2014-2015 NBA Sezonu İncelemeleri: Miami Heat

Geçtiğimiz sezon: Önceki 2 sezonu Şampiyon olarak tamamlayan takımdan, takım yapısı, rol dağılımı olarak hiç ama hiç farklı olmayan bir kadro yapısıyla yola çıkıldı ve hedef elbette ki şampiyonluk idi. 54 galibiyet-28 mağlubiyetle konferans ikincisi kapatılan normal sezon sonrası Miami’nin Doğu’daki tek rakibi konferans birincisi Pacers olarak gözüküyordu ancak genç Pacers’ın rezalet playoff performansı sonrası rahat bir Doğu Şampiyonluğu elde eden Heat, finalde NBA’in yaşlı kurtları Spurs’e şampiyonluğu kaptırdı. Takım olarak çok ama çok kısıtlı bir kenar katkısı alan Miami, LeBron ve Bosh’un çok sağlıklı geçirdiği sezonda, LeBron+Wade+Bosh üçlüsünden 62,3 sayılık bir sayı ortalaması gelince, o katkıya pek de ihtiyaç duymadı.

Transfer sezonu: Miami Heat yaz dönemini hareketlinin de ötesinde geçirdi. 11 Temmuz günü, süpriz sayılabilecek bir kararla evine döneceğini açıklayan LeBron James, Heat organizasyonunun tüm planlarının yenilenmesine sebep oldu. James’in gidişi sonrası çok kısa bir sürede Chris Bosh ile sözleşme yenileyen Heat, planlarını bu tarihten sonra yapmaya başladı. Miami’nin transfer sezonunun şu tabloda özetleyebiliriz;

Gördüğünüz gibi oldukça dolu bir tablodan bahsediyoruz, anlayacağınız LeBron’un gelmesiyle bambaşka bir hal alan Miami, gitmesiyle de yepyeni bir kimliğe bürünmüş olacak.

Heat adına yeni sezonun anahtar kelimesi: İSPAT

LeBron Miami’ye geldi, Heat şampiyonluk adayı, LeBron’lu Heat Şampiyon, LeBron Chalmers’ı azarladı, Eric Spoelstra’nın takımdaki ağırlığı LeBron’dan az mı.. Bu takım 3 senedir LeBron’un takımıydı, her başarıda öne çıkan isim LeBron oldu ve artık kalanların kendilerini ispatlama zamanları. Dwyane WadeHeat tarihinin en önemli isimlerinden biri konumunda. 32 yaşına gelmesi elbette bir dezavantaj, hele ki oyununuzu en farklı kılan özelliklerden biri ilk adımınız ise, ancak bazı şeyleri ispat edebileceği çok önemli bir sezon var önünde.  Keza Chris Bosh şampiyon kadrolarda en silik yıldız olmakla itham edildi bir çok kez. Bu iki yıldızın yanı sıra olayı kişiselleştirdiğini Heat Medya Günü’nde basına yaptığı “Her şey yine aynı olacak, o adam takımımızda olmasa bile” açıklamasıyla ile net bir şekilde belli eden Mario Chalmers’ı da olayın içine katmamak olmaz. (Chalmers daha sonra attığı bir twitte yanlış anlaşıldığını belirtti ancak durum ortada)

Eric Spoelstra cephesi: LeBron döneminde en fazla diken üstünde olan isimlerden biri de koç Spoelstra’ydı. Bu sezon elinde yepyeni bir takım var, kimse ondan şampiyon olmasını elbette beklemiyor. Ancak kadroya baktığınız zaman Bosh ve Wade’in önderliğindeki takımda James Ennis ve Shabazz Napier gibi genç yetenekler, Josh McRoberts gibi yükselen bir görev adamı ve yıllarca kalitesini belli bir çizginin altına düşürmeyen Luol Deng’i görüyorsunuz. Yani koçun elinde yoğurabildiğin zaman güzel işler yapacak bir kadro var. Koç olarak şahsen pek beğenmediğim Eric Spoelstra’nın bu sezon bu hamuru yoğurup yoğuramayacağını merakla bekliyorum.

Neden Heat maçlarını seyretmeliyim: Kendini ispatlama arzusuyla sahaya çıkacak olan yukarıda saydığım oyuncular için, genç oyuncuların neler yapabileceğini görmek için, koç Spoelstra’nın takıma nasıl bir sistem entegre edeceğini görebilmek için Miami Heat maçlarında uykusuz kalmanızı tavsiye ederim.