Washington Wizards
Nerede kalmıştık?
Wizards geçen sezon Doğuyu beşinci sırada bitirirken hemen ardından playofflarda eşleştikleri Bulls’u saha dezavantajına rağmen eleyerek playofflarda ikinci turu gördü. Bu durum aslında Wizards’ın kâğıt üzerindeki fena görünmeyen kadrosuna ve bununla beraber Doğu Konferansının gerek kâğıt üzerindeki gerekse parkedeki felâket durumuna bakınca büyük bir olay gibi görünmeyebilir. Ancak işin aslı 1988’den beridir –yani bir diğer deyişle çeyrek asırdır-Eddie Jordan yönetiminde Gilbert Arenas’lı kadronun o da sürekli ilk turlarda elendiği dört sezonluk bir seri hariç Washington takımı sadece bir kez playoff yapabilmiş. Arenas’lı dört sezonu da katarsanız, 25 sezonda sadece beş kez playoffa kalmış, son beş sezondur bırakın %50’yi %35’i bile görememiş bir takımdan bahsediyoruz burada ve sezon sonunda gelinen nokta (daha iyisi olabileceği de tartışılabilir belki ama) taraftarları da, yönetimi de, teknik ekibi de yeterince mutlu etti.
Yaz öncesi beklentiler?
Wizards’ın beklentilerini büyük oranda karşılayan iyi bir beşi ancak özellikle playofflarda yeterince katkı veremeyen bir benchi vardı. Yazın öncelikler sözleşmeleri sona eren Gortat ve Ariza’yı takımda tutup mümkünse uygun fiyata diğer bench takviyelerini yapabilmekti. Takımın ilk tur için draft hakkı yoktu (Gortat takası) ve ikinci tur seçimini de draft gecesi Lakers’a takas ettiler zaten.
Offseason hamleleri
Oyuncu transferinde, kadroda tutulması birinci öncelik olan Marcin Gortat ile yazın başında konu hiç uzatılmadan 5 yıl 60 milyonluk bir sözleşme imzalandı. Gortat’nın bugün senede 12 milyonu hak etmediğini söyleyemeyiz. Ancak kontratının son yılında 35 yaşında olacak oyuncunun o zaman azımsanamayacak miktarda kontratı ile capte büyük bir sıkıntı olabilme riski de yüksek. Yine de Gortat’nın başka takıma gidip yerinin doldurulamaması ihtimaline karşılık, alınması doğru ve gerekli bir riskti.
Ariza’nın gidişi daha sonra varılan uzlaşma ile sign&trade’e çevrildi. Oradan gelen takas istisnası ile Wizards diğer takımların ellerinden çıkarmaya gönüllü olduğu iki uzun Kris Humphries ve Dejuan Blair’i alarak transfer sezonunu beklenenin ve imkânların ötesinde yeterince iyi tamamlamış oldu genel toplamda. Üstelik geçen sezonun -sakatlık sorunlarının da büyük etkisiyle- pek katkı veremeyen üçüncü sıra seçimi Otto Porter’ın şu an sağlıklı ve lige çok daha hazır olduğunu da ekleyelim.
Bu sezondan beklentiler
Oyuncular her ne kadar hedefi NBA finali olarak belirledilerse de bu sezon için Bulls ve Cavs’i birden geçmek çok uzak bir hedef olacaktır. Wizards için daha gerçekçi hedefler gruptaki öncelikli rakipleri Miami Heat ve Charlotte Hornets’ı geçmek, Doğu’da ilk dörde kalmak ve playofflarda ikinci tura kalabilmektir.
Bunun için Wizards’ın elinde yeterli bir kadro var, ihtiyaçları olan öncelikli şey sağlık. Ancak ne yazıkki özellikle Nene’nin son yıllarda sezon içinde düzenli bir şekilde 20-30 civarında maç kaçırdığını, Beal’in sezona sakat girip sezonun yaklaşık ilk bir ayını kaçıracağını ve geçen sezonun iyi katkı veren yedeklerinden Martell Webster’in sırt rahatsızlığının kariyerini tehdit eder boyutta olduğunu belirtmeliyiz. Bu konuda sezona oldukça karamsar bir karneyle giriyor takım.
Düzeltilmesi gereken diğer bir konuda kendi evlerinde oynadıkları maçlardaki anlamsız bir şekilde kötü olan galibiyet yüzdesi. Şöyle ifade edelim, Wizards geçen sezon deplasmanda oynadığı maçlarda normal sezonda 22-19, playofflarda 5-1’lik dereceler elde etti. Wizards gibi bir takım için fevkalade görünen bu deplasman derecesinin yanına kendi evlerindeki 22-19 normal sezon ve 1-4 playoff olan galibiyet mağlubiyet sayılarını koyunca, deplasmanda kazanılan ekstra galibiyetlerin fazla bir anlamı kalmıyor.
Bazıları bu dalgalı dereceleri Wizards’ın gençliğine ve (maç kapatmadaki) tecrübesizliğine yorabilir, gerçekten de takımla ilgili bu konuda yapılan pek çok yorum okudum. Oysa işin aslı, John Wall ve Bradley Beal’in yarattığı genç takım illüzyonuna karşın -ki bu iki oyuncu da sırasıyla beşinci ve üçüncü sezonlarına giriyorlar- takımdaki yaşlı ve deneyimli oyuncu sayısı gençlerden daha fazla. İdeal ilk beşin diğer isimleri Gortat 30, Nene 32, Pierce 37 yaşlarındalar. Benchte de başta Andre Miller olmak üzere yeterince kurt oyuncu var o anlamda..
Örnek vermek gerekirse, takım Gortat ve Nene’li bitirici pota altının etkisiyle geçen sezon çemberin dibinden yapılan atışlarda ligin en iyi dördüncü yüzdesine veya keskin olmaktan ziyade formda şutörlerle üçlük atışlarda yine ligin en iyi dördüncü yüzdesine sahip. Ancak çembere yakın atış kullanma ve üçlük kullanma oranlarında ligin 18. – 19. sıralarındalar. Playoffa kalan takımlar arasında kıyaslanınca en kötülerden biri.
Biraz da bardağın dolu tarafına bakarsak Wizards savunma verimliliğinde oldukça iyi istatistiklere sahipti. Koç Wittman’ın hakkını en azından bu konuda vermek lâzım, 4-28’lik felâket bir dereceyle başladıkları 2012-13 sezonunda bile iyi savunma yapıyordu takım.
Bu sezon Ariza’nın gidip Pierce’ın gelmesi takımın hücumuna olumlu katkı sağlayabilir. Hatta Pierce’ın zaman zaman dört numaraya kayması ile hüzumda çok daha tehlikeli beşleri de sahada görebiliriz. Ancak öte yandan Ariza’nın yokluğunda takım savunmasının hem bireysel hem de kompak takım savunmasında önemli bir sıkıntı yaşayacağını düşünüyorum.
Sezon sonu tahmini
Yukarıdaki kısmı çok uzattım, toparlarsam Wizards’ın sezonu 50+ galibiyet alarak Doğu’da üçüncü sırada bitireceğini düşünüyorum. Tabi bu düşüncemin sakatlıklar hariç olduğunu eklemeleyim. Playofflar için tahminim ise ilk turu rahat geçip ikinci turda eşleşecekleri Cavs veya Bulls’a biraz sıkıntı yaratsalar da orada sezonu noktalayacakları yönünde.
—
Volkan BAHÇECİ