Kings, 2000li yılların başında çok iyi bir takım ve performans yakalamışken, o yılların ekstra dominantı Lakers ve tüm 2000ler en başarılı takımı Spurs arasından sıyrılarak bir şampiyonluk almayı başaramamışlardı. Ancak oynadıkları oyun ve gösterdikleri performansla taraflı tarafsız bütün NBA severlerin hala aklında kalan bir takımdır 2000lerin başındaki Kings. O takımla ilgili bir küçük not da, Mike Brown’un Lakers’ın başına geçtiğinde oynatmaya çalışıp hem Lakers’ı perişan edip hem de kendini rezil ettiği Princeton Hücumunu yakın ve orta dönem NBA tarihinde en başarılı uygulayan takımdır Kings. O dönem doğru hamlelerle başarıyı getiren Geoff Petrie başarısını 2010 sonrasına taşıyamayınca, kenara çekilmesi gerekti ve yerine Pete D’Alessandro geçti. Petrie’nin geçmişine büyük saygı duymakla beraber son zamanlarda iyice yoldan çıktığını da belirtmem gerekir. D’Alessandro geldiğinden beri takımı yeniden şekillendirmeye çalışıyor. Eline geçen takım Knicks’le beraber ligin en kötü kontratlarına sahip iki takımından biriydi. D’Alessandro dönemiyle ilgili henüz olumlu birşey söyleyemesem de hala zamana ihtiyacı olduğunu kabul etmek gerekir. Çünkü ona bırakılan takımı şekillendirmesi çok da kolay bir iş değil açıkçası. Yaz hamlelerine bakacak olursak;
Gidenler:
Çok belirli rollerde kullanıldığında kısıtlı sürelerde başarılı olabilecek Aaron Gray, kendisi için çok yanlış takımdaydı ve dolayısıyla kontratı biter bitmez gemiyi terketti,Kings de çok doğal olarak onu tutmak için herhangi bir hamlede bulunmadı. Zaten Gay takasında gelen kullanılmayacak parçalardan biriydi. Ancak yazın Kings’in kaybettiği en önemli parça Isaiah Thomas oldu. NBA tarihinin en başarılı 60. sıra seçimlerinden biri olan Thomas, geldiği günden bu yana seçildiği sıradan çok daha büyük bir oyuncu olduğunu göstermişti. Geçen sene de bir adım daha atarak, fiziğine rağmen inanılmaz bir skorer olabileceğini kanıtlamıştı. Savunma tarafında büyük zaaflar yaratsa da hemen her takımın isteyebileceği bir hücum silahı Thomas. Ancak kendisi hem eski Sacramento kadrosundan olması nedeniyle çok da arzulanan bir parça değildi hem de hali hazırda topla oynamak isteyen bu kadar oyuncu varken topu pek etrafına bırakmayan bir oyun kurucu olması nedeniyle kaybedilebilir bir oyuncuydu Kings için. Dolayısıyla eşyalarını toplayıp Arizona yollarını tuttu. Sacramento sene boyunca onun skor üretimini çok arayacaktır hiç şüphesiz ancak gelecek için doğru hamle olabilir. Takımdan ayrılan diğer oyuncular ise çoğunlukla takaslar sonucu yan parçalar olarak gelen ve kadroda düşünülmeyen oyunculardan oluşuyor.
Gelenler:
Nik Stauskas: Bu sınıfta en sevdiğim oyunculardan olan ve bütün sınıfın ya en iyi yada en iyi ikinci şutörünü 8. sıradan draft etti Kings (onun ayarındaki diğer şutör Bulls’un çaylağı McDermott). Stauskas’ın özelinde olmasa da bu drafta bazı eleştiriler getirilebilir ki ben de bu eleştiriyi yapanlardan biriyim. Stauskas çok özel bir oyuncu olma potansiyeline sahip ancak aynı pozisyonda daha bir sene önce lotaryadan seçilmiş McLemore varken başka bir oyuncu tercih edilebilir miydi diye düşünmeden edemiyor insan. Aslında draftta potansiyelin ihtiyaç duyulan pozisyonun önünde tutulmasını tercih edenlerdenim. Sırf pozisyon düşünülerek yapılan bir çok yanlış hemen herkesin aklına geliyor zaten. (Majestelerinin ’84 draftında 3. sıradan gitmesi ve Milicic’in -kendisi şuanda profesyonel olarak kickbox ile uğraşmakta- ’03 draftında Pistons tarafından 2. sıradan seçilmesi ilk aklıma gelenler). Eğer gerçekten Stauskas’a inanıyorlarsa bu tercihi eleştiremem,dediğim gibi geçtiğimiz sezon boyunca en beğendiğim oyunculardan biriydi zaten. Ancak McLemore ve Stauskas’ın ikisinin birden gelişimine dikkat edilmesi gerektiği ve birbirlerinin önünü kesmemeleri için yapılabilecek herşeyin yapılması gerektiği bir gerçek.
Rudy Gay: Gay herkesin beklediği gibi oyuncu opsiyonunu kullanarak kontratını bir yıl uzattı (Bu kontratın bir yıllık değeri tam olarak $19,317,326). Böyle bir kontratı bir kez daha alamayacağını o da herkes gibi biliyordur ve bir yıl daha bu kadar para kazanabilecekken daha azına uzatma yapmayı tercih etmedi. Gay’in nasıl bir sezon geçireceği onun sene sonunda bu çekirdeğin önemli bir parçası mı yoksa biten bir kontrat mı olacağını gösterecek. Ancak bu sene ne kadar iyi oynarsa oynasın milli takımda LeBron’dan fazla top kullanması gerektiğini düşünebilecek kafa yapısına sahip bir oyuncuyla şampiyonluk takımı kurulup kurulamayacağı büyük bir soru işareti.
Darren Collison: Isaiah Thomas’ın yerini doldurmak için kadroya katılan iki oyuncudan biri Collison. Pacers’daki yerini George Hill’e kaptırdığından beri kariyeri yavaş ama sürekli bir düşüşte. Kötü bir oyuncu değil, fiziği ona çoğu konuda sıkıntı yaratsa da belki de NBA’in en hızlı oyuncusu. İhtimal düşük olsa da belki Kings’te kariyerine yeniden ateş verip önemli bir bench oyuncusu haline gelebilir.
Ramon Sessions: Sessions, ne alacağınızı her zaman kestirebileceğiniz bir oyuncu ve o da oyun kurucu rotasyonuna katılan bir diğer oyuncu. Aslında bu ne alacağınızın belli olması çok üzerinde durulmayan ancak çok önemli bir özellik. Çünkü NBA’in en büyük starlarının en önemli özelliklerinden biri istikrarlı olmaları. Sessions asla büyük işlerin oyuncusu değil ama istikrarı onu çok değerli hale getiriyor. Açıkcası çok daha donanımlı bir takımda önemli bir parça olacağını düşünsem de Kings için Sessions gibi bir veteranı kadroda bulundurmanın saha dışında da faydaları olacaktır. Saha içinde ise koçun nasıl bir oyun oynatacağını ve Boogie ve Gay’i nasıl kullanacağına göre Sessions’un değeri belirlenecektir.
Omri Casspi : Geçen sene dönem dönem ciddi derece katkı verirken, McHale’in anlamsız yere sık sık yaptığı unutma politikasının kurbanlarından olmuştu. Aslında doğru kullanıldığında etkili bir parça olabileceğinin sinyallerini ara ara gösterdi. Bu karışık Kings yapısında nasıl bir görev üstleneceğini şuan kestiremesem de bekleyip görmek gerektiğine inanıyorum.
Sezon Öngörüsü:
Sacramento halen yapılanma sürecinde olan bir takım. Aslında yapılanan diğer takımların çoğunun aksine Kings’in etrafında takım kurabileceği yetenekte bir oyuncusu var,DeMarcus Cousins. Ancak Boogie’nin kafa yapısı biraz sıkıntılı bilindiği gibi. Saf yetenek açısından,NBA’in en yetenekli uzunu demek abartı olmaz sanırım. Sonuçta ribaundu alıp,tam sahayı top sürerek geçip,asist yapabilecek 2,11 boyunda pek oyuncu yok dünyada. Hücum silahları açısından muazzam bir repertuara sahip. Savunmada da istediği zaman seviyeyi yukarıya çıkartabilen birisi. Eğer takımın liderliğini üstlenip büyük hedefler peşinde koşmaya ikna olursa ve bunu nasıl yapması gerektiğini çözebilirse Kings için muazzam bir gelişme olacaktır. Geçen sene bunun kıvılcımlarını göstermişti aslında, bu seneki gelişimine de dikkat kesilmek gerekiyor. Ben Rudy Gay‘in bu yapılanma için doğru parça olduğuna inanmıyorum ve tercihen sene içerisinde biten kontratının potansiyel vaadeden gençlerle veya takıma hem saha içi hem saha dışı katkı verebilecek veteranlarla değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Stauskas ve McLemore‘un sene içerisinde kendilerini geliştirmelerini bekleyecektir Kings. Geçen sene Thomas’ın kullandığı topların bir çoğu özellikle Sessions oyundayken takımın diğer parçaları tarafından paylaşılacaktır ve bu paylaşımdan bu iki genç oyuncunun ne kadar pay alacağı çok önemli bir nokta. Yıllardır beklenen potansiyel Derrick Williams için bu sene artık son tahammül senesi olabilir. Eğer beklenen atılımı yapamazsa Kings sözleşmesinin 8 milyonluk son senesini uzatmamayı bile düşünebilir.Eğer Sacramento için bu sene herşey istediği gibi giderse sene sonunda hem franchise oyuncusuna sahip,hem elinde genç yetenekleri barındıran hem de akmasa da damlayan veteranları olan bir takım haline gelebilir ki sene sonunda maaş bütçesinde yaklaşık 29 milyon dolarlık bir rahatlama yaşayacaklar. Bu sene boyunca oyuncuların geleceği nokta ve sene sonunda ortaya çıkacak bütçenin nasıl kullanılacağı Sacramento’nun 10 yıl sonra yeniden Batının önemli oyuncularından biri haline gelip gelmeyeceğini belirleyecek. Ancak risk faktörü içeren çok fazla alan olduğu için bu sene sonunda da başarısızlık,yine yeni yeniden Sleep Train Arena‘daki yerini alabilir.
Doğuş Özkan – @dgsozkan