Euroleague sertliğini yaşayarak bir üst seviye basketbola geçmek istiyorum. Ardından draft olarak NBA’de iz bırakan bir oyuncu olmak istiyorum. Bu hedefler için elbette çok çalışmam gerekiyor.

Unutamadığın bir anıyı bizimle paylaşır mısın?

5 sene önce İzmir Finalinde Karşıyaka’ya karşı son saniyede orta sahadan attığım şut basket olmuştu ve biz o basket ile İzmir şampiyonu olmuştuk. O anımı hiç unutamam. Bunun yanında yaşadığım 2 Türkiye Şampiyonluğuda gerçekten çok değerliydi.

Son olarak en sevdiğin yemeği sormak istiyorum?

En sevdiğim yemek Mantı. Kesinlikle hayır demem. (Gülüyor)

Röportaj isteğimi kırmadığın için teşekkürler. Hayatın başarılarla dolu olur umarım.

Asıl ben teşekkür ederim. İyi çalışmalar 🙂