#1 Hawks | Howard’a, Horford’a teklif edilen paraya yakın bir para vermek ne kadar doğru?
İki sezon önce Koç Budenholzer’ın yönetimindeki Hawks takımı Teague-Korver-Carroll-Millsap-Horford beşi ile bol pas, hareket ve şuta dayalı oyunu ile 60 galibiyete ulaşırken beklentilerin çok çok üzerine çıkmıştı. Önceki sezon ise DeMarre Carroll’ın Toronto’ya gitmesi (nitekim Hawks salary cap pozisyonu ve kuralları gereği Millsap ile Carroll’ı aynı anda tutamıyordu, tercihleri Millsap olmuştu ki bence doğru karardı) ile sezona biraz daha düşük beklentilerle başlamışlardı. Ancak hem Carroll’ın yerini dolduramamaları hem de Korver’ın gerek fiziksel olarak gerekse de şut yüzdesindeki düşüşü (üçlük %49’dan %40’a düştü) takımın diğer parçaları tarafından da telafi edilemeyince toplamda 48 galibiyet alarak beklentilerin altında kaldılar. İkinci turda Cavs’e süpürüldükleri ama önceki yıla kıyasla pek silik bir playoff dönemini de geride bırakarak sezonu tamamladılar.
Yaz öncesi Hawks yönetiminin iki seçeneği vardı: ya kadroyu ve sistemi korumaya çalışacaklardı ve bunun için özellikle iki üç numaralara takviye yapmaları gerekecekti ya da oyuncu yapısını ve oyunu değiştirmeye yönelik yeni hamleler yapacaklardı, ki bunun için de eldeki oyunculardan hangilerine yatırım yapmak isteyecekleri önemli bir soru işaretiydi. Horford ve Bazemore’un kontratı biterken arkasında Schröder’in beklediği Teague’in kontratı ise son yılına girecekti.
Hawks bu soru işaretleri arasında yaz sezonunu beklenenden erken açtı ve Dennis Schröder’e güvenerek Teague’i draftın 12. sırası karşılığında Pacers’a gönderdiler. Ardından drafttan 12. ve 21. sıralardan aynı pozisyonda (kısa forvet ki Bazemore’a iki numara sayarsanız bence zayıf oldukları pozisyonda) Taurean Prince ve Deandre Bembry seçimlerini yaptılar. Temmuz ayı gelince ise Al Horford’u tut(a)madılar. Söylentilere göre oyuncu kalmak istiyormuş ancak iki taraf arasında 6 milyon dolar fark varmış, ki burada kastedilen senelik 25 mi yoksa 27 mi alacağı gibi bir durum. Horford ile yapılan pazarlıklar esnasında önce Howard ile anlaşıp (3y/70m) ardından Bazemore’a da yüksek bir kontrat verdiler (4y/72). Al Horford ise bu gelişmeler ışığında -Hawks Millsap’e karşılık iyi bir takas senaryosu ararken- Celtics ile anlaştı. Yazın geriye kalanında Avrupa’da büyük sükse yapan Malcolm Delaney’yi çok uygun fiyata (2y/5m) bağladılar. Yine hesaplı kontratlarla benche Humphries ve Jarrett Jack eklemesi yaptılar.
Aralarında konuşulanları bilmek mümkün değil ama Hawks gerçekten de Horford’a teklif ettiği parada küçük bir fark yüzünden işi yokuşa sürmüşse ve ardından formu ve kimyası sorgulanan kariyeri düşüşteki Howard’a, Horford’a teklif ettiğine yakın para veriyorsa “saçmalamış” demektir. Burada belki Horford’ın yaşını (30) düşünüp uzun vadeli bağlanmak istememiş olabilirler ama bir yaş daha büyük Howard’a verdikleri kontrat veya üç sezon önce o zaman 32 yaşında olan Korver’a günün koşullarında verdikleri 4 yıllık cömert kontrat ile böyle bir tutumla çelişmekte. Öte yandan Horford ile pazarlık süreci içindeyken bence en iyi oyuncuları konumundaki Millsap’i takaslamaya çalışmaları da hiç iyi olmadı.
Howard konusuna gelirsek tekrar, Horford’ın alternatifi değil kesinlikle, pozisyonları aynı olsa da oyuncu yapıları çok farklı. Atlanta’nın pas kanallarına saldırarak rakibi ısırmaya yönelen, uzunların dışarı çok çıktığı savunması onların çok fazla top çalmalarına (ligde üçüncü) sebep oluyorsa da uzunların potadan uzaklaşması savunma ribaundlarında oldukça zayıf kalmaları (savunma ribaundları yüzdesinde ligin son beşindeler) sonucunu da doğuruyordu. Muhtemelen Howard ile pota altını korumaya ve ribaundları kaptırmamaya öncelik verecekleri bir savunma yapısına geçiş yapacaklar. Burada memleketin çocuğu olan Howard’ın sağlığının/ağrılarının durumu belirleyici bir faktör olacaktır. Howard kendisi açısından oldukça kötü bir sezonu geride bırakmışsa da o haliyle bile ligin iyi pivotlarından birisiydi. Biraz toparlanabilirse hala ligin elit oyuncularından bir sayılabilecek bir konumda görüyorum kendisini.
Hawks’ın bu yaz parayı gömdüğü diğer isim olan Kent Bazemore savunma verimliliği oldukça yüksek, hücumda ise en iyi ihtimalle vasat diyebileceğim ve beğendiğim bir oyuncudur. Kendisi benim gözümde iyi kurgulanmış uygun oyuncu yapısı arasında ilk beş, veya herhangi bir takımda çok iyi bir altıncı adam olur. Peki, piyasanın çıldırdığını ve kontratların biraz abartılı olduğunu bilerek soruyorum, senelik ortalama 18 milyon edecek bir oyuncu mudur?
Kesinlikle hayır.
Budenholzer’ın Korver’ı bençte hücum/şut için joker olarak kullanmasını, Bazemore’u iki numaraya çekmesini, kısa forvet pozisyonunu ise Sefolosha ve kıvırabilirse çaylakları Prince ve Bembry ile doldurmasının daha doğru olduğunu düşünüyorum. Bazemore’u DeMarre Carroll’ın bir alternatifi olarak üç numarada düşünülmesi ve Korver’ın ilk beşte kalması her iki pozisyon için de farklı sorunlar getirecektir. Yine de kabuk değiştiren bu takım Teague/Korver yerine Schröder/Bazemore ile hücumda biraz dış şut sorunu yaşayacaktır ve Horford’dan sonra Howard ile de iç dış hareketliliğinde ekstradan bir başka gerileme yaşayabilir. Tüm faktörler bir araya getirilince Hawks’ın hücum yapısını yenilemek zorunda kalacağı anlaşılıyor. Ligin gittiği bir yön değil ama potaya daha çok saldıran, Schröder’in pick&roll (Howard) ve pick&pop’ları (Millsap) ile sayı bulmaya çalışan bir takım izleyeceğimizi düşünüyorum.
Öte yandan geçen sezon savunma başarısını hesaplayan defensive rating’de ligin Spurs’ten sonra en iyi durumdaki ikinci takımıydılar. Howard ve Schröder’in savunmada bireysel olarak Horford ve Teague’den daha iyi oldukları düşünülebilir ancak yeni oyuncu profiliyle takımın savunma tarzı değişecektir. Genel toplamda daha iyi olup, olmayacağı Hawks’ın sezon başarısını belirleyecek en önemli faktör olacaktır.
Hawks’ın bu sezonu nerede nasıl bitirebileceğine dair oyuncular ve sistem odaklı pek çok soru işareti var. Benim beklentilerim, Howard’ın geçen sezondan biraz daha iyi olacağı (ama çok daha iyi değil), Howard ile Millsap arasında bir uyum yakalanacağı, Prince’in şans verilirse en iyi çaylak beşine girecek kadar iyi bir performans vereceği, Schröder’in zaman zaman istikrarsız olsa da genel olarak sezonu iyi geçireceği ve ligin en çok asist yapan oyuncuları arasında yer alacağı şeklinde. Geçen sezonki 48 galibiyet bandının yakınında olmalarını bekliyorum.