Zafer Kalaycıoğlu: “Kıbrıs Türk’ünü en iyi şekilde temsil eden unsur Yakın Doğu Üniversitesi” | TB ÖZEL

Röportaj: Onur Coşkun, TrendBasket


Mardin’de düzenlenen PTT Kadınlar Türkiye Kupası’nın finalinde Yakın Doğu Üniversitesi, Hatay BŞB’yi 86-79 mağlup ederek şampiyonluğa ulaştı.

Üst üste ikinci kez bu başarıya erişen kupa şampiyonunun başantrenörü Zafer Kalaycıoğlu ile maçtan bir saat önce bir röportaj gerçekleştirdim.

PTT Kadınlar Türkiye Kupası ve geçmiş yakın dönemi konsept olarak dışarıda bıraktığım bu röportajda Türk basketbolundaki antrenör, oyuncu ve yönetici sorunlarını konuştuk.

Keyifli okumalar!

Yakın Doğu Üniversitesi’nin geçen yıl kazandığı şampiyonluklara Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki yayınlarda ve gazetelerde oldukça yer verilmişti. Kıbrıs halkı için Yakın Doğu Üniversitesi’nin ayrı bir yeri, temsil açısından değeri var. Mikrofonu demek isterdim ancak cep telefonumu koça uzattım ve başladık, söz Zafer Kalaycıoğlu’nda:

“Kıbrıs Türk’ünü en iyi şekilde temsil eden ve ambargoyu en kısa sürede delecek unsur olduğumuzu herkes görüyor.”

“Biz Yakın Doğu Üniversitesi’ni markalaştırmak istiyorduk ve elde ettiğimiz başarılarla bu amacımıza ulaştık. Çok doğru tespitler bunlar. Yakın Doğu Üniversitesi artık Avrupa arenasında bir marka ve bu markanın daha da yükselmesi için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Yakın Doğu Üniversitesi denince her şeyin kenarında, ayrı değerlendiriliyor. Kıbrıs Türk’ünü en iyi şekilde temsil eden ve ambargoyu en kısa sürede delecek unsurun Yakın Doğu Üniversitesi olduğunu herkes görüyor.”

“Eylül ayında bir turnuva yaptık Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde. Son altı sezonun üçünde EuroLeague şampiyonluğu yaşamış Galatasaray, Prag ve Avenida Kıbrıs’a geldi. Bundan beş altı sene önce bu Avrupa takımları Kıbrıs’a gelecek deseler hiç kimse inanmazdı ama Yakın Doğu Üniversitesi bunu gerçekleştirdi. İnşallah en kısa sürede kendi sahamızda, kendi seyircimizin önünde maç yapmaya başlarız ve bu ambargo delinmiş olur.”

Yakın Doğu Üniversitesi’nin halihazırda sahip olduğu sürdürebilir başarı takdir unsuru olsa da ben gelecek planlarını merak etmiyor değildim. Altyapı basketboluna yönelik bir eğilim olup, olmayacağı ise geleceği şekillendirmenin en temel basamağı olsa gerek. Dinliyoruz:

“Altyapıyla ilgili bir projemiz var. Anadolu’da geniş kapsamlı bir altyapı seçmeleri yapacağız bu yaz. Çok sağlam bir altyapı sistemi kurmayı düşünüyoruz. Yakın Doğu Üniversitesi gerçekten bu işe kafayı koymuş derler ya o durumda şu an. Tabii bu altyapıda jenerasyon olarak Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş ile baş edebilecek seviyeye gelinmesi için birkaç sene geçmesi gerekecek. Bunun temellerini bu sene çok net bir şekilde atacağız.”

Koç Zafer Kalaycıoğlu’nu yakalamış iken hafta içi CRI TÜRK FM’e konuk olduğunda Ömer Koçsan ile konuştuğumu  TÜBAD açıklaması mevzuunu daha geniş bir biçimde ele alalım istedim. Yabancı antrenörlere belirli kıstaslar getirilmeli mi sorusuna koçun penceresinden bakalım:

“Ne kadar, nasıl olursa olsun en azından bir yönetmelik, bir kıstas olması, kriterlerin belirlenmiş olması çok önemli. Gerçekten çok önemli bir adım. Geç kalınmış bir adım aslında. Fakat TÜBAD şimdiye kadar sağlam bir şekilde kararlılıkla hiç hareket etmemişti. Tabii bunlar şu an proje aşamasında. Gerçekleştirilmesi zor olan şeyler. Öncelikle federasyon tarafından ne kadar kabul edilecek onu görmemiz lazım.” 

“Kadın basketbolu ile erkek basketbolu bu konuda ayrı tutulmamalı”

“Kadın basketbolu ile erkek basketbolu bu konuda ayrı tutulmamalı. Erkek basketbolunda düşünülen temel kriterler burada da uygulanmalı. Kadın basketbolu gün geçtikçe erkek basketbolundan antrenörlerin bu tarafa geçmeye başlayacakları lig olacak. Burada maddiyat da önemli. Maaşların yüksek olması lazım ki iyi antrenörleri çalışmak için bu tarafa getirebilelim.”

“Erkek basketbolunda başarısız olmuş bir antrenörün kadın basketbolunda takım çalıştırmasını istemem”

“Ben de erkek basketbolunda başarısız olmuş bir antrenörün kadın basketbolunda takım çalıştırmasını istemem. Kadın basketbolu ile erkek basketbolunun çok ayırt etmemek gerektiğini düşünüyorum ama kadın tarafı öyle düşünmüyor, içlerinde olduğum için biliyorum. Onlar, hem yönetimin hem de karar mercilerinin tamamının kadın olmasını istiyorlar. Ben bunu da anlayabiliyorum mantık açısından onlar tarafından baktığım zaman. Ama şu an her iki tarafta da bunun olabileceğini, o donanıma sahip olunduğunu düşünmüyorum biraz daha zamana ihtiyaç var. Kadın basketbolunda eski basketbolcuların biraz daha işin içerisine girmesi gerekir ki bunlar gerçekleşsin.”

“Yunanistan’da başantrenörlük yapmamış bir antrenör ama biz burada yaptırtıyoruz”

“Bugün oynayacağımız Hatay’da bir kadın meslektaşım başantrenörlük yapıyor ama geçmişine baktığım zaman Yunanistan’da başantrenörlük yapmamış bir antrenör ama biz burada yaptırtıyoruz. Yani şu an yetişmiş antrenör sayısı az olduğu için kadın basketbolunda çoğunlukla kadınlara teslim edelim mantığının gerçekleşmesi pek olası değil. 1978, 79, 80 ve 82 doğumlu oyuncuların basketbolu bırakıp, yönetici kadrosuna geçiş yapmasıyla birlikte bu ikinci düşüncenin gerçekleştirilmesine daha çok yaklaşacağımızı düşünüyorum. Biraz daha zamana ihtiyaç var.”

Fotoğraf: Mustafa Kemal Makinacı
Fotoğraf: Mustafa Kemal Makinacı

Benim radyo yayınında bahsettiğim husus ise bu kıstasların altyapı basketbolunda hangi biçimlerde, ne denli uygulanabileceği idi. Zafer Hoca öncelikle maaşlarda iyileştirme yapılması gerektiğini düşünüyor.

“Burası Fenerbahçe, sen bu renkler için buradasın. İstemiyorsan istediğin yere git.”

“Yetişmiş antrenör konusunun en önemli basamağı altyapı tabii ki. Bir kere altyapılarda çalışan antrenörlere verilen maaşlar çok komik. Ben Fenerbahçe’de yıllarca çalıştım, antrenörlere neredeyse asgari ücret veriliyordu. Söylenen şey ise “Burası Fenerbahçe, sen bu renkler için buradasın. İstemiyorsan istediğin yere git.” idi. Ufak bir sömürü de söz konusu burada. Gerçekten orada çalışan insanlar o renkler için orada olabilirler ama bunu bir sömürü vasıtası yapmamak lazım. O antrenörün hak ettiği neyse liyakat çerçevesinde vermek gerekiyor.”

“Oyuncu ve antrenöre maaşı Euro olarak ödeyince daha az ödediklerini sanıyorlar. Daha bunun ayırdında değiller”

“Altyapıdaki oyuncuların niteliklerini geliştirmek, onları geleceğe dönük hazırlayabilmek için altyapıdaki antrenörlerin vasıflarını geliştirmek gerekiyor. Vasıflı antrenörleri altyapılara getirmek de lazım ama onları oraya çekebilecek şartları yaratmak gerek. “Bir antrenöre, oyuncuya 3.000 Euro veriyoruz, çok ucuz.” diyorlar. Aylık 12.000 lira ediyor ama daha az sanıyorlar. Daha bunu ayırdında değiller. Fakat aynı parayı Türk oyuncuya ya da antrenöre vermiyorlar. 3.000 Euro’ya getirdik, çok ucuz oyuncu dediği oyuncunun maliyeti 150.000 lira oluyor ama gerçekten bunu algılayamıyor. Yabancı oyuncu transfer ettiğinizde evini ayarla, gidiş dönüş uçak bileti, bazısı Firs-Class istiyor vs. Bu maliyetlerin hepsini topladığınız zaman çok daha yüksek ve bu paranın hepsi dışarıya gitmiş oluyor. Aynı parayla yetiştirebileceğiniz Türk oyuncunun hakkını yemiş oluyorsunuz.”

“Yönetici ve menajerler için de düzenleme yapılması gerekiyor”

“Aynı şey, bu sayılar antrenörler için de geçerli. Ben 1.000 Euro veriyorum diyorlar yabancı antrenöre, ver Türk antrenöre o da çalışır aynı paraya. Euro ya da Dolar bazında verilen paralar hiç TL bazında hesaplanmadan arada çok büyük farklar varmış gibi yorumlar yapılıyor. Aslında biraz da yöneticiler ve menajerlerin de belirli kıstasları olması lazım ki bunlar yaşanmasın. Gerçi bu konuda  da düzenleme olacak sanırım yakında. Aksi takdirde basketbol camiası olarak çok geride kalıyoruz, bu çok net yani.”

Röportajın sonunu bu hafta içi başlayacak olan FIBA Kadınlar EuroLeague Playoff mesaisi ile getirelim istedim. Rakip Bourges ve Final Four’un da İstanbul’a verilme olasılığı söz konusu. Koç Zafer Kalaycıoğlu’nun amacı seriyi Fransa’da bitirmek:

“Final Four’a kalan dört takım belli olduktan sonra ev sahibini belirliyorlar. Yakın Doğu Üniversitesi olarak grubu birinci bitirmek büyük önem arz ediyordu. Ekaterinburg ve Fenerbahçe’nin yer aldığı gruptan birinci çıkarak önemli bir işe imza attık. Eleme usulü değil playoff usulü sistem olduğu için ilk maçı kazanmak çok önemli, sahamızda oynayacağız. Bu sene Bourges ile önemli maçlar yapacağız.”

“Bu Çarşamba ilkini oynayacağız. Zorlu bir eşleşme. Seri eşitlenirse kendi sahamızda oynayacağız ama önce ilk maçımızı kazanıp, seriyi Fransa’da bitirmeye çalışacağız. Yapamazsak üçünü maçı Caferağa’da kazanıp, Final Four’a gitmek istiyoruz.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler